Son Büyücü

Olmamış

Gülerek Hazer'in yanına yere oturdum. Neredeyse tüm güçlerini göstermişti ve oldukça eğlenmiştik. 

"Eskiden de böyle miydik? Değişen bir şey olmuş mu?" diye sordum. 

"Olmamış. Her zaman ki gibiyiz." dedi. 

"Bu arada sap mısın lan? Yenge falan yok mu?" diye sordum. 

"Kusura bakma ama sana yenge getirmeyi düşünmüyorum." dedi. 

"Vampirlerin nesli neden azalıyor sonra. Vampirlerin arasından sana birisini bulalım. Bugün okulu gezerken gördüğümüz seksi vampire ne dersin? Taş gibiydi." dedim.

"Fark etmedim." deyince tek kaşımı kaldırmaya çalıştım ama beceremeyince işaret parmağım ile tek kaşımı kaldırdım. 

"Sen bir erkeksin. Kendine gel. Taş gibi hatun yanımızdan geçti ve sen fark etmedin mi? Lan garı seni süzmüştü. Bir göz kırpman ile evli mutlu çocuklu olabilirdiniz." dedim. 

"İlgilenmiyorum." dedi. 

"Çocukların olduğunda bunları sana hatırlatırım." dedim. Bu dediğime gülerek bacağıma yattı ve "Hatırlatırsın." dedi. 

"Niye hiçbiriniz nişanlım hakkında konuşmak istemiyorsunuz? Sizden bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum ama sevmediğinize göre onda mı sorun var? Onda sorun varsa neden nişanlıyım?" diye sordum. 

"Sadece bazenleri kafalar uyuşmaz. Bu da böyle bir sorun. Selim ile pek kafalarımız uyuşmuyor. Onun da bizden hoşlandığı söylenmez. Bu yüzden sen arada kalma diye pek onun hakkında konuşmak istemiyoruz." dedi.

"Anladım. O gelince ne olacak?" diye sordum.

"Evlenirsiniz. Sonra çocuk falan yaparsınız. Büyücüler tekrardan aramıza katılır. Selim ile birlikte kraldan sonra yönetime geçersiniz. Güzel bir hayatınız olur." dedi. 

"Kulağa çok sıkıcı geliyor. Ekşın, hareket ya da macera yok mu?" diye sordum. 

"Yok. Selim senin savaşlara katılmanı istemiyor. Sana zarar gelsin istemiyor olmalı." dedi. 

"Anladım." diye mırıldandım. 

"İşte oradalar!" diye bağıran yüzü kapalı adam ile ikimizde ayağa fırladık. Çevremizi yüzü kapalı olan adamlar sararken Hazer elimi tuttu ve "Sakın korkma. Bunların üstesinden gelirim." dedi.