Salona girdiğimde bir evden çok çocuk parkına benziyordu, Salih baba Aylin'i dizlerine oturtmuş saçlarını örüyordu, annem Umut'un ağzına çorba dolu kaşığı sokmak istiyordu ama oğlum inatla elindeki arabayı anneannesinin gözünün önünde sallıyor, heyecanla bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

Ege Azra'nın saçlarını yakalamış avucuna sıkıştırmıştı, bir yanda Karaca onu ikna etmeye çalışırken diğer yanda Gamze ablanın kızını kurtarma çalışmaları vardı.

"Ben geri mi gitsem?" Fısıltımı duyan Emine anne kıkırdayınca Umut beni fark etti.

"Anne," tam boyuna göre olan sandalyeden atlayıp bana koştu, önünde diz çöktüm. Dudaklarım boynunda kendine yer bulurken kıkırdayıp kollarımda debelendi. Sol elinin avcu yanağıma çıktı, okşarken yüzüme öyle derin bakıyordu ki kalbim erdi.

Aylin de koşar adım yanıma gelip bedenini pat diye dizime bıraktı, "Anne," dedi oğluma göre daha tiz bir sesle, "Bak," saç örgüsünü gösterdi. "Çok güzel olmuşsun anneciğim," şımarıkça kıkırdadığında yanağını canını acıtmayacak kadar dişledim.

"Hoş geldin Leyla," Karaca Ege'yi sakinleştirmiş, göğsüne yatırmıştı. Azra'nın da canı çok yanmamış olacak ki annesinin dizine uzanmış elindeki kitaba odaklanmıştı, okumayı yeni yeni söküyordu. Hepsinin büyüyüşüne şahit olmak öyle büyülüydü ki.

"Hoş buldum." Dizimin üstüne yaslı olan kızımı kucaklayıp, oğlumun da elini tutup bedenimi koltuğa bıraktım.

"Anneciğim aç mısın?" Annemin şefkatli sesiyle gülümsedim, kaç yaşına gelirse gelsin bir anne çocuğunu hep sakınmak, korumak istiyordu.

"Değilim," Aylin başı göğsümdeyken omuzlarımdan sarkan saç tutamlarımdan birini tuttu, parmağının etrafında çevirirken Salih baba ona sitem etti.

"Anneyi görünce dedeni unuttun kızım," Aylin kafasını kaldırıp ona baktı, tüm dişlerini göstererek sırıttığında kollarımdan sıyrılıp dedesine koşacağını sandım, o bunun aksine omuz silkip yeniden bedenime yasladı, eli her zamanki gibi kalbimin üstüne gitti, avucunun içinde hissettiği atımlar hoşuna gidiyordu.

"Zilliye bak," Gamze yalancı bir hayretle söylendiğinde Aylin yüzünü boynuma saklayıp kahkaha attı.

"Oy kurban olurum," Annem adeta şakıyarak bana yanaştı ama hedefi ben değildim, Aylin'in suratını tutup öpücüklere boğdu, kızım halinden gayet memnun bir şekilde gülümsüyordu.

Sevgiyle büyüyorlardı, her daim onları saran kollar vardı. Kalbimin yerinde bir kuş uçuşuyordu onları gördükçe.

"Anne," Umut arabasını kadrajıma sokup bir şeyler anlatmaya başladığında tüm dikkatimi ona verdim, hevesle anlattığı ne olursa olsun büyük bir ilgiyle dinliyor, asla cümlelerinin yarım kalmasına müsaade etmiyordum. "Bak buradan kapılarını açıyorum sonra hopp," dedi harfleri uzatarak. "Uçan araba oluyor."

"Babama söyleyeceğim belki bana uçan araba alır."

"Mutlaka söyle, eminim o da bu fikirden çok hoşlanacaktır," alt dudağımı ısırıp Mahir'in tepkisini hayal etmeye çalıştım.

"Ben de," dedi Aylin bir anda sohbete dâhil olarak.

"Sen sakın eksik kalma kızım, hatta bende isteyeyim. Bakalım babanız ne diyecek."

Leyla Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum