< 18 >

758 66 63
                                    

Sonunda beklemedikleri bir şekilde Pouf'la karşı karşıyaydılar.

"Retz, saklan!"

Retz planladıkları gibi yuvanın yakınlarındaki ormanın içine girdiğinde diğerleri Pouf'a odaklandı. Pitou'ya karşı olmasa da hepsi yeneceklerine inanıyorlardı. Killua hızla Pouf'un arkasına geçtiğinde Kite da biraz yana kaydı. Üçlü Pouf'un etrafını sardığında Pouf gülümsedi.

"Üç tane ender insan. Yemek zamanı kraliçem."

Pouf'un yaptığı saldırıyla beraber Kite silahını çıkardı. Numaralardan dört gelmişti. Silahını kullanarak saldırdığı sırada Gon yumruğunda aurasını topluyordu. Killua ise kendisini elektriklendirdi. Saçları bunun etkisiyle garip bir şekil alırken Gon, Kite ve Pouf'un dövüşüne dahil olup yumruğunu Pouf'a vurdu. Pouf hazırlıksız yakalanarak yumruğu yediğinde bedeni Killua'ya doğru savruldu. Killua da elinden çıkartıpı elektrikleri bir yıldırım gibi kullanarak Pouf'a saldırdı. Yolda giden Pitou ve Youpi ikilisi bunu fark etmişti. Bir süre tereddüt etseler de yollarına devam ettiler. Kite planladıkları gibi direkt yuvaya yöneldiğinde Pouf, Gon ve Killua'yla yalnız kalmıştı. Killua uzattığı tırnaklarını Pouf'un kalbini sökmek için kullanacakken Pouf beklenmedik bir şekilde hızlı davrandı ve Killua'nın arkasına geçti. Killua sırtından yediği sert darbeyle öne savrulduğunda bedeni Gon'a çarptı ve beraber düştüler. Ağacın arkasından olanları izleyen Retz fazlasıyla endişeliydi fakat gidemezdi. Bunu Gon'la konuşmuşlardı ve ne olursa olsun asla dövüşe dahil olmayacağına dair söz vermişti. Killua Gon'un üstünden kalktığı anda karnında hissettiği oynamayla gözleri dehşetle açıldı.

Buradan itibaren şarkıyla dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum!

"Hayır, şimdi olmaz."

Killua dizlerinin üzerine yere düştüğünde Gon'un gözleri korkuyla açıldı. Pouf ise Retz gibi şaşırarak durmuş, merakla olacakları izliyordu. Killua ellerini yere dayayıp derin nefesler alıp verirken Gon endişeyle önüne eğildi.

"Killua! Yaralandın mı?!"

"Go-Gon."

Killua'nın ağzından hastalığın ilerlediğini gösteren siyah gül yaprakları çıkmaya başladı. Aynı zamanda kanlarda midesinden boşalırken Gon dehşet içinde olanları izliyordu. Killua o kadar eğitim ve işkenceye rağmen aşk duygusunun verdiği hastalığa yenilirken bedeni yere düştü. Nefes alıyordu ve bilinci açıktı fakat hareket edemeyecek derecede yorgun hissediyordu. Gon, Killua'nın elini avuçladı ve endişeyle bağırdı.

"Killua! KİLLUA!"

Killua'dan ses gelmiyordu. Beyaz saçlı oğlan gözlerinin yavaşça bulanıklaştığına şahit oldu. Hissettiği sinir kendisinden başkasına karşı değildi. Killua şu an, tam da bir savaşın ortasında Gon'a söz vermişken ölüyordu. Elini hareket ettirmeye çalıştı fakat başarılı olamadı. Gözlerindeki acı ve suçluluk dolu bakışlar, Gon'un kalbine bir hançer misali saplanıyordu.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
self sacrifice || killugonWhere stories live. Discover now