Tuhaf

4.7K 495 59
                                    

Birisinin oldukça hızlı olan ayak seslerini duymamın ardından gözlerimi açtım.

Benden tahminimce otuz santim uzun olan bir genç önümde durmuş, beni koruyordu.

Normal bir mızrağa göre daha kalın olan mızrağının iki ucuna yakın yerlerini tutmuş Kimera'yı tutmaya çalışıyordu.

Kimera ise ona engel olan mızrak ile sinirliydi.

Daha yüzünü bile göremediğim genç "İyi misin?" diye sorduğunda "Evet, iyiyim." dedim.

Sesi çok tanıdık gelmişti. Bilmiyorum, nereden tanıyorum bu genci?

Bana cevap vermeden mızrak ile Kimera'ya sertçe vurdu ve onun yere yığılmasına sebep oldu.

Hayır, onu yaralamamıştı. Sadece yere düşmesine sebep olmuştu.

Bana döndüğünde gördüğüm surat ile şaşkınlığımı gizleyemedim.

Aynı anda ben "Aksel." derken o "Alya." dedi.

Birbirimize "Beni nereden tanıyorsun?" diye sorduğumuzda ikimiz de bu işin böyle olmayacağını anlamıştık.

Aksel bileğimden tuttu ve "Kimera her an ayağa kalkabilir." deyip beni kampın girişine çekiştirdi.

Rüyamda gördüğüm ile tıpa tıp aynıydı. Bu işleri daha da korkunç yapıyordu.

Yeni geldiğim için galiba, bilmiyorum. Çevredeki birkaç kişi bana bakarken ben uğradığım şok ile Aksel'e bakmaya devam ediyordum.

Sadece bir şey sormak istiyorum." dediğinde "Seni dinliyorum." dedim.

"Dün gece hiç kabus gördün mü?" diye sorduğunda "Avrupa ejderhası." dedim.

Bu dediğim onu da şoke ederken "Aynı kabusu görmüş olmamız biraz şey..." dedim.

Cümlemi tamamlayamamıştım. Nasıl tamamlayabilirdim?

Aksel, "Tuhaf, korkutucu, ilginç?" dedi sorarcasına.

"Evet, öyle." dedim.

Dün kabusumda gördüğüm sarışın genç de yanımıza gelince "Seni de gördüm." dedim.

"Biliyor musun, ben de şu an seni görebiliyorum." dedi Metehan.

"Kabusu bu kadar net ve eksiksiz hatırlamam zaten endişe uyandırıcı. Böyle karşılaşmamız daha da sinir bozucu." dedim.

Metehan, Aksel'in koluna girdi ve "Bu bacı ne diyor?" diye sordu.

Aksel kolunu Metehan'dan çekti ve "Bunu sırnaşmadan da sorabilirsin." dedi.

"Beni, tek aşkını... Kalbimi kırma Aksel'im." dedi Metehan.

Metehan sabır dilerken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Kız senin yüzünden eşcinsel olduğumuzu düşüyor." diyen Aksel'e "Tatlı bir çiftsiniz." dedim.

Aksel, "Bundan bahsediyordum." dediğinde Metehan, bana baktı ve gözlerini kıstı.

"Aksel benim paçoz, ona yaklaşma. Yoksa." dedi ve elini ok işareti yapıp yan yatırıp baş parmağı ile boynunu hayali bir şekilde kesti.

"Ben tehditi aldım, yavukluna dokunmam." dedim.

Metehan, "Ay ben bu kızı çok sevdim." diyerek koluma girdiğinde Aksel ofladı.

"Adam gibi dur." dedi Aksel.

Metehan bana bakarak "Sen onu takma, beni kıskanıyor." dedi.

"Bence de çok kıskanç. Hiç kısıtlamıyor mu seni?" diye sordum.

"Çok kısıtlıyor, çok. Etek giymeme izin vermemişti." dedi Metehan.

Aksel bıkkınlıkla "Kendini İskoç sanıp etek giymene izin veremezdim." dedi.

Metehan, "Uzun, ince taş gibi olan bacaklarımı başkası görsün istemedi." dedi.

"Beynine tüküreyim, Metehan. Beynine tüküreyim." dedi Aksel.

"Bir çift tartışmasının arasına girmek istemem. Geri çekilmek istiyorum." dedim.

Metehan sırıtarak Aksel'e "Kız bile birbirimiz için yaratıldığımızı anladı." dedi.

Aksel derin bir nefes verdi ve bana bakıp "Yeni katılanların sentor ile görüşmesi gerekiyor. Gel seni onun yanına götüreyim." dedi.

"Tamam, gidelim." dedim.

Sentor dedi, ciddi ciddi sentor dedi. Bir sentor göreceğime inanamıyorum.

Tamam, şu birkaç gündür gördüğüm sadece mitolojik olduğunu sandığım yaratıklar zaten tuhaftı.

Yine de içimde sentorlara karşı ayrı bir sempati besliyordum.

Belki de okuyup, izlediğim kitap ve filmlerdeki karakterlerinden dolayı, emin değilim.

Metehan peşimizden gelirken Aksel "Kulübene dön." dedi.

Metehan ona trip atarmış gibi omuz silkti ve benim koluma girdi.

"Gör işte, nasıl kısıtlıyor beni ama ben bu kadarına izin vermem." diyen Metehan'a Aksel bakışları ile söverken gülümsedim.

Kampta ilk tanıştığım insanlar oldukları için mutluydum fakat aklım kabusumdaydı.

Daha doğrusu Aksel ile ortak olan kabusumuzdaydı.

Çember Kırılana DekWhere stories live. Discover now