< 19 >

694 62 26
                                    

Killua beyaz duvarların arasında, sessiz oturuyordu. Bacaklarını kendisine çekmiş, onlara sarılırken sessizce göz yaşları dökerek kalbindeki boşluğun verdiği acıyı çekiyordu. Bedeni tam anlamıyla titrerken, tişörtü Gon'un kanları arasında kalmıştı. Gon ise ameliyat masasının üzerinde doktorların yardımını alıyordu. Killua oraya girmek için üstelememişti. Sadece Gon'un iyileşmesini tüm kalbiyle diliyordu. Asıl canını yakanda zaten buydu. Tek yapabildiği beklemekti. Öylece, bir duvarın köşesine sinerek beklemek. Ona dinlenmesini söyleseler de asla gitmemiş ve yaklaşık üç saattir kıpırdamadan oturuyordu. Mito, Retz, Knuckle, Shoot, Palm... herkes buradaydı. Killua da aralarında olsa da asla öyle hissetmiyordu. Sanki hâlâ Gon'un dudakları kendi dudaklarını kapattığı anı ve Gon'un kolları arasında kıvranışını tekrar tekrar yaşıyordu. Anın içine hapsolmuştu. Ve her seferinde de Gon'u kaybetmenin verdiği acıyı yaşıyordu. Gözleri tek bir noktaya kitlenmişti. Kalbinin durmadan sıkıştığına şahit oluyordu. Killua, aşkı en çok beklemediği yerde bulmuştu. Tam önünde. Ama karşısındakinin hislerini anlamayacak kadar kördü. Hislerini kendisine saklayarak Gon'un yaralanmasına sebep olduğunu düşünmekten kendisini alamıyordu. Eğer söyleseydi, savaşın ortasında gül yaprakları kusmak zorunda kalmazdı.

"Ben Killua."

Gon koşmaya devam ederken yüzünde bir gülümseme oluştu.

"Bende Gon."

Killua artık o gülümsemeyi göremeyeceğinden deli gibi korkuyordu. Korku, pişmanlık, suçluluk, hüzün... negatif duygular bütün bedenini sarmıştı. Yanında hissettiği hareketliliğe rağmen oraya bakmadı. Retz Killua'nın yanına oturdu ve bir elini omzuna koydu.

"İyi misin?"

Killua'dan ses gelmedi. Bakışları hâlâ aynı noktaya odaklıydı. Retz üstelemeden önüne döndü ve elini çekti. Ardından ayaklandı ve Killua'nın önüne çöküp ellerine dokundu. Retz'in sıcak elleri Killua'ya değdiğinde Killua bakışlarını hafifçe kaldırdı.

"Senin için dayanacak. Onun için çok değerlisin. Bunu gözlerimle gördüm. Şimdi asla gitmez Killua. Ben sana olan duygularından yola çıkarak geri döneceğine inanıyorum. Sevgiyi hafife alma. Gon inatçıdır, değil mi?"

Retz hafifçe gülümsediğinde sensörlü kapıların açılması ile tüm bakışlar oraya döndü. Killua hızla ayaklandı ve doktora yaklaştı.

"Oğlum nasıl?" dedi Mito doktora göz yaşları arasında. Doktor gülümsedi.

"Şöyle söylemeliyim ki aldığı darbe kalbine denk gelmemiş. Yine de kan kaybından ve baş dönmesinden bilinci kapanmış. Fazlasıyla kan kaybetti fakat şu an durumu stabil."

Knuckle ve Shoot birbirlerine sarılırken herkes sevinçle gülümsüyordu. Bir tek Killua'nın yüzünde bir tebessüm yoktu. Killua sırtını duvara yasladı ve başını eğdi. Beyaz saçları gözlerini saklarken Mito başka bir soru yöneltti.

"Peki görebilir miyiz?"

"İlk olarak normal odaya alacağız. Sonrasında çok fazla kişinin aynı anda girmemesi şartıyla görebilirsiniz. Uyanık olmasa da onu yormak istemiyoruz. Çok geçmiş olsun."

Mito mutlulukla büyükannesine sarıldı. Kapılar yeniden açıldığında Gon bir sedye ve birkaç hemşire eşliğinde çıkmıştı. Killua hafifçe başını kaldırdı ve onun gidişini izledi. Yine de yerinden hareket etmedi. Gon'un iyi olması onu fazlasıyla mutlu etse de iyileşme süreci boyunca elinden sadece beklemek geldiğinden kendisine çok sinirliydi. Gon için bir şey yapamamak canını tahmin ettiğinden daha çok yakıyordu. Mito, Retz ve büyükannesi girdi ilk olarak. Onlar odanın içindeki koltuklara yerleştiler fakat Killua bir kere bile odaya girmedi, giremedi. Gon'un yüzüne basıl bakacaktı ki? Retz onu içeriye almak adına odadan çıktığında Killua'yı sandalyede otururken gördü.

Bunlar yaşandığından beri fazlasıyla durgun olduğu fark etti Retz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bunlar yaşandığından beri fazlasıyla durgun olduğu fark etti Retz. Yanına ilerledi ve oturdu. Killua başını kaldırıp ona baktıktan sonra yeniden yere bakmaya başladı.

"Neden onu görmüyorsun?"

Killua uzun zamandır yaptığı gibi sessiz kaldı. Retz bir süre onun yüzüne anlamak istermişçesine baktı fakat anlayamıyordu. Çok fazla üstüne gitmek istemediğinde kalktı ve yeniden odaya girdi. Killua ne yapacağını bilemiyordu. Duyguları o kadar karışmıştı ki artık kendisi de ne hissedeceğini veya ne hissettiğini anlamıyordu. Sadece bekledi. Gon'un kendisine geri dönmesini gözünü bile kırpmadan bekledi.

"Dönmek zorundasın, Gon. Ne olursa olsun, dönmek zorundasın."

self sacrifice || killugonWhere stories live. Discover now