67

2.3K 190 70
                                    

Chan arayıp gelmesini istediğinde, Felix bir an bile düşünmemişti. Üstünü giydiği gibi kendini dışarı atmıştı. Şimdi ise binadan içeri giriyor, yorgun sevgilisini kollarının arasında saklamak istiyordu. Merdivenleri adımlarken telefonu çaldı, "Channie, geldim, merdivenlerdeyim."

"Oh tamam, açıyorum o zaman kapıyı."

"Tamamdır."

Felix merdivenlerin sonunda kapıya yaslanmış sevgilisini gördüğünde gülümsedi. "Siyah demek ha?"

Chan kafasını geri atıp kıkırdadı, "Güzel olmuş mu?"

Felix içeri girip kapıyı kapatan sevgilisine sarıldı, ellerini saçlarından geçirdi. Siyah tutamları okşadı, "Gördüğümde şok oldum, akıl almaz derecede iyisin Chan."

Chan sevgilisinin çenesini yakalayıp kaldırdı, dudaklarını bastırdı dudaklarına. "Beğenmene çok sevindim."

İçeriden Jisung seslendi, "Benim ruh ikizim nerede? Kapıda mı bıraktın çocuğu hyung?"

"Bu ara fazla Minho hyung ile fazla takılıyor, laflara bak. Küçük Minho. Bir yasaklasan mı acaba sen görüşmelerini-" Felix girdiği odada hyungunu kaşlarını kaldırmış bakarken gördü, "Selam Minho hyung!" Ardından sevgilisinin beline sarıldı.

"Sen Chan komasından çıkabildin mi ya? En son seni bıraktığımızda 'piercingli siyah Chan' diye ağlıyordun da."

"Sen de 'Şimdi herkes bu kadar yakın mı görüyor bizim gibi? Sincaplar kapatılsın.' diye yetkilileri aramaya gidiyordun. Ben bunu söylüyor muyum hiç?" Şirince gülümsedi hemen ardından.

Minho sevgilisinin kocaman olmuş gözlerine baktı, omuz silkti. "Felix'in de içine şeytan kaçmış, değil mi hayatım?"

Chan sevgilisinin omzundan kendine çekti, "Odamdayız."

"Çok ses yapmayın olur mu?" Jisung gülerek göz kırptı.

"Al birini vur ötekine." Felix kafasını iki yana salladı. İkili merdivenleri arşınlayıp odaya girdiler.

"Changbin hyung nerede?"

"Jeongin ile buluşacaktı."

Felix anladığını belirtircesine kafasını salladı, montunu çıkarıp kenara bıraktı. Yatağa uzanan sevgilisine baktı. "Hadi tişörtünü çıkarıp arkanı dön, masaj yapayım sana."

Chan ikiletmeden dediğinin yapıp yüz üstü yattığında Felix onun beline oturdu. Ellerini sırtından omuzlarına çıkarıp ovmaya başladığında kıkırdadı, "Demek buralar taşıyor endüstriyi?"

"Çok sevdiğim bir fanımız şaheserler yarattığımızı söylemişti. Ondan ilham aldım." Felix'in elleri durdu, dudakları şaşkınca açıldı.

"Ciddi misin?"

"Neden? Olmamalı mıyım?"

"Sadece hiç düşünmemiştim."

Chan üzerinde oturan bir insan değil de pamuk torbasıymış gibi vücudunu çevirip önüne döndü. Küçüğü karnında oturuyordu artık. Elini çilli olanın yanağına götürdü. "Bebeğim, sevdiğim şeylerden ilham alıyorum ve seni seviyorum." Felix yüzündeki elin avucunu öptü, tekrar yanağını yasladı.

"Ben de seni seviyorum."

Chan kollarını açtı, "Gel buraya."

Felix kendini yan tarafa atarak sevgilisinin kolları arasına girdi. Kısa bir sessizlikten sonra dudaklarını araladı, "Biliyor musun Channie~"

"Neyi bebeğim?"

"Bugün seni izlerken, sana sahip olduğuma inanamadım. Sen oradaydın ve çok ulaşılmaz duruyordun."

Chan sevgilisine daha sıkı sarıldı, "Ben sana baktığım her an inanamıyorum. Felix, çok güzelsin."

Çilli olan kendi gibi küçük yumruğunu sevgilisinin göğsüne vurdu. "Ya, ben ciddiyim."

Chan yüzünü sevgilisinin yüzüyle eşitledi, "Bakayım, ne kadar ciddisin?" Felix'in gözleri önündeki dolgun dudaklara kaydığında parmakları takip etti gözlerini. Yayın sırasında piercing olan dudağın köşesine dokundu, "Piercing de takmıştın."

"Yakışmış mıydı?"

Felix gözlerini dudaklardan ayırmadan mırıldandı, "Nefes kesiciydi."

"Daha sık takmamı ister misin?"

"Sahnede mi? Hayır. Benim yanımda ise evet."

Chan kıkırdadı, "Çok sevimlisin."

"Bıraktığımda sen de sevimliydin, sarı bir şeydin. Şimdi afete dönmüşsün."

"Seksi kurt dedin bana, hakkını vermeliydim değil mi?"

"Vermesen de olurdu. Ben içten içe biliyordum zaten."

Chan sevgilisinin burnuna oradan da çillerine doğru yol çizip baskılar bıraktı dudaklarıyla. "Ne kadar sevimlisin sen öyle, kıskanç civciv mi desek sana?"

"Sen de kıskanç kurt olurdun o zaman. Daehwi gelince ağzımdan nasıl laf almaya çalışıyordun unutmayalım. Hem sen bir kişi ile baş etmek üzereydin. Ben ise milyonlarca. Adil yarışalım lütfen."

Chan gülümsedi, kollarını sevgilisinin omuzlarına daha sıkı sardı, "Ama benim dünyam zaten kollarımın arasında."

"Beni böyle yumuşatabileceğini düşünüyorsan çok haklısın Channie." Küçük olan bir elini sevgilisinin göğsüne bıraktı. "Channie,"

"Evet bebeğim."

"Arada bir klişeler gerek ilişkiye değil mi?"

"Hmm, ne demekmiş bu?"

"Sana makyaj yapabilir miyim?"

"Şimdi mi?"

"Yorgunsun, uyuyalım şimdi. Yarın. Yarın nasıl? Olur mu?" Felix gözlerini açmış sevgilisinin yüzüne sevimli bakışlar atarak istediğini almaya çalışıyordu.

Chan gülümsedi, "Öyle bakmasan da kabul ederdim biliyorsun değil mi?"

"Sen harika bir sevgilisin."

"Biliyorum."

"Yah! Sen de bana iltifat etsene. Daehwi ols-"

Chan sevgilisinin ağzını dudaklarıyla kapattı, "Kesinlikle üzerime oynuyorsun ve ben de aptal gibi yiyorum."

Felix kıkırdadı. "Ama yine de beni seviyorsun."

"Evet bebeğim, seni çok seviyorum."





Şöyle sevdiğinin kolları arasında dinlenen bir Chan bırakalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Şöyle sevdiğinin kolları arasında dinlenen bir Chan bırakalım. Yazarken fazlasıyla soft olup ne yazacağımı unutuyorum, help! 

Felix, Chan ile makyaj vlogu da çeker bu gidişle YouTube'a atılıp dsklgjsld 

Diğer bölüm görüşelim, sizi seviyorum! 💖

videocall | chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin