Kabus

5.5K 508 67
                                    

"Bu bir Avrupa ejderhası!" diye bağıran koyu kahve saçları olan genç adam ile ne yapacağımı bilemeyerek yanımda duran sarışına baktım.

İkisi de benim yaşlarımda görünüyorlardı.

"Ne yapacağız?" diye sordum korkuyla.

Tüyden kanatları olan bu ejderhaya baktım.

Büyük, ateş soluyan, pullu, boynuzlu, kertenkele benzeri bir yaratıktı.

Yaratığın deriye benzer, yarasa benzeri kanatları, dört bacağı ve uzun, kaslı kavrama yeteneği olan bir kuyruğu vardı.

Tüylü kanatları, sorguçları, ateşli yeleleri, omurgası boyunca devam eden fildişi sivri uçları ve çeşitli egzotik süslemeleri olan bir ejderha idi.

En önemlisi ise bizi yemek istiyor gibiydi.

Bizim ise yolun sonu olabilirdi. Arkamız uçurum, önümüz ejderha idi.

Koyu kahve saçları olan genç adam büyük kayayı göstererek "Şuradaki kayanın arkasına geçin! Çabuk!' diye bağırdı.

Onun sözünü dinleyerek hep birlikte kayanın arkasına geçtiğimizde "Ejderhaların bölgeleri mi var?" diye sordum.

"Evet, var. Bence en seksi olanı da bu." diyen sarışın genç ile kaşlarımı çattım.

Burada öleceğiz ve bu ne diyor!

"Kapa çeneni, Metehan." diyen koyu kahve saçlı gence "Bu ejderha neyin nesi?" diye sordum.

"Avrupa ejderhası, kanı genellikle insan üstü güçler verir. İnsan hayatını uzattığını ve insanlara zehir gibi güçler verir."

Derin bir nefes verdim ve "Ne yapacağız?" diye sordum.

"Bu ejderha en az birimizi yemeden gitmez." diyen koyu kahve saçlı gence dehşetle baktım.

Evet, düşündüğüm şeyi düşünüyordu. Kendini feda edecekti.

"Hayır, bunu yapma." dedim.

Korkudan titreyen elimi tuttu ve "Öncelikle sakinleş." dedi.

"Kendini feda edemezsin." dedim.

"Sana değer." dedikten sonra sarışın gence döndü ve ormanlık alanı göstererek "Oraya koşun. Ben onu oyalayacağım." dedi.

Bizim bir şey dememize izin vermeden kayalığın arkasından çıktı.

Elindeki kılıcı havaya kaldırıp salladı ve "Gel beni al, iğrenç yaratık!" diye bağırdı.

Sarışın genç elimi tutup ormana doğru koşarken gözüm kahve saçlı gençteydi.

Ejderhanın onu uçurumun köşesine sıkıştırdığını gördüğümde yanına gitmek istedim fakat sarışın genç buna izin vermedi.

Önce koyu kahve saçlı gencin uçurumdan düştüğünü sonra ejderhanın onu yemek için arkasından gittiğini gördüm.

Korku ile bağırdım. "Aksel!"

Onun da benim adımı bağırdığını duyabiliyordum...

Çığlık atarak kabustan uyandığımda terler içinde olduğumu fark ettim.

Her şey çok gerçekçiydi.

Annem ve babam odama daldığında onlara baktım.

Babam "İyi misin?" diye sorduğunda gözyaşlarıma hakim olamadım.

Birisinin bana "iyi misin" diye sormasına dayanamazdım.

Bir şeyim yoksa bile duygulanır, aklıma gelen kötü şeyleri düşünerek ağlardım.

Bu da benim kötü özelliğim.

Babam yatağımın ucuna oturduğunda yatakta doğruldum ve "Çok kötüydü." diye mırıldandım.

Babam bana sarıldı ve "Hepsi kabustu, geçti. Merak etme." dedi.

Kollarımı babama doladım ve "Hep Yunan mitolojisindeki yaratıkları görürdüm. Bu sefer benim yaşlarımda iki genç daha vardı ve biri... biri öldü." dedim.

"Hiçbiri gerçek değil. Öyle bir şey zaten olmaz." dedi.

"Biliyorum ama işte korkutucuydu." dedim.

Annem gülümseyerek "Bugün son gece, valizini hazırladın mı?" diye sordu.

"Evet, yemekten sonra hazırladım." dediğimde annem "Normalde buna izin vermem fakat mısır patlatmamı ister misiniz? Televizyondan film buluruz." dedi.

"Bu fikre bayıldım." dedim.

"Hadi o zaman kalk yataktan, Çetin sen de film seç. Ben de mısır patlatıyorum." diyen anneme babam ile aynı anda "Tamam." dedik.

Babam yatağımdan kalkarken derin nefes verdim ve yataktan kalktım.

"Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum." dediğimde babam "Tamam." dedi ve odamdan çıktı.

Çember Kırılana DekWo Geschichten leben. Entdecke jetzt