VIII

954 95 134
                                    

O zaman asıl mevzuya gelelim artık.

O zaman asıl mevzuya gelelim artık

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elimi çekip karaladığım şeye baktığımda kaşlarımı çattım. Hiçbir şeye benzememişti. Amacım bu olmasa da bu kadar karmaşık bir şey de beklemiyordum.

Dersim boştu. Anladığım kadarıyla Bay Kim'in doktor randevusu olduğundan dolayı bugünki biyoloji dersimiz iptal olmuştu. Yani tüm sınıf olarak bir yerlere dağılmıştık. Ben de kantine inip çizim yapmayı tercih etmiştim.

Zihnimi kaplayan ve beni yoran bir sürü düşünce varken kendimi kaleme verip bunları unutmak istiyordum. Özellikle dün beni boynuzlayan en yakın arkadaşımdan bir mesaj almışken.

Özür dilerim. yazmıştı. Özür dilenmesini sevmediğimi en iyi bilen insanlardan biri olarak ne yaparsam Alia çıldırır? diye düşünüp o mesajı yazmış olmalıydı. Başka bir açıklama bulamıyordum çünkü.

Bunun üzerine duygularıma hakim olamayıp onu aramıştım ve içimde ne var ne yok her şeyi kusmuştum. Ben de insandım ve her ne kadar umursamaz görünsem de yaşadığım durumun şartları tepkisiz kalmamı engelliyordu. Susmaktan yorulmuştum. Ben sustukça üzerime geliyorlarmış gibi hissediyordum. Buraya geçmişim peşimi bıraksın diye gelmiştim ama unutmama izin vermiyorlardı. Ben de bu yüzden bir daha içlerinden hiçbirinin benimle iletişim kurmasını istemediğime dair sert bir konuşma yapmıştım.

Biraz yüzleri varsa bir daha aramazlardı.

Yine aklım bunlara gittiğinden gözlerimi kağıda çevirip derin bir iç çektim. Sorun yok. Her şey düzelecek.

Tam olarak önüme koyulan karton bardağının içini dolduran sıcak çikolataya bir bakış attığımda kafamı kaldırıp önüme koyan kolun sahibine baktım. Tanımadığım esmer bir suratla karşılaştığımda kaşlarım benden bağımsız bir şekilde çatıldı. Gayet rahat bir şekilde karşımdaki sandalyeye oturduğunda sadece ne yaptığını izlemiştim. Dirseklerini masaya koyup ellerini birbirine kenetledi ve gülümseyerek "Ne çiziyorsun?" dedi.

Etrafta fısıldaşmalar ve üzerime dönen bakışlar hissettiğimde kaşlarım mümkünmüş gibi daha da çatıldı.

Yüzüne anlamsız bir şekilde baktığımda sanki unuttuğu bir şeyi hatırlamış gibi "Ah," dedi. "Kendimi tanıtmayı unuttum, ne kadar kabayım!" dedi.

Elini bana doğru uzatıp "Ben Shouta. Ve sen?" diye sorduğunda uzattığı ele bir bakış attım.

Doğrusunu isterseniz emrivaki yapılmasından kesinlikle hoşlanmazdım ve nereden geldiğini bilmediğim bir samimiyetle izin almadan masama oturarak bana sıcak çikolata ısmarlayıp ne çizdiğimi soramazdı. İnsanlarla hemen samimiyet kuran birisi değildim ve bunun da bu şekilde olmasını istemezdim. Bu konuda küçüklükten beri keskin çizgilerim vardı. Bu şekilde büyümüşken bunu değiştiremezdim.

my lips ft. yours ᥫ᭡ w.harutoWhere stories live. Discover now