CONFIDENCE

4.9K 279 124
                                    

Kafamı kaldırıp gökyüzüne baktım bulutların ardına gizlenmiş gökyüzü içimi anımsatıyordu.

Aklımda soru işaretleri dolanıyordu,evden kaçtım kaçmasına ama sonrasını hiç düşünmemiştim.

Yine de umutsuzluğa kapılmadan içine eşyalarımı koyduğum çantayı kucakladım ve önüme ilk düşen sokağa girdim,biraz ilerlediğimde çöp bidonlarının bulunduğu köşeden tıkırtılar gelmeye başladı.

Sırtımdaki çantaya sığınarak oradan uzaklaşacaktım ki bunun çöplerin içine sızan bir kedi olduğunu gördüm. Ağzımdan ufak bir kıkırdama çıktı ve sokağa küçük bir yankı yaptı.

Ardından bir kaç kişinin gülüşme seslerini duydum.Nedense bu gülüşmeler bana birini hatırlatıyordu.

Gülüşmelerin sesi şiddetlenince hemen çöp bidonunun arkasına saklandım.Saklandığım yerden onların konuşmalarını duyabiliyordum.

Bedenimi bir titreme aldı korkmuştum ama bu daha ilk gecemdi,yoksa diğer günler ne yapacaktım ben buralarda.

Adamlardan biri sarhoş bir edayla "O kadın ne de güzel oynadı ama,oğlu yoktu karısını oynattı resmen karşımızda."diyerek pis kahkahasını etrafa savurdu.

O anda beynimden vurulmuşa döndüm.O kadının annem olma olasılığını düşündükçe kalbim yerinden çıkmak istercesine atıyordu.

Merak edip kafamı biraz uzattım.Onlar evimizdeki adamlardan başkası değildi.

Ağzımı kapayıp yere çömeldim.
Ağlamaya başladım.Hıçkırıklarımın sonu gelmiyordu.Elimle ağzımı daha sıkı kapattım.Beni duyma olasılıklarını düşündükçe içimdeki korku artıyordu.

Başımda duran adama baktım.Kahretsin ki beni görmüştü.Elimi ağzımdan yavaşça çekip onlara yalvaran gözlerle bakmaya başladım.Bana acıdıklarını hiç sanmıyordum.

Tek çarem,var gücümle koşup burdan kurtulmaktı.Ama burkulan bileğim buna asla izin vermezdi.

Adamlardan biri "Bak sen burda kimler varmış seni hemen babana götürmeliyim." dedi.Gözümdeki yaşlar daha da şiddetleniyordu.

Konuşamaz olmuştum.Hele de yine o üvey baba denen adama dönecek olmam beni daha da üzüyordu.

Arkamdan gelen kalın bir sesle irkildim."Ne yapıyorsunuz burada?"

Bu sesin sahibini kesinlikle tanımıyordum.Uzun boylu siyah saçlı omuzları geniş bir adamdı.

Adamlar sorun çıkartmadan burayı terk etmeye başladılar.Belli ki bu adamdan korkmuşlardı.O kim olabilirdi ki? Neden hemen sözünü dinleyip gitmişlerdi buradan? Adam yanıma gelip sarı saçlarımı güven verircesine okşamaya başladı.

Garip hissetmiştim hiç bilmiyordum böyle şefkat dokunuşları ben.Alışık değildim böylesine.Ellerini bana uzatıp artık güvendesin gibisinden başını salladı.

O elleri tuttum,belki de tutmamalıydım bilmiyorum ama içimdeki bir ses bunu onaylıyordu.

Karşımdaki adam kırklı yaşlarındaydı.Bana "Sen burada ne arıyorsun evlat." demişti.Sorusuna cevap vermemiştim sadece başımı eğdim her zamanki gibi.

"Senin kalabileceğin bir yer var mı? Küçük çocuk." Sesini duymamla hafif kıkırdadım.Bana küçük çocuk demişti."Bayım ben 19 yaşındayım." Adamın yüzüne büyük bir gülümseme yayıldı.

"Peki evlat,adın nedir?" Kısık bir sesle "Jimin efendim." diye cevapladım.
Ardından konuşmaya başladı "Anlaşılan senin kalacak bir yerin yok, seni burada tek bırakamayacağıma göre benimle geliyorsun." dedi.

OBSCUREWhere stories live. Discover now