XVIII-IV

237 42 67
                                    

Geçtiğimiz günlerde Instagram hesabımda paylaştığım videoda da belirttiğim gibi son sekiz bölümün içerisindeyiz. O yüzden şimdiden nasıl veda edeceğimi düşünüp hüzünleniyorum lakin böylesinin daha iyi olacağının da farkındayım. Diğer yandan son bölümlerde yorum sayılarının fazlasıyla arttığını görüyorum. Zor zamanlardan geçiyor olsam da yorumlarınızın beni her daim mutlu etmeyi başardığını söylemeliyim.

Çok teşekkür ederim.

Sevgiler.

—Ayça.
Instagram: thequenes
Twitter: thequenes
Ask.fm: thequenes


18 Nisan
07.47, akşam.

O beklenmedik ancak bir o kadar sevindirici müjdeyi aldığımız günden beri bana her an incinebilecek camdan bir bebek gibi baktığını görüyorum. Üzerime titreyişindeki endişe karnıma dokunan avucundaki heyecana karışırken kalbinin nasıl bir karmaşa içinde olduğunu da bir tek ben biliyorum.

Anne olacağımı öğrendiğim andan bu yana, bedenimi saran değişimlerin karşısında benliğim göğüs kafesimin altında kıvrılmış duruyor, ciğerlerim arasında uçuşan kuşların kanatlarına çarpıp süzülen meltem yüreğime hoş bir ezgi fısıldıyordu. Bahar daha bir sevinçli geliyordu gözlerime, ağaçlar daha canlı, çiçekler daha bir renkliydi. Yürüdüğüm sokaklarda artık yabancılar yok gibiydi, gecenin geç saatlerine kadar müziğin dinmediği evlere şölenler hakimdi. Sabah güneşin parlaklığından açamazdım gözlerimi, gece geldiğinde ise yıldızlar ölü değildi.

Dünyanın bütün ışıkları üzerimize düşüyormuş gibi hissettiğim bir başka günün ilk saatlerinde günlerdir olduğu gibi onlarca tabak ve kadehle donatılmış masanın baş köşesinde oturuyordum. Önümdeki tabakta duran reçelli ekmekten bir ısırık alıp bakışlarımı daha fazla yemem için ısrar etmene itiraz ederek sana çevirdim ve "Daha fazla yiyemeyeceğim," diye mırıldandım. Ardından başımı çevirip masanın yan tarafında duran saate baktığımda zamanın düşündüğümden çok daha hızlı geçtiğini fark ettim.

Çaydan küçük bir yudum alıp ayağa kalkarken "Zaten gitmemiz gerekiyor, yoksa geç kalacağız," diye ekledim. Bana karşı çıkmak üzereydin ki aynı anda saate bakınca söylediklerime hak verip sandalyenden kalktın ve hızla yanıma gelip koluma uzandın. Koluma dokunduğunda bedenini saran gerginliği hissettim ilk olarak ancak bu, benim de paylaştığım bir his olduğu için yabancı gelmemişti. Bugün Bay G.'nin yaptıkları için yargılanacağı mahkemeye katılacağımız için bir kez daha olanlarla ve onlarla yüzleşecek olmanın ağırlığını taşıyorduk omuzlarımızda.

Yaşadıklarımızın sorumlusu olarak ceza alacağını bilmek içimi bir nebze de olsa rahatlatıyordu fakat aynı anda kalbimi anlamlandıramadığım, adını koyamadığım, göğsümde keskin bir ağrıya sebep olan rahatsız bir duygu da dolduruyordu. Bütün bunların hiçbir zaman yaşanmamış olmasını dilediğimdendi belki yahut senin Bayan D. ile olan bağından dolayı bir şekilde Bay G. için üzülüyor da olabilirdim. Davranışlarını bağışlamanın kolay olmayacağı bir hakikatti ve kimse de benden bunu beklemiyordu ancak onun vaziyetini düşündüğümde zihnimdeki kıvrımlara yerleşen merhamet dolu sesler, onu affetmenin tahmin ettiğimden çok daha kısa sürede gerçekleşeceğine inanmama neden oluyordu.

Önceki yıla göre çok daha çetin geçen baharın uyarılarına kulak vererek siyah kadife elbisemin üzerine aynı renkte bir palto giyip gösterişsiz bir şapka takmaya karar verdim. Düğmelerin arasından elimi karnımın üzerine koyarken derin bir nefes aldım ve "Güvendeyiz," diye fısıldadım. Avucuma dolan sıcaklıkla birlikte aynada bana korkulu gözlerle bakan kadından aldım bakışlarımı, ruhuma çevirdim. Tenimin altında büyüyen yankısına endişeyle bakarken orada mutlu ve sağlıklı olduğuna kendimi inandırmaya çalıştım. Saniyeler sonra yanıma gelip çeneni omzuma koyduğunda ve elin hâlâ karnımın üzerinde duran elimi bulduğunda buna inanmak hiç de zor olmadı. Zira sen yanımdayken en sert rüzgârın yüzümde bıraktığı his gelinciklerin yapraklarını döküşüne benzer, pamuklar zırha, duvarlar surlara dönüşürdü.

Çanlar ve KuşlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin