Killua, bakışları gökyüzünde gezerken ayın görkemli parlaklığıyla karşılaştı. Ufacık yıldızların yanında kendisini çekinmeden sergileyen ayın aslında bir sahtekar olduğu gerçeği yüzüne vurdu ardından. Kendisini ay yerine koydu. Onun sergilediği şey...
"Bir daha bana beni koruyacağından bahsetme, Gon."
Killua sinirle birkaç saniye durduktan sonra arkasını döndü ve hızlı adımlarla sahadan çıktı. Bütün seyirciler sessizlikle olacakları izliyorlarken Gon'un gözleri dehşetle açıldı.
"Ne yapıyorum ben...?"
Titreyen bedeniyle beraber Hisoka'ya baktı. Ardından Killua'nın uzaklaşan bedenine.
"Mm, ilginç şeyler olacak gibi."
Hisoka kendi içinen heyecanla yanıp tutuşurken Gon kararsızlıkla bekliyordu. Hisoka'ya doğru bir adım attı ama durdu.
"Delirmiş olmalıyım."
Arkasını dönüp hızla Killua'yı takip ettiğinde Hisoka dudak büzdü. Seyirciler bir süre Gon'un sahadan çıkan bedenine baktıkları sırada bütün sahayı inleten ses duyuldu.
"Kazanan Hisoka Morow!"
Killua sıktığı yumruğuyla adımlarını ağırlaştırdı ve bir süre sonra elini gevşetti. Ufak bir göz yaşı yanağına yol aldığında karanlık koridorda tek başına ilerliyordu. Gon'un sözünü bozacağını asla tahmin etmezdi. Hem de bu kadar konuşmanın ve geçirdikleri güzel vakitlerin ardından.
"Killua!"
Killua duyduğu adım sesleri ve ismi ile şaşkınlıkla arkasını döndü. Döndüğü anda boynuna sarılan kollarla beraber dengesini koruyamadı ve sırt üstü yere düştü. Ağzından acıdan dolayı kısık sesli bir inleme kaçtığında Gon kalkmadı ve ona sarılmaya devam etti.
"Özür dilerim özür dilerim özür dilerim! Bir an gözüm döndü!"
Gon başını onun göğsünden kaldırıp ellerini beyaz saçlının başının iki yanına yerleştirdi ve üzerinde şınav pozisyonu aldı. Killua kıpkırmızı olmuş yanaklarıyla ona bakarken sinirle bağırdı.
"Baka! Beni ne kadar endişelendirdin biliyor musun?!"
Gon'un yüzünde alayla bir gülümseme oluştu.
"Sen benim için endişelendin mi?" derken ağrılığını tek kolun verip işaret parmağıyla Killua'nın kızarmış burnuna dokundu. Killua ne söylediğini yeni fark etti ve yüzü daha da kızardı. Yumruk yaptığı elini Gon'un karnına değdirdi ve sinirle sesini yükselterek konuştu.
"Tam elimin altındasın, gerçekten döverim! Endişelenmedim! Niye endişeleneyim?!"
"Cidden Killua? Niye endişelenesin?"
Gon çekilip ona şapşal bir şekilde merakla bakmaya başladı.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Killua bağdaş kurup oturmuş olan Gon'un şapşal yüzüne baktı ve gülüp kendisi de doğruldu.
