Bölüm 26: Emanet

Start from the beginning
                                    

Deniz şimdi ağlayacaktı. Yaş dolan gözlerini hızla kırpıştırdı. "Annem çok şanslı.." dedi titreyen sesiyle.. Melih kızına uzanıp alnına dudaklarını bastırdı.

"Sen de öyle.." dedi geri çekilirken. "Benim gibi baban var.."

Genç kız, ağlamaklı halinden hızla sıyrılırken, "Evet.." diyerek gülümsedi. Bu hayatta birçok şansı olmasına rağmen başı böyle bir babaya sahip olması çekiyordu kesinlikle..

"Hadi bakalım yeterince oyalandık. Toparlan.." Melih bu sefer hiç duraksamadan odadan çıktı ve karısının haklı olduğunu söylemek için hızla mutfağa indi. Seda, gelen kocasının surat ifadesinden her şeyi anlamıştı. Suratına zafer dolu bir gülümseme bıraktı.

"Söyle söyle! Çekinme.."

Melih, karısına sinsi bir bakış attı.

"Tamam haklıymışsın!"

Seda gülümsemesini suratında genişletti. "Biliyordum!"

"Aslında sorun şu ki, kızımın gönlünü çalan adamın kim olduğu?" Melih merakla karısına döndü. "Onu da biliyor musun peki?"

Seda hazırladığı kahveyi Melih'e uzattı. Suratında kararsız bir ifade belirdi. "Sadece tahmin diyelim.." dedi ve gözleri bahçede deli gibi volta atan Hopali'ye kaydı.

"Eğer tahminimde yanılmıyorsam, bu biraz sancılı olacak!"

Her şeyden bihaber olan Deniz babasının ardından öylece baktı.. Ciddi anlamda annesini kıskanmaya başlayacaktı. Böyle bir sevdayı hak etmek için ne gibi sevaplar işlediğini sorup öğrenmeliydi. Belki o da onun izinden giderdi. Saçma düşünceleriyle boğuşan Deniz, derin bir iç çekti. Eliyle saçlarını tepesinde gelişigüzel tutturdu. Yataktan kalkmak için hareketlendiğinde gözü başucundaki komodine kaydı. Gözleri kocaman aralandı. Kalbinin bu denli hızlı atmasına sebep olan şey ise gözüne takılandı..

Tespih oradaydı!

****

Kafasında kurduğu onca senaryo ile neredeyse günü bitirecekti Deniz. Bir sürü cevap bekleyen sorularla oturduğu yerde rahatsızca kıpırdandı. Eşyalarını sessizce çantasına sokuşturduğu esnada dersin bittiğini söyleyen hocanın sesiyle derin bir nefes soludu. Adam biraz daha konuşsaydı izin bile almadan kaçıp gidecekti. Telefonuna gelen bildirim sesiyle duraksadı. Meltem'in yolladığı beş sayfalık mesajı görünce gözlerini devirdi.

"Bari mesajı kısa kes be kızım!" diye söylenerek sınıftan hızla çıktı. Bahçeye adımını atar atmaz suratına çarpan rüzgarı karşılayan Deniz, az da olsa rahatladığını hissetti. Girdiği bu bunalım hallerine son vermeliydi. Resmen platonik aşk yaşama evresine girmişti. Aklına geldikçe öfkeleniyor, sergilediği bu durumu kendisine yakıştıramıyordu. Ne olursa olsun, bu düşünceli halinden biran önce kurtulmalı ve yoluna bakmalıydı.

Okulun karşı caddesinde bulunan bir mekanda onu bekleyen kuzenlerinin yanına gitmek için hareketlendi. Güvenlik kapısından geçtiği esnada ardından seslenen arkadaşının sesiyle duraksar gibi oldu. Suratına bezgin bir ifade bıraktı. Duymamış gibi yapsa çok mu ayıp ederdi? Genç adam tekrar seslendiğinde Deniz mecbur durmak zorunda kaldı. Ve tüm bu sahneyi büyük bir öfkeyle seyreden davetsiz misafirinden habersiz arkadaşının ona sarılmasına izin verdi!

Arabasının içinde saatlerdir bekleyen Mirza, karşılaştığı manzara karşısında direksiyonu var gücüyle sıktı. Onca saattir bu manzarayı görmek için mi beklemişti? Damarlarında dolaşan kanın hızlandığını hissetti. Neden bunu yapıyordu? Orada olduğunu ruhu bile duymazdı. İstese ona gözükmeden uzaklaşabilirdi. Güvendeydi. Gayet iyi görünüyordu. Hatta fazla iyiydi! Adama saçtığı gülücükler, canını sıktı. Adi herifin sarılmasına bile izin vermişti. Bütün gözleri üzerine topladığının cidden farkında değil miydi? Peki ya tüm bu olanlardan ona neydi?

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 09, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SEVDANA GÖNÜL VERDİMWhere stories live. Discover now