< 8 >

962 101 125
                                    


"Harikaydın!"

Suki ellerini birbirine çarparak gülümsediğinde Gon da geri gülümsedi.

"Senin sayende Suki! Teşekkür ederim."

Gon sandalyeye asılı olan havluyu eline aldı ve terlemiş olduğundan nemlenen saçlarını kurutmaya çalıştı fakat sağ kolunun kırık olması buna engel oluyordu. Suki gülerek ona yaklaştı ve bir elini ona uzattı.

"Yardım edeyim."

Gon tereddüt etse de gülümseyip havluyu ona verdi. Suki havluyu alıp Gon'a biraz daha yaklaştı ve parmaklarının üzerine yükselip saçlarını kurulamaya başladı. Killua elindeki yoyolarla öylesine takılıyor, arada göz ucuyla onları kontrol ediyordu. Yeniden baktığında aralarında sadece birkaç santimetre kalmış olan ikiliyi gördü. Artık şaşıramıyordu bile. Aradan üç hafta geçmişti ve Suki'yle Gon durmadan yan yanaydılar. Killua Gon'la en son ne zaman yalnız antrenman yaptığını bile hatırlamıyordu. Yoyosunu cebine koydu ve başını eğdi.

Son üç haftadır nadiren gülümsüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Son üç haftadır nadiren gülümsüyordu. Suki'nin varlığından hoşlanmıyordu ve bunu dile de getirmiyordu. Gon'un ona kızacağından emin olduğu için üç haftadır susuyordu.

"Sana ihanet ederler."

Illumi'nin sözü beyninde yankılandığında gözlerini sertçe kapadı ve elleriyle kulaklarını kapadı Killua. Bu aralar Illumi'yi ve sözlerini aklından çıkartamıyordu. Gon gerçekten ona ihanet mi etmişti?

"Hayır, Gon bunu asla yapmaz."

Killua başını iki yana salladı ve derin nefesler alıp vermeye devam etti. Sırtını duvara vermiş, yerde oturuyordu. Antrenmanlarda genelde yalnız başına çalışıyordu. Gon onu davet etse de ne içinden gitmek geliyor ne de onlara katılmayı istiyordu. Hep reddediyor ve kendi çalışıyordu.

Onları beraber görmek tahmininden daha fazla canını yakıyordu.

O ise bunun nedenini durmadan görmezden geliyor veya arkadaşlığa bağlıyordu fakat düştüğü durumun sadece arkadaşlıktan ötürü olması saçmalıktan ibaretti. Bunu fark etse de kabullenmiyordu. Kim kabullenirdi ki? Hem en yakın arkadaşıydı, hem de bir erkekti. Zaten ailesinden kaçıyordu ve bu duyulursa muhtemelen sadece kendisinin değil Gon'un da canını alırlardı. Killua aklındaki düşüncelerle uğraşırken Suki parmak ucunda durduğundan dolayı sendelemişti. Dengesini koruyamamasından dolayı kısa, tiz bir çığlık attığında Killua anında ayaklandı. Bir şey olduğunu sanmıştı fakat gördüğü manzaraya kıyasla Illumi'yi görmeyi tercih ederdi. Gon Suki'nin belini sarmış, şaşkınlıkla aralarında yok denecek kadar az mesafeden Suki'ye bakıyordu. Suki ise kollarını Gon'un boynuna dolamış, düşmemek adına sarılmıştı. Gon fazlasıyla kızarmıştı. Suki'nin yanaklarının pembeliği ise saçlarına meydan okuyordu. Killua'ysa şaşkınlık içinde neredeyse dudakları birbirine değecek kadar yakın olan ikiliye bakıyor, olduğu yere çivilenmiş bir şekilde duruyordu. Suki'nin göğüsleri Gon'a değdiğinden fazlasıyla kızaran Gon hızlıca kolunu çekti. Suki de dengesini sağladı ve kollarını çekip birkaç adım geriledi.

self sacrifice || killugonWhere stories live. Discover now