< 6 >

1K 90 141
                                    

Gon Suki'nin babasıyla olan tatsız tanışmanın ardından Arena'ya geri dönmüştü. Killua da ne hissedeceğini bilemeyerek onu takip etti. O da Suki'nin babasının böyle biri olacağını tahmin etmemişti. Suki gerçekten zor bir durumda olmalıydı. İkisi de yataklarına geçtiler aynı anda. Gon sırt üstü uzandı. Genelde yüzünde olan büyük gülümseme silinmiş, yerini bezgin ve boş bakışlar almıştı. Killua bir yerden sonra uykuya dalsa da Gon bu gece düzgün uyuyamamıştı. Sabah Gon zaten uyuyamadığından hızlıca kalktı ve yüzüne soğuk su çarptı. Ardından üzerini değiştirip her zamanki yeşil kıyafetlerini giydi. Maçı olmasına rağmen mutlu veya heyecanlı değildi. Aklı tamamen Suki'de kalmıştı. Gon yumruğunu sıktı ve derin bir nefes verdi. Maçtan sonra onu bulacaktı.

***

Gon sonlara doğru Nen ile kontrol edilen topaçları rahatlıkla atlatmaya başlasa da hata yapmıştı. Çarptığı topaçlardan dolayı ağır yaralarının yanında beklenildiği gibi maçı Gido kazandı. Killua tribünlerin oradan insanları es geçerek aşağı atladı ve ayaklarının üzerine yere çöktü. Ardından yerde yaralı bir şekilde uzanan Gon'un yanına ilerledi.

"İyi misin?"

Bir elini onun başının altına yerleştirdi ve endişeli, mavi gözlerini Gon'da gezdirdi.

"İ-İyiyim."

Killua baş parmağıyla onun kanamış dudağındaki ve çenesindeki kanları sildi.

"Su-Suki..."

Gon daha fazla bir şey diyemeden bilincini kaybettiğinde Killua soğukkanlılığını korumaya çalıştı ve onu kucağına alıp asansöre ilerledi. Tam da bayılacakken onun ismini sayıklaması yüzüne yumruk indirme isteği uyandırmıştı içinde. Killua fark etmese de sanki her bir sözde kalbine bir şey saplanıyor gibi hissediyordu. Bir şeylerin kırıldığını, gittiğini hissediyordu.

Aradan geçen bir saatin ardından Gon uyanmıştı. Killua onun odasının camından dışarıya bakıyor ve Gon'un gözlerini açmasını bekliyordu.

"Killua?"

"Gon!"

Onun sesini duyan Killua bakışlarını camdan ayırdı ve hızla yanına yaklaştı. Geniş yatakta yanına oturdu ve Gon'un bir elini tuttu. Hafifçe kızaran yanaklarını es geçerek merakla konuştu.

"Nasıl hissediyorsun?"

Gon Killua'nın da desteğiyle doğruldu ve sırtını yatak başlığına yaslayıp bakışlarını Killua'ya çevirdi.

"İyiyim. Teşekkürler."

Killua bir süre bekleyip Gon'un iyi olduğunu anladıktan sonra azarlama aşamasına geöti ve kaşlarını çatıp işaret parmağını sinirle ona sallayıp yüzüne yaklaştı.

"Baka! O maça çıkmamalıydın! Şimdi iyileşmen dört ay sürecek."

Gon bir süre Killua'nın ani çıkışı karşısında şaşırdıktan sonra kendisine geldi ve duyduğu şeyle yüzünü astı.

"Dört ay mı...?"

"Evet."

Odanın kapısı açıldığında ikisinin de bakışları oraya döndü. Çatık kaşlarla Wing içeri girdiğinde çatık kaşları şaşkınlıkla yukarı kalktı. Killua bu şaşkınlığın sebebinin Gon'la yakınlıkları olduğunu anladığında kızardı ve geri çekilip yatağa oturdu. Gon başını eğdi.

"Özür dilerim, Wing-san."

Wing bir süre sessiz bir şekilde ona baktıktan sonra bakışları Killua'yı buldu.

self sacrifice || killugonWhere stories live. Discover now