ESCAPE

9.9K 329 233
                                    

Esen sert rüzgarlar istemsizce irkilmemi sağlarken pencerenin sertçe kapatılmasıyla afalladım.

"Sana bin kez bu pencereyi açmamanı söyledim Jimin." Üvey babamdan olduğunu bildiğim dehşet verici ses bir kez daha kulaklarıma ulaşırken titreyen bacaklarımdaki soğuk hava açıkta kalan yaralarıma ilişmesiyle daha da sızlıyordu.

Çatık kaşlarla karşıladım onu.Hayır içeriye soğuk girdi diye değil aksine o adamdı bu çatık kaşların sebebi.

"Şşşt sen gel buraya bana yardım et.".Onun yanına gidip poşetleri elinden aldım.En azından bana bunu öğretmişti.Her çağırdığında tıpış tıpış yanına gidiyordum istemsizce.

Yemek masasına oturdular,ben ise her zamanki yerim olan zemine kurulmuştum.

Biz düşük bütçeli bir aileydik.Öz babamı trafik kazasıyla kaybettik.Herkes babamı çok severdi.Annem ben hayatta senden sonra evlenmem diye bağırıyordu mezarın başında ama onun da kalbini çarptıran biri olunca evlenmişti üvey babayla.

Anneme çok kızarım,ona ben büyüyünce sana bakarım dedim ama beni dinlemeyip bu şerefsiz adamla evlenmişti.Onunla evlenmesiyle benim de bu evde azap dolu günlerim başlamış oldu.

O geldiğinde 8 yaşındaydım o zamanlar.Beni ilk gördüğünde sadece yüzünde büyük bir beğeni ifadesi görmüştüm.Küçük olduğum için pek kafaya takmadım bunları.İşler bana ilk taciz ettiğinde değişti.

Bu olayı hiç unutmam unutmak çok isterdim ama beynim buna izin vermedi, bu da bana çok acı veriyordu.Daha bunu atlatamadan ikincisi eklendi hafızama.O şerefsiz beni evde tek bulduğunda her yerimi morartana kadar döver ardından dudaklarımı kanatırcasına öperdi.Annem bunları fark ederdi ama sesini çıkarmazdı.Cidden aşk insanı bu kadar kör edebilir miydi?Deliricektim bu evde.

Zeminde bağdaş kurarak otururken bakışlarım morarmış olan bacağıma kaydı. Maalesef ki tek moraran yerim bacağım değildi.Üvey baba bana hep şort giymemi söylerdi, asla onun yanındayken uzun bir şey giyemezdim.Bacaklarımdan zevk alırdı o şerefsiz.Annem ise karışamazdı zaten ağzı var dili yoktu.

"Şuna yemeğini ver." üvey babanın talimatı üzerine annem dolu tabağı önüme koydu.Benim için normaldi bu, alışmıştım artık.Daha doğrusu alıştırılmıştım.

Kısık sesimle "K-kaşık" dedim.Bana "Daha utanmadan kaşık istiyorsun dudaklarını ve dilini kullan işte,bilmem mi senin dudaklarının işlevini." demişti.Ardından o pis sırıtışını yüzüne ekledi.

Yemin ederim şuraya kusabilirdim.Ama sonra yine beni kemerle döveceği için bu isteğimi bastırabildim.

Aslında bu olanlardan annem de sorumluydu.O bana türlü işkenceler ederken sesini hiç çıkarmıyordu.Belki de annem delirmişti.

Evet annem delirmişti aşkından delirmişti.Aşkın gözü kördür demişlerdi hep ama ben inanmazdım.Annem belki de o adamı benden daha çok seviyordu.Ama ben yapmamıştım işte tüm bu olanlardan sonra annemden nefret etmemiştim.

Belki fazla saf ya da çok aptaldım.Ya da anneme hâlâ inanıyordum.Ona birlikte evden kaçıcaz diyordum hep ama annem hiç oralı değildi bile.Ama ben anneme inanıyorum birlikte bu adamı arkamızda bırakıp terk edicez bu evi. Beni aşkına tercih edip kaçıcaktık burdan. Umarım...

Ben hayaller kurarak otururken tabi ki yemek yememiştim, iğrenç sesin sahibi yine konuştu " Daha buna yemek beğendiremiyoruz baksana inat etmiş yemiyor.Senin yemen lazım iyicene zayıfladın.Ama olsun zayıf da işime yarıyorsun sen benim." ardından iğrenç kahkahalarını odaya savurdu.

Anneme bakarak "Topla kız sen de buraları,elini çabuk tut.Şimdi gelirler."

Anneme sorar gözlerle baktım, "Arkadaşları" dedi sadece benim duyabileceğim bir sesle.

Annem buraları toplarken ona yardım ettim.Ben hep mutfak işlerinde anneme yardım ederim.Asla ben erkeğim diye oturmam şuracıkta.Üvey baba ise koltuğa kurulup içkileri ve kartları hazırladı masaya.Demek kumar oynayacaktı şerefsiz.

