< 7 >

1K 93 207
                                    

"Neredesin Gon?"

Killua endişeli bir şekilde soğuk havada bahçeye çıktı ve bakışlarını etrafta gezdirdi. Bir ağacın gövdesine yaslanmış, bacaklarını kendine çekip sarılmış olan Gon'u gördüğünde ona yaklaştı. Gon sessizce göz yaşları akıtıyordu. Kendi kendine olan nefretini kusuyordu. Killua onun omzuna dokunduğunda onun geldiğini fark etmeyen Gon korkuyla başını kaldırdı. Dolu gözleriyle Killua'yı gördüğünde yeniden başını dizlerine gömdü.

"Gon...?"

Killua onun Suki'ye kısa sürede bu kadar değer vermesine bir yandan bozulmuştu, bir yandan da şaşırmıştı.

"Killua, özür dilerim."

Gon başını kaldırıp ıslak gözleriyle Killua'nın gökyüzünü andıran masmavi gözlerine baktığında Killua onun yanına oturdu ve ağaca yaslandı.

"Neden benden özür diliyorsun?"

"Senin yanında değildim, sen o kadar acı çekerken..."

Gon'un gömdüğü duygular gün yüzüne çıktığında Killua'nın gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Ağlamasının sebebini anlamamıştı fakat kendisi olduğunu da düşünmemişti.

"Özür dilerim Killua. Gerçekten çok özür dilerim."

Gon kendisini fazlasıyla suçlu hissediyordu. Gerektiğinde yanında olamadığı için suçlu hissediyordu. Killua'yı tişörtünden tutup kendine çekti ve hızlıca beline sarıldı. Başını beyaz saçlının boynuna gömdü ve kollarını bırakmak istemiyormuşçasına sıkılaştırdı. Killua fazlasıyla şaşkındı. Kısa bir sürenin ardından şaşkınlığını atlattı ve kollarını Gon'a sarıp siyah ve yeşil saçları hafifçe okşadı.

"Gon, nereden bilebilirdin ki...? Tanışmıyorduk bile. Boşuna kendini suçlama lütfen."

"Boşuna mı?"

Gon kendisini geri çekip çattığı kaşlar ve dolu gözleri eşliğinde Killua'ya baktı.

"Kendini umursamamandan nefret ediyorum."

Killua boğazına oturan yumru ile sertçe yutkundu. Ardından ise sahte bir gülümseme yerleştirdi yüzüne. Gon'u daha sıkı kavradı ve başını göğsüne yaslayıp saçlarını karıştırdı.

"Seninle tanıştığım için benden şanslı birisi yok."

"Kendimi umursuyorum Gon."

"Hayır, sanki yaşadıkların normalmiş gibi konuşuyorsun."

"Bana öyle geliyor, ne yapabilirim?"

Gon başını Killua'nın göğsünden kaldırdı ve çatık kaşlarla ona bakmaya başladı. Yine sinirden tepesi atmıştı.

"Zaten bundan nefret ediyorum! Bu senin için normal olabilir ama benim için değil!"

"Bunları sen yaşamadın ki."

Gon durdu. Killua böyle bir şey dememeyi isterdi ama laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Gon başını eğdi ve koluyla göz yaşlarını sildi.

"Zaten bu yüzden özür diliyorum. Yanında değildim."

"Ama artık yanımdasın ve beni daha fazla mutlu edebilen bir şey yok."

Killua'nın yüzünde ufak bir tebessüm oluştu. Gon da gülümsese de Killua'ya olanlardan dolayı pişmanlık duyuyordu. Gon dizlerinin üzerinde doğruldu ve tek koluyla mavi gözlü oğlanı sarıp diğer eliyle, beyaz saçları sanki kaba davranırsa kırılacakmışçasına narince ve şefkatle okşadı.

self sacrifice || killugonWo Geschichten leben. Entdecke jetzt