< 31 >

535 56 67
                                    

Killua gökyüzü mavisi gözlerini hafifçe araladı ve gözüne giren ışıktan dolayı geri kapadı. Eliyle gözlerini ovduktan sonra yeniden açtı ve gözlerinin ışığa alışmasını bekledi.

"Kill!"

Annesinin sesini duyduğunda bakışları sağına dönmüştü. Zoldyck ailesi refakatçi olarak onun başındaydılar. Killua hızlıca aklına gelen ilk soruyu ailesine yöneltti.

"Gon nerede?"

"Cehennemin dibindedir umarım." diye arkadan mırıldandı Silva. Killua kaşlarını çatıp babasına baktı ve derin bir nefes verdi. Kapının tıklatılıp açılmasıyla beraber çoğu bakış oraya dönmüştü.

"Killua! Uyanmışsın!"

Kurapika ve Leorio sevinçle içeri girip arkadaşlarına sarıldılar. Killua da onlara sarıldı ve hafifçe gülümsedi.

"Gon nerede?"

Aynı soruyu bu sefer arkadaşlarına yönelttiğinde Kurapika elini sarı saçlarına çıkardı ve hafifçe karıştırdı.

"Çatıda. Oturuyor."

Killua anında ayaklanmaya çalıştığında odadaki herkes üstüne çullanarak onu geri yatırdılar.

"Çekilin üzerimden! Gon'u görmek istiyorum!"

"Baka! Hastane yatağında olan sensin onun gelmesi lazım!" diye bağırdı Kalluto sinirle. Kurapika bunu asla yapacağını düşünmese de Kalluto'ya katıldı.

"Haklı. Onu şimdi çağıracağım. Yataktan kalkma, tamam mı?"

Killua hızla başını onaylar bür şekilde salladı ve yastığını dikleştirip ona yaslandı. Fazlasıyla iyi hissediyordu. Kurapika hızla merdivenleri çıktı ve çatıya geldi. Gon'u etrafta göremediğinde oturduğu yerdeki tuğlanın arasına sıkıştırılmış bir kâğıt parçası fark etti ve oraya ilerledi. Kâğıdı eline alıp açtı ve gözlerini kısa yazıda gezdirdi.

Eve dönmek zorundayım, özür dilerim. Annem bizi bulmuş. Killua'ya dikkat edin. Salak saçma hareketler yapıp peşimden gelmesin. Yatıp dinlensin. Ben ilk bulduğum fırsatta yanınıza gelmeye çalışacağım.
Gon

Kurapika derin bir nefes verdi ve kâğıdı sinirle küçücük parçalara ayrılana kadar böldü. Küçük parçalar esen rüzgârın etkisiyle uçuşurken Kurapika şehire bakarak sinirle soludu.

"Asla mutlu olamıyorlar."

***

"Gidiyoruz."

Killua aldığı haber üzerine ayaklanmaya kalktığında Kurapika ve Leorio onu yeniden durdurdu.

"Hadi ama Killua! Bu durumda zaten savaşamazsın! Ayrıca Gon da dinlenmen gerektiğini yazmıştı!"

"Gon'un ne dediği kimin umrunda?! Yine kendini düşünmeden hareket ediyor işte! Onun yerinde ben olsam be o benim yerimde olsa şimdiden yanıma gelmişti Kurapika! Bırakın beni! İsterseniz gelmeyin ama ben gidiyorum!"

Killua onları hafifçe ittirip ayaklandığında Leorio bıkkın bir nefes verip Kurapika'ya döndü.

"Biraz haklı sanki?"

"Ne birazı? Haklıyım işte!"

Killua ayağa kalkıp dolaba ilerledi ve günlük kıyafetlerini çıkardı. Üzerindeki hastane kıyafetini çıkarmaya kalktığında Kurapika eliyle Leorio'non gözlerini kapadı kendisi de arkasını döndü.

"Sanırım onu durduramayacağız. En azından destek olalım. Bu halde yalnız giderse Gon bizi kesin keser. Gerçi zaten en başında gittiğimiz için kesecek fakat ne yapalım, Killua işte."

self sacrifice || killugonWhere stories live. Discover now