Satirsin

5.9K 579 132
                                    

Doktorun ofisine girdiğimizde doktora baktım.

Tahminimce kırklı yaşlarının başındaydı fakat beyaz önlüğünün içinde yaşı daha genç gözüküyordu.

"Alya Çakır, değil mi?" diye soran doktor ile "Evet, benim." dedim.

Doktor anneme baktı ve "Lütfen hasta ile yalnız bırakın." dedi.

Annem, "Tabii Doktor Bey." dedikten sonra ofisten çıkınca ayakta mal gibi kalmıştım.

Doktor masasının önündeki tekli deri koltuğu gösterdi ve "Oturmaz mısın?" diye sordu.

"Otururum." dedim ve koltuğa oturdum.

Masanın üzerindeki isimlikte yazan ismi içimden okudum.

"Dr. Ahmet Usta"

Doktor hiçbir şey demeden önündeki dosyaları incelemeye devam edince gerildim.

Bu tür sessizliklerden pek hoşlanmazdım.

Doktorun dış görünüşünü biraz inceledikten sonra "Saçlarınız yaşınıza göre oldukça gür." dedim.

"Aslında peruk." diye güldükten sonra peruğu dikkatlice çıkaran Doktor Ahmet ile neredeyse çığlık atıyordum.

Kafasındaki iki boynuz...

Çok tanıdık geliyordu. Bu boynuzları daha önce de görmüştüm.

"Senin de perdesi olmayan bir genç olduğunu gelmeden önce duydum." dedi.

Doktorun dediğini umursamadım. Çünkü aklım boynuzlardaydı.

"Sen bir satirsin!" dedim bağırarak.

Satirler, yarı insan yarı keçiler. Belden aşağıları keçi, gövdeleri insandı.

Ayrıca boynuzları vardı. Yanlış hatırlamıyorsam bu boynuzların büyüklüğüne göre güçleri değişiyordu.

Doktor gülerek "Genellikle buraya gelen kişinin pek bilgisi olmaz." dedi.

"Anlamıyorum. Gördüklerim gerçek mi?" diye sordum.

Doktor, "Evet, gerçek." dediğinde "Bu da bir halüsinasyon ise? Şu an beynim bana oyun oynuyorsa?" diye sordum.

Aslında bu soru kendimeydi ama tek başıma cevap alamayacağımı biliyordum.

Gördüğüm bu doktorun kendisini gerçek olduğunu kanıtlamasını istiyordum.

Yoksa delirdiğime iyicene inanıp buradan çıkıp gidecektim.

"İnanıp inanmamak sana kalmış ama ben yapmam gerekeni her halükarda yapacağım." dedi.

Anlamayarak "Ne yapacaksınız?" diye sordum.

"Öncelikle sana bulunduğun durumu açıklayayım." diyen doktora "Sizi dinliyorum." dedim.

Yaşadıklarım çok saçmaydı. Burada kalmam, bu doktoru dinlemem...

Tabii böyle bir doktor var mı, ondan da emin değilim.

İçimden bir his burada kalmamı, doktoru dinlemem gerektiğini söylüyordu.

"İnsanların bizleri görememesini sağlayan gözlerinde bir perde vardır ve nadir de olsa göz perdesi olmayan insanlar oluyor."

Doktor daha anlatacak gibi duruyordu fakat onu durdurdum ve aklıma takılan problemi belirttim.

"Fakat ben birkaç gündür görüyorum."

"İlk halüsinasyonu doğum gününde mi gördün?" diye sordu gülümseyerek.

Şaşkınlıkla "Evet." dedim.

"Bazı insanlar doğuştan göz perdesi yoktur. Bazı insanların ise yeni yaş gününde göz perdesi kalkar." dedi.

"Şimdi bana ne olacak?" diye sordum.

"Tanrılar uzun zaman önce, insanlar daha yeni yaratıldığında bazı etobur canlılar ile anlaşma yaparak insanları yememelerini istediler. Tabii insan eti, hayvanlardan daha lezzetli olduğu için bu kurala bazı canlılar uymadı. Bu yüzden yeni bir anlaşma yapıldı. Bu anlaşmada etoburlar sadece göz perdesi olmayan insanları yiyebilmeleri idi."

Dehşetle doktorun suratına baktım. Taptıkları o Yunan tanrıları bizlerin ölümüne izin mi vermişti?

"Bu çok canice!" dedim.

"İşte bu yüzden benim gibi birçok satir Dünya'nın her bir tarafına yayıldı ve göz perdesi olmayan insanları bulmaya başladılar." dedi.

Merakla "Şimdi beni buldun. Ne olacak? Sadece tembihleyip bırakacak mısın? Yani öleceğim." dedim.

"Tabii ki hayır! Sana başta da dediğim gibi inansan da inanmasan da yapmam gerekeni yapacağım, seni kampa götüreceğim." dedi.

Şu ana kadar aramızda geçen muhabbet bile çok mantıksız iken daha fazla saçmalığa dayanabilecek miydim?

Bilmiyorum.

Yine de kendimi tutamayarak sordum. "Ne kampı?"

"Senin gibi göz perdesi olmayan insanların üstün bir güç ile korunduğu bir kamp. Bu kampta hem kendinizi korumayı öğretiyoruz hem de bizler hakkında bilgi sahibi olmanızı sağlıyoruz." dedi.

Peki, bu çok saçma bir şekilde mantıklı gelmişti.

"Şimdi lütfen anneni çağır. Onunla da konuşmam gerekiyor."

Çember Kırılana DekOnde as histórias ganham vida. Descobre agora