39

54 2 0
                                    

YANYA'DAN YAZILANLAR

Franz, Noirtier'nin odasından öylesine yalpalayarak, öyle şaşkın çıkmıştı ki Valentine bile ona acımıştı.

Arkası gelmeyen birkaç söz söyleyip çalışma odasına kaçan Villefort iki saat sonra aşağıdaki mektubu aldı:

Mösyö Noirtier de Villefort, bu sabah yapılan açıklamalardan sonra, kendi ailesi ile Mösyö Franz d'Epinay'nin ailesi arasında bir evlilik bağının kurulabileceğini düşünemez. Mösyö Franz d'Epinay, bu sabah anlatılan olaylardan haberi varmış gibi görünen Mösyö de Villefort'un, kendisini bu düşünceyle haberdar etmemiş olmasını şünmekten dehşete düşmektedir.

Aldığı darbeden beli bükülmüş yargıcı şu anda gören biri, onun bunları tahmin edebileceğine inanmaz; gerçekten de Villefort, babasının açık yürekliliğini ya da kırıcı davranışını böyle bir öyküyü anlatacak kadar ileri götüreceğini düşünemezdi. Oğlunun gözünde yeterince önemsenmeyen Mösyö Noirtier, olayı Villefort'a açıklamayı hiç düşünmemişti ve Villefort her zaman General de Quesnel'in ya da Baron d'Epinay'nin, ya da nasıl adlandırılırsa adlandırılsın, hangi adı alırsa alsın ya da ona ne ad verilirse verilsin, onun dürüst bir düello sonucu öldüğünü değil, öldürüldüğünü sanmıştı.

O zamana dek son derece saygılı olan bir genç adamın bu sert mektubu, Villefort gibi bir adamın gururu açısından ölümcüldü.

Daha çalışma odasına yeni gelmişti ki, karısı içeri girdi.

Mösyö Noirtier'nin çağırdığı Franzin dışarı çıkışı herkesi o kadar şaşırtmıştı ki noter ve tanıklarla yalnız kalan Madam de Villefort'un durumu giderek daha zorlaştı. O zaman Madam de Villefort da kararım verdi ve haberleri öğrenmeye gideceğini söyleyerek dışarı çıktı.

Mösyö de Villefort ona, kendisi, Mösyö Noirtier ve Mösyö d'Epinay arasında yapılan bir görüşmeden sonra Valentine ile Franz arasındaki evliliğin bozulduğunu söylemekle yetindi.

Bekleyenlere bunu anlatmak zordu; Madam de Villefort da geri dönünce, görüşmenin başında Mösyö Noirtier'nin bir beyin kanaması geçirdiğini, sözleşmenin de birkaç gün ileri atıldığını söylemekle yetindi.

Bu haber ne kadar yanlış olursa olsun, aynı tür iki felaketin art arda gelmesine çok en-

der rasdandığı için, hazır bulunanlar birbirlerine şaşkın şaşkın baktılar ve bir şey söylemeden oradan ayrıldılar.

Bu sırada hem mutlu hem de şaşkına dönmüş Valentine, çözülmez gibi gördüğü zinciri bir çırpıda kırmış olan zayıf ihtiyara sarılıp teşekkür ettikten sonra, kendine gelmek amacıyla odasına çekilmek için izin istedi, Noirtier de gözüyle ona istediği izni verdi.

Ama Valentine dışarı çıkar çıkmaz odasına gideceğine koridoru geçti, küçük kapıdan çıkarak bahçeye indi. Birbiri ardına gelen olayların içinde gizli bir korku durmadan yüreğini sıkıştırıyordu. Lucia di Lamermoor'un sözleşmesindeki Ravenswoord Lordu gibi, solgun ve tehdit edici Morrel'in ortaya çıkmasını bekliyordu.

Gerçekten de tam zamanında parmaklığın önüne gelmişti. Franz'ın Mösyö de Villefort ile birlikte mezarlıktan ayrıldığını görerek olup bitenlerden kuşkulanan Maximilien onu izlemişti; onun içeri girdikten sonra yeniden çıktığını, yanında Albert ve Château-Rena-ud ile birlikte geri döndüğünü görmüştü. Ona göre artık hiçbir kuşku kalmamıştı. Her şeye hazır bir halde kendini bahçesine atmıştı, Valentine'in özgür kaldığı ilk anda ona koşacağından emindi.

Monte Kristo KontuWhere stories live. Discover now