Kapı sesi duymamla açtım kapıyı.Beş tane koca gövdeli adam doluşmuştu içeriye.Onlardan hiç haz etmedim üvey babanın arkadaşlarıydı sonuçta.

Hepsi koltuğa kurulduğunda içkilerini ellerine alıp kumar oynamaya başladılar.Hemencecik annemin yanına koştum.

Mutfakta kalan işleri tamamlarken buldum onu,ne kadar da yoruluyordu zavallı.Sarhoş olacaklarını bildiğimden birlikte evden kaçma fikrini sunacaktım ona.

Yanına gidip sarıldım o da sarılarak cevap vermişti bana.Son sarılmamız olduğunu nerden bilebilirdim ki...

Boğazımı temizleyerek "Anne zamanı geldi gidelim burdan,kaçalım şu adamın elinden." dedim.Bana şaşırmış gözlerle baktı, ardından "Sen aklını mı kaçırdın tatlım?" demişti.

Gözlerim dolmaya başladı,yaşarmaya yakın gözlerle anneme bakıp " Evet aklımı kaçırdım şu lanet olası evde aklımı kaçırdım.Anne sen benim içimdeki sessiz çığlıkları duyamıyormusun?"

Annem ise otoriter bir sesle "Jimin düzgünce düşünemiyorsun nereye gideriz? Soğuktan ölelim mi?"

"Soğuktan ölelim nolucak ama ölümüm yeter ki şu adamın elinden olmasın anne nolur anne" yaşarmaya başlayan gözlerim çoktan yaşarmıştı bile gözyaşlarım yanağımda yerini sırasıyla alıyordu.

Annemin karşısında yere çöküp ona yalvarmaya başladım."Anne ben çalışırım,ama lütfen anne gidelim lütfen."

Annem benim karşıma çöküp "Jimin yapamam anlamıyor musun? Babanı bırakamam çünkü ben ona çok aşığım onu burada tek bırakamam." duydugum cümlelerle korktuğum başıma gelmişti.

Evet,sonunda annem seçimini yapmıştı ve bu seçim hakkını o aşık olduğu adamdan yana kullandı.

Bağırarak "O be-benim babam değil,benim babam öldü" suratıma vurulan tokatla anneme baktım.

Sinirli görünüyordu,ilk defa sinirlendirmiştim onu."Böyle konuşma!gitmeyi denemedin mi zaten? O yine yakalar seni Jimin."

"Yanılıyorsun ben bu bok çukurunda daha fazla kalamam." dudağıma susmam için konulan parmakla anneme baktım, ardından ekledi "Sus içerdekiler duymasın,rezil etmeyelim kocamı."

"A-anne sen nasıl daha o adamı düşünürsün?" dedim. Kalbimin paramparça olmuş sesini duymuştum o anda sanki. " Ben gidiyorum geliyor musun gelmiyor musun?" eğmiş başımı kaldırarak anneme baktım ardından konuştum "Anne lütfen gel.Sana ihtiyacım var.Beni sensiz bırakma anne."

Uzun bir süre düşündü.İçimde yine de benimle geleceği umudu vardı."Hayır" zaman durmuştu benim için, tek kelime beni mahfetti. O umut parçalandı ardından da yok olup gitti.

"Ben seni yine de beklerim anne,sen benden vazgeçiyorsun ama ben asla öyle yapmam çünkü ben babamın oğluyum" diyerek arkamda ağlamaktan gözleri şişmiş bir vaziyette bıraktım onu.

Kararımı vermiştim tek başıma gidecektim,kurtuluş annemle olmamıştı ama ben kendim kurtulacaktım burdan.

Plânımı dahi yapmıştım onlar zaten içerde sarhoştular bir şeyden haberleri olmazdı.Çantamın içine kıyafetlerimi koydum.Aklıma annemin gelmesiyle durdum."Ah anne o adamdan daha çok parçaladın beni ama haberin yok." dedim sessizce.

Odanın penceresinden aşağıya ayaklarımı uzattım.Pencere yerden çok uzakta değildi Allahtan.Yere birden düşmemle bağırdım.Ayak bileğimi incitmiştim ama olsun engel olamayacaktı hiçbir şey bana.

Ses gelmemesini umarak yürümeye başladım.Tâki o sesi duyana kadar "Nerde benimki dans ettiricektim onu ben." demişti sarhoş bir sesle.

Annemin sesini duydum o anda, onun sesini duymamla kulağımı eve doğru yaklaştırdım."O gitti" diye cevap vermişti.Ardından üvey baba "Duydunuz mu? Kaçmış benimki." diyerek gülmeye başladı.

İyiki sarhoştu yoksa döve döve gebertirdi annemi onca insan içinde.Ağlayarak terk ettim orayı sessiz adımlarla.

Nerede kalıcaktım? Nasıl yaşıcaktım bu dışarda? Aklımda binlerce soru zorla yürümeye başladım.

Aniden yere çökmemle kahkaha atmaya başladım.Sonunda dedim bağırarak.Annem aklıma geldikçe bir yandan ağlıyor,bir yandan da evden kaçtığım için gülüyordum.Bakalım beni burada neler bekleyecekti...

OBSCUREWhere stories live. Discover now