SCONCE

2.5K 162 94
                                    

"Soyun."

Evet bunu Jungkook beyefendi söylemişti. İnanılmaz gözlerle ona baktım. Ne dediğini algılıyabiliyormuydu acaba?

"Senin işin bu değil mi?"dedi ciddi bir ses tonuyla. Herkesin gözü bizdeydi. Sanki bir cinayet işlenmişte herkes ona bakmaya gelmişti. Evet burada bir cinayet söz konusuydu. İşin kötü yanı kurban bendim.

Taehyung tedirgin bir tavırla ileriye adımladı. Şu an ne yapmalıydım? Herkes  "Soyun,soyun." diye alkış tutuyordu. Ellerimle duymak istemediğim için kulaklarımı kapattım. Jungkook büyük bir zevkle izliyordu.

"Sen mi soyunacaksın yoksa benim seni soymamı mı istersin" diye fısıldadı. Ellerimi gömleğime götürüp tekrar yere indirdim. Bunu yapmak zorundamıydım cidden?

Ağlamaklı çıkan sesim ile "J-jungkook lütfen" diyebildim. Yüzünde en ufak duygu kırıntısı yoktu. Kafamı yere eğip ellerimi gömleğimin iliklerine götürdüm.

Her bir düğmeyi açmamla gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Herkes susmuş beni izliyordu. Artık bana acıdıklarına emindim. Her iliği açışımda vücudumdaki izler ortaya çıkıyordu. Bahçedeki tek ses benim sessizce ağlama ve hıçkırık seslerimdi.

Son iliği çözecekken elime bir el tutundu. Kafamı kaldırmaya cesaret edemiyordum. Gözlerimdeki yaşlar ellerine doğru düşüyordu. Elleriyle ellerimi kavrayıp bahçenin sonuna doğru sürüklemeye başladı.

Kafamı kaldırmam ile bunun Taehyung olduğunu anlamıştım. Hızlıca gömleğimin düğmelerini tekrardan ilikledim. İçimdeki utanç hissi çığ gibi büyüyordu. Ama şaşmamam gerekirdi Jungkook gibi insanlar herşeyi yapardı.

Taehyung elini çeneme koyup başımı kaldırdı."İyi misin?" diye sordu.Utangaç bir biçimde kafamı salladım. İlk defa birisi iyi misin? demişti.

Ortamdaki sessizliği bozan Jungkook olmuştu. "Ne oluyor?" Kafamı geri çekip geriledim.Jungkook'un bileğimi birden tutup çekiştirmesiyle irkildim "Seni bırakayım."

Elimi ondan ayırmaya çalışırken Taehyung "ben bırakırım"demesi ile ortam cadı kazanına döndü. İkisi arasındaki soğuk bakışmaları hissedip ürperdim.

Jungkook alaycı bir bakışla "Ne bu? Tükürdüğünü yalamak mı?" Deyip Taehyungun omuzuna kasten çarparak ortamı terk etmişti.

Taehyung korkmuş olduğumu anlayıp "boşver takma sen onu duygusuz salağın teki işte"deyip omuz silkti. Bunun ondan fazla ben farkındaydım.

Taehyung beni bırakacağını söyleyip arabasına almıştı. Üzgün bir ifade ile yoldaki ağaçları izledim. Taehyungun dikiz aynasından bana baktığını hissedebiliyordum. Kafamı tekrar ona çevirdiğimde gözlerini dudaklarıma dikip dudaklarını yalamıştı. Rahatsız olup yerimde kıpırdandım. Denize düşen yılana sarılır pozisyonundaydım. Jungkookun abisiydi sonuçta dikkat etmek gerekti.

Geldiğimizi fark edip emniyet kemerimi çıkarmaya çalıştım. Ama bu aptal şey sıkışmıştı. Tamda sıkıştığı zamanı buldu diye geçirdim içimden. Taehyung çıkaramadığımı anlayıp çıkarmak için üzerime doğru eğildi. Nefesimi tutup onu beklemeye başladım. Bu Jungkooka göre daha kibar birisiydi anlaşılan.

Önüne gelen saçlarını öne atmak için savurduğunda yüzümüzün değmesi için az bir mesafe kalmıştı. Tuttuğum nefesimi daha fazla tutamayıp yüzüne doğru üfledim. Bana hafifçe gülümsedi.Bana daha da yaklaşmaya başlamasıyla seri hareketlerle kapıyı açıp arabadan indim.

Taehyung bozuntuya vermeden kapıyı kapatıp mekana doğru ilerledi. Kapıyı tıklatıp beklemeye başladık. Bir süre sonra Jong san'ın kendisi kapıda belirdi.

Jong san'ın anlık gülümsemesi ile tuhafsar bir bakış attım. Tabiki de bana gülümsüyor olamzdı. Kollarını açıp Taehyung'a sarıldı. "Senin o işe yaramaz kardeşine defalarca sordum. nerelerdeydin?"

"Uzun bir süre şehir dışındaydım şirketin başına geçmeye geldim"dedi geçiştirmeye çalışarak. Jong san şaşırır bir ifadeye bürünerek "Baban şirketi ilk önce kim evlenirse ona vermiyormuydu?" Dedi.

Taehyung bana dönerek "Hallederiz o işi"demişti. Jong san kısa bir "Ooooo." Çekerek bakışları ikimizin üzerinde gezindi. Tabi yine olay yerini terk eden ben olmuştum koşar adımlarla odaya çıkıp arkamdan kapıyı kitledim.

Medya Jungkook

Onları orada terk edip barmene visky söyleyip beklemeye başladım. Bardağımın gelmesi ile hepsini kafama dikip içmiştim. Barmene işaret ederek tekrar doldurmasını istedim. İkinci bardağın gelmesi ile onuda bir dikişte bitirdim. Genelde sinirlenince çok hızlı içerdim. Parti yerini terk etmemiştim çünkü kesmem gereken kişiler vardı.

Kızıl bir afet yanıma oturup benimle konuşmaya başladı.Bu hangi yattığım kişiydi acaba? Diye geçirmdim içimden Aklıma gelmiyordu takmamaya çalışarak sanki hatırlarmışçasına konuşmaya başladım.

Elini enseme koyarak "Beni o geceden sonra hiç aramadın." dedi ağzını yayarak.Genelde bir gecede işimi bitirir,onları bir daha aramazdım.Aklıma da gelmezlerdi zaten.Dudağını büzmüştü "Yoksa beni beğenmiyor musun artık?" nefes almak için bakışlarımı etrafta dolaştırıp tekrar ona döndüm.Elini saçlarına dolayıp,bir yandan da dudağını yalarak bana bakıyordu.Sarı saçların olsa,kısa boyun olsa,beyazın en açık tonunda vücudun olsa belki düşünürdüm diye geçirdim içimden.

Düşüncelerimin ne kadar saçma olduğunu anlayıp kızın elinden tutup arabaya doğru götürdüm.Onu bir daha evime atacağım için şanslıydı. Son model arabamı itina ile açıp içeri geçtim.

Onun da yanıma oturmasıyla müzik açıp evime doğru sürdüm.Yanımdaki dayanamamış olacak ki ellerini sürekli kaslı bacaklarıma sürüp duruyordu.

Onun okşamasıyla gözlerimi kısa bir süreliğine kapatıp tekrardan açtım.Rahatlamıştım,ama rahatlamamın sebebi onun elleriyle bacağımı okşaması değil o eli Jimin'in eli olarak hayal etmemdi.

Hayal dünyamdan çıktıktan sonra arabayı durdurdum ve kızın elini birden tuttum."Senin ellerin küçük değil."



OBSCUREHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin