Tehlikeli

4K 379 114
                                    

"Peki ya bu anahtarların yerleri nerede?" diye sordum merakla.

"İlk thánatos anahtarını alacağız. Mersin'de Cennet ve Cehennem mağaralarını biliyorsunuzdur. Hades'in mekanına oradan gireceğiz." dedi Aksel.

Metehan ile birkaç saniye bakıştıktan sonra Aksel'e döndük.

"Ölülerin mekanına bizim ülkeden mi giriliyor?" diye sordum.

Aksel gülerek "Evet, öyle. Cennet diye adlandırılan kısma inmek için dört yüz elli iki basamak inmek gerekiyor. Cennet obruğuna* indiğimiz vakit biraz yürüyeceğiz ve ölülerin ülkesinin girişine varacağız." dedi Aksel.

Derin bir nefes verdim. Bu kadarı biraz fazla geliyordu.

Başka bir seçeneğim de yoktu.

"Ölülerin ülkesine bir kere giren geri çıkamaz, diye bir şey duymadın mı hiç?" diye sordu Metehan.

"Eğer girmeyi başarırsak tanrı Hades ile konuşacağız ve o bizi çıkartır. Orada endişelenmemiz gereken tek şey içeri sağ bir şekilde girebilmek." dedi Aksel.

Sessizce yutkundum. Sağ bir şekilde girebilmek, demişti.

Bu yolculukta ölüm olasılığı çok büyüktü.

"İlk anahtarı aldık diyelim, sonra?" diye sordum.

"İkinci anahtar, zoı. Kayıp şehir Atlantis'in ortasında bulunuyor." dedi Aksel.

Dehşet ile "Dur, dur, dur." dedim.

Aksel bana bakarken "Sen ciddi misin?" diye bağırdım.

Aksel istifini bozmadan "Evet." deyince "Delirdin mi sen?" diye sordum.

"Bu benim elimde değil." diye cevap verdi Aksel.

"Kayıp şehir Atlantis'e gidebilmek için Bermuda Şeytan Üçgeni'nden geçmek gerekmiyor mu?" diye sordum.

Aksel, "Gerekiyor." deyince "Öleceğiz!" diye bağırdım.

"Başka seçeneğimiz yok!" diyen Aksel'e "Direkt bilgili bir tanrı gelip kim olduğumu söylese olmuyor mu? Böylece bu kadar tehlikeli bir yolculuğa çıkmamız gerekmez." dedim.

"Hiçbir tanrı bizim için buraya gelmez." diye araya girdi Metehan.

Ares daha önce benim yanıma gelmişti fakat aynı şey değil gibi görünüyordu.

"Son anahtar?" dedim sorarcasına.

"İngiltere'de, Beachy Head uçurumunda bir bulutun içinde saklanıyor." dedi Aksel.

"Bunların hepsini yapmamız aylar, belki de yıllar sürer. Çember kırılana dek vaktimiz var." dedim.

"Bak şimdi kızım, her zaman normal insanlar gibi seyahat etmeyeceğiz. Zamanında yetişmemiz için birçok yardımcı etken olacak." dedi Aksel.

Bana karşı "kızım" kelimesini kullanması hoşuma gitmişti.

Hayatım boyunca anne ve babamdan başka birisi beni sahiplik eki bulunan bir kelimeyle seslenmemişti.

"Tamam o zaman." diye mırıldandım.

"Sentor, tünelden gidin gibi bir şey dedi. O ne peki?" diye sordum.

"Kamptan çıkar çıkmaz etobur canlılar başımıza uçuşmasınlar diye kampın biraz ilerisine çıkan bir tünelden gitmemizi istedi, sentor." diye açıklama yaptı Aksel.

"Tünelde de kokumuzu almazlar mı?" diye sordum.

"Alırlar fakat tünele giremezler." dedi Metehan.

"Biz gelmeden çember kırılırsa kamptakiler bu tünelden kaçamaz mı?" diye sordum.

Aksel, "O kadar gözünde perde olmayan insanın kokusu ile tüneli parçalayabilirler. Kamptakiler köşeye sıkışır." dedi.

"Anlıyorum." diye mırıldandım.

"Şimdi yatıp dinlenelim, yarın güneş doğmadan yola çıkarız." diyen Aksel'e "Nerede kalacağım?" diye sordum.

Aksel, "Rahat edebilecek isen en mantıklı seçenek benim yatağım. Ben salonda kalırım." dedi.

"Seni yerinden etmeseydim." dedim çekinerek.

"Yerler ayarlandı o zaman. Sen benim yatağımda yatıyorsun. Ben de salona gidiyorum." diyen Aksel'in ardından Metehan heyecan ile sorarcasına "Ben?" dedi.

"Sen kendi yatağında kal." diyen Aksel ile Metehan dudağını büzdü.

Metehan, Aksel'e "Ben de seninle salona gelseydim, aşkım." deyince Aksel "Defol git, Metehan." dedi.

Metehan kaçarcasına odadan çıkınca Aksel ayağa kalktı ve bana bakıp "İyi geceler." dedi.

Gülümseyerek "İyi geceler." dedim.

Aksel odadan çıktığında oflayarak yatağa uzandım.

*Yer altı suyunun, karbondioksit ile birleşimi sonucu karbonik asit oluşur.
Bu karbonik asit kireç taşının yoğun olduğu toprakları zamanla çözerek yer altında mağaralar oluşmasına neden olur, bir müddet sonra mağaranın üstünde bulunan toprak çöker işte bu çökme sonucu oluşan derin çukurlara obruk denir.

Çember Kırılana DekWhere stories live. Discover now