Son Büyücü

Patlama

"Bunlar eskisi gibi olmuş."

"Yine de doğru değil."

"Kimse bilmedikçe sorun olmaz."

"Bilemiyorum."

Burnuma deli gibi Hazer'in kokusu gelirken gülümsedim.

Başımızda konuşanların varlığı kafama dank edince gözlerimi açtım.

Elis ve Akay başımızda durmuş bizi izliyorlardı. Bir bana sıkı sıkı sarılan Hazer'e bir onlara baktım.

"Günaydın cankuş. Normalde daha uyu derdim fakat her yerde seni arayan ve deliye dönmüş bir nişanlın var. Ayrıca hatırlaman gereken güçler var." dedi Elis.

"Şey tamam kalkıyorum." dedim.

Yatakta doğrulacaktım ki Hazer'in fazla sıkı sarıldığından ötürü hareket edemedim.

Sakin bir ses tonunda "Hazer uyan hadi." dedim.

"Meleğim az daha." diye mırıldanan Hazer ile Akay "Hazer uyan." dedi.

Hazer yatakta hızla doğruluktan hareket edemedim. Yine meleğim demişti.

"Ben senin için kıyafet getirdim. Hadi hazırlanıp Selim'e bu güvenlikli okulda ölüp kalmadığını göster. Yoksa okulu yıkacak." dedi Elis.

"Uyurken Selim. Uyandım Selim. Yeter artık!" dedi Hazer ve geri yattı.

Onun aksine yataktan kalktım ve Elis'in getirdiği kıyafetleri alıp banyoya gittim.

Üstümü değiştirdikten sonra elimi yüzümü yıkadım ve banyodan çıktım.

"Elis getire getire şort mu getirdin?" diye sordu Hazer.

"Bilerek siyah şort getirdim. Kırmızı göz ve saça yakılır dedim. Gerçekten de öyle oldu. Bacım yakıyorsun ortalığı." dedi Elis.

"Aynen yakarak Selim'in yanına gidecek. Doğru düzgün bir şey giy Alyeska." dedi Hazer.

Tam cevap verecektim ki kapı alacaklı gibi çalmaya başladı.

"Hazer! Alyeska senin yanında biliyorum! Aç şu kapıyı!" diye bağırdı Selim.

"İti an hazırla çomağı." diye mırıldandı Elis.

"Açın şuna kapıyı. Bağırıp durmasın." dedi Hazer.

"Geldik! Patlama!" diye bağırdı Akay ve gidip kapıyı açtı.

Selim sinirle içeri girdi ve hiçbir şey demeden elini Hazer'e doğrulttu. Gözleri koyu kırmızı olmuştu.

Elimi yavaşça kapatırken Hazer'in eli kalbine gitti.