41. Çiçekler

En başından başla
                                    

Başını sallayarak onayladı. Cam bir vazonun içine beyaz taşlar yerleştirilmiş, üstüne de Müge çiçekleri koyulmuştu. Çiçeklerin arasına yerleştirilmiş bir not ve nota bağlı seni seviyorum yazan balonsa harikaydı.

Notu alıp baktığımda üzerinde
'İyi günde ve kötü günde hep yanımda olduğun için teşekkür ederim canım karıcığım' yazıyordu.

Karıcığım kelimesine adam hastaydı! Karıcığım yazısını görmesem Enzio'nun çiçek göndermiş olduğuna inanmazdım.
Ayıların da romantik bir zamanı oluyormuş demek ki!

Neden göndermiş olduğunu anlamamıştım. Sadece onunla birlikte olduğum için mi göndermişti? Bir haftadır sessiz oluşundan dolayı mıydı?

Yoksa ayıların çiftleşme zamanıydı da benim mi haberim yoktu?

Üzümünü ye bağını sorma demişler, mutlulukla çiçekleri alıp fotoğrafını çektim. Enzio'nun bana ilk çiçek gönderişiydi bu anı ölümsüzleştirmem lazımdı. Çiçekleri salondaki masaya koyup baktım.

Zamanında birileri yüzünden nefret ettiğim çiçekler şimdi gözüme güzel görünür olmuştu.

Yanıma Mary geldiğinde bir kağıt uzattı.
'Kızıp ceza verdiğine bakma, o ailesinden öyle gördü doğrusunun ne olduğunu bilmiyor. Sen öğret.'

Haklıydı. Zamanla öğrenecekti.

"Akşama güzel bir sofra kuralım, hatta dur yemekler bugün benden olsun. Siz yarına kadar izinlisiniz."

İlk önce kabul etmek istemedi ama zorlayınca kabul etmek zorunda kaldı. Mutlulukla mutfağa girip yemek hazırlamaya koyuldum. Lezzetli bir çorba pişirip, ot ve sebzelerden oluşan çeşitli mezeleri ben yapmaya başladım. Adla ve Xiang daha önceden ana yemekleri yaptıklarından bana yapacak bir şey kalmamıştı.

Mary ile birlikte onlar da evden gidecekken tekrar kapı çaldı.

Mary, elinde yine bir çiçekle dönmüştü. Bu sefer buket halinde bembeyaz müge çiçekleriydi. Siyah bir tüle sarılmış, siyah kurdelayla bağlanmıştır. Renklerin de bir anlamı olmalıydı. Buketi bana verdiğinde üzerindeki notu açıp okudum.
'Hayatıma yıldız gibi giren kadına...
İyi ki varsın karıcığım.'

Ayıların çiftleşme mevsimiydi kesin!

İğneyi bırak, pofuduk ayıcıklar yapalım demek istiyordu anlamıştım.

Ama bu numaralar bana sökmezdi. Sökmezdi değil mi? Kalbim teklemiş, hafiften düşer gibi olmuştum ama kolay kolay gardımı indirmeyecektim.

Çiçek buketini su doldurduğum vazoya koyup diğer çiçeğin yanına masaya bıraktım. Tekrar mutfağa döndüğümde kadınların yüzünde anlamlı bir bakış vardı. Çaktırmadan bana bakıyor, tepkilerimi inceliyorlardı ama ağızlarına laf vermeye niyetim yoktu.

Adla elime not defterini uzattığında notu okudum.
'Yüzün gülüyor, birileri aşık mı oldu?'

Kiimmm? Ben mi? Yok canım daha neler?

"Ne aşkı? İmkansız o iş."

Üçü de yüzüme bakıp güldü. İnanmıyoruz der gibilerdi. Omuz silktim kimseyi inandırmak gibi bir niyetim yoktu. Evden ayrıldıklarında yalnız kalmıştım.

Belki iğne vurulmayı bırakmazdım ama Enzio'yu bu jestinden dolayı ödülsüz bırakacak değildim.

Odaya çıkıp çalışma odasına girdim. Masasına ulaştığımda aradığım şeyin burada olacağını az çok tahmin ediyordum. Çekmeceyi açtığımda ortaya çıkan anahtarı alıp masanın arkasındaki dolaba gizlenmiş kasayı açtım.

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin