videocall | chanlix

özel bölüm 2

"Ya Jisung! Ne demek oyalayamıyorum?" Felix çırptığı karışımı bırakıp kulağındaki telefonu düzeltti. 

"Adam Felix diyor başka bir şey demiyor. Ev, koca meraklısı olmuş bu. Ne katıyorsun yemeğinin içine?"

Felix kıkırdadı. Sevgilisinin aklının sürekli kendisinde olduğunu biliyordu, bunun hoşuna gittiğini inkar edemezdi. "Kayıtları yavaşlat yapamıyorum falan de, bul bahane işte."

Telefonun ucundaki genç sırıttı. "Hadi ama, sence hyung bunu yer mi? Grubunun en yetenekli, en şahane ve en yakışıklı- oh dur, en iyi seslisi demeyi unuttum, hey ben ne diyordum?"

"Tamam Ji, tamam. Zaten Changbin hyung daha iyi olurdu bu iş için. Senin yapamayacağını tahmin etmeliydim." Felix, söylediklerinin arkadaşı üzerinde etkili olacağını bilerek konuşmuştu. Sırıtmasını engelleyemedi.

"Kim, ne? Ben şaka yapmaya aramıştım. Tabii ki Chan hyungla başa çıkabiliyorum. Hah, ne sandın ki? Hey, Chan hyung demişken onu bulmalıyım sanırım. Nereye kayboldu bu adam yine?"

"Ev sınırına girmeden yetişsen iyi olur Jisung."

"O iş bende."

Kapatılan telefonun ardından Felix ummaktan başka  bir şey yapamazdı. Bu akşam birkaç özel misafirleri olacaktı ve Chan için de sürpriz olmasını isteyerek hazırlık yapıyordu çilli genç. Çalan kapıyla gözleri yuvalarından çıkarcasına açıldı. Kapıya yürürken dua ediyordu. "Lütfen Channie olmasın lütfen!" Delikten baktığında gördüğü çift ile derin bir nefes aldı. 

Açtığı kapıyla konuştu, "Hoş geldiniz. Nerede kaldınız yardım için beklesem yetişmeyecekti hiçbir şey?"

Hyunjin arkadaşına sarılıp geri çekildi, sevgilisinin selamlaşmasını izlerken gülümsedi. "Ah Felix, hemen çıkmadan önce ufak bir yaramazlık yapt-"

"Tamam, detayları duymak istemiyorum. Sorumsuz insanlar sizi."

"İnmişler mi?" Seungmin'in sorusuyla Felix onayladı.

"Minho hyung onları almaya gitti."

"Jeongin nerede?" Gözleri içeriyi taramıştı sarışının.

"Süslemeleri almaya gitti." Kapıda dikilen arkadaşlarına içeriyi gösterdi. "Hadi, beklemeyin burada. Herkes mutfağa!"

Üç genç hızla hazırlıkları tamamlamış, en küçüklerinin getirdiği süsler ile ferah olacağını düşündükleri terası süslemeye başlamıştı. Jeongin şişirdiği balonu bağlarken sordu. "Hyung arka kapıdan girmez değil mi?"

Felix ihtimali tarttı. Yoktu öyle bir şey. "Kapıyı benim açmam için anahtar taşımıyor. Bahçe kapısından mı girecek? Hiç sanmam."

Hyunjin yanında titreyen telefonu çilli gence uzattı. "Seninki arıyor."

Felix uzanıp cevapladı. "Channie?"

"Lix."

"Bir sorun mu var?"

"Bu sincap niye eve gelmeme izin vermiyor? Eve gelmek istiyorum ben." 

Felix telefonda mızmızlanan sevgilisine güldü. "Chan, yemek yaparken ayağımın altında gezip yakmama neden oluyorsun. Arkadaşlarımızla bizde toplanırken bu ihtimali göze alamazdım."

"Ya peki neden Changbin değil de Jisung, soruyorum sadece?"

"Channie, öyle deme ama çok ayıp."

"Çok konuşuyor Lixie, sen çok konuşursan tahammül edebilirim ama bu çocukta olmuyor."

"Mızmızlanma Channie, iki saat sonra görüşürüz!"