38

3.2K 288 21
                                    

"Felix'i dışarı çıkarmak istiyorum, nerede rahat olabiliriz?" Odaya girerken konuştu genç lider üyelerine doğru.

Changbin yattığı yerden hızla doğruldu, "Randevu gibi mi yani?"

"Öyle demek istersen eğer, öyle diyelim."

En küçükleri güldü, "Hoşlandığını ilan ederken bile havalısın hyung."

Chan oturur pozisyona geçen Changbin sayesinde boşalan koltuğa oturdu. İkisine de göz attı, "İlk buluştuğumuzda arabayı bir kenara çekip oturmayı tavsiye etti, diğerinde ise evine davet etti. Sanırım benim için sorun çıkarmamaya çalışıyor. Ancak ona bunu çok görmemeliyim değil mi?"

İki genç birbirlerine şaşkınca bakıp abilerine döndü, "Evine gittiğinden haberimiz yoktu."

Chan iç çekti, "Yanlış yerlere takılıyorsunuz yine."

"Stüdyoya davet etsene."

Changbin'in cevabı en küçüklerini tatmin etmedi, "Hyung randevu diyoruz, stüdyo ne?"

Changbin gözlerini devirdi, "Tavsiyen ne sincap?"

En küçükleri sordu. "Bir yeri kapatmak çok abartılı olur değil mi?"

"Fazla dikkat çeker-"

Chan'ın konuşmasını kesti ortancaları, "Sana sincap dedim ve sen asla buna bir cevap vermedin."

Jisung dudağını ısırdı, "Kabul ettiren var sanırım bunu bana." Kaşlarını çattı, "Konuyu dağıtmayalım, konu ben değilim. Ben daha sonra- ah tanrım aşırı yakışıklıydı."

Chan diğer koltuktaki küçüğüne kırlenti fırlattı, "Sen dağıtıyorsun asıl şu an. Felix de aşırı tatlı ancak ben bunu söylüyor muyum? Bir de konuşurken heyecanlanıp saçmalıyor." Büyük olan yüzündeki gülümsemeden habersiz konuştu.

"İkiniz de düşmüşsünüz resmen, aklınız uçmuş aklınız." Changbin'in sesiyle döndüler gerçekliğe iki genç de.

"Durun tamam, artık bir şeyler bulalım. Changbin stüdyo olmaz, yani şu an için en azından. Ona biraz daha vakit var bence. Bir yeri de kapatamam bu daha büyük dikkat çeker."

"Hyung Minho ile gittiğimiz yere gitseniz? Hem onların arkadaşının ailesininmiş orası. Onlara güvenebiliriz?"

Chan kafasını iki yana salladı, "Bu da olmadı. Hadi biraz daha düşünelim."

"Şarkı sözü yazmayı tercih ederdim gerçekten kafam hiç basmıyor bunlara." Changbin söylendiğinde geri kalan ikili ona güldü.

--

"Biliyor musunuz bence Hyunjin çoktan Seungmin'den hoşlanmaya başlamış bile." En küçüğün sesi ile ikili telefonlarından başını kaldırdı.

"Nereden anladın bunu?" Sordu çilli olan.

"Cidden grupta uyuyor musunuz? Eli ayağına dolanıp çuvalladı baya."

Konuştu en büyükleri, "Bizim bir şey yapmamıza gerek kalmadı ha?" İki çocuk da kafasıyla onayladı.

"Jeongin'in kıskançlık denemesi gayet başarılı geçti, Hyunjin çoktan fitili ateşlemiştir bile." dedi Felix gülerken.

"Sizin Chan ile nasıl?" diye sordu bu sefer heykel adam.

"Hyung bilmiyorum, yani farkındayım benimle normal konuşmuyor yani demek istediğim evet, onun için normal bir arkadaş değilim ama kesin bir şey görmeden kendimi salarsam toparlanamam."

Geri kalan ikili onun doğru söylediğinin farkındaydı, gerçekten heyecanlı ama zor bir süreçti. Başa çıkması gereken bir ün vardı öbür taraf için, arkadaşlarının üzülmemesini dilediler.

"Ya sincap ne iş?" diye devam etti Felix ortamın düştüğünü fark edince.

Minho hemen gülümsedi, "Yanında sakin olabilmek için aklımdan sizinle kavga ettiğimizi düşünüp hüzünlenmeye çalışıyorum. Siz düşünün."

Bu üç genci de kahkahalara boğmuştu. 

videocall | chanlixWhere stories live. Discover now