34

61 2 0
                                    

TOPLANAN BİLGİLER

Mösyö de Villefort Mösyö Monte Kristo Kontunun Auteuil'deki evin öyküsünü nasıl öğrenebildiğini anlamak için araştırma yaparak Madam Danglars'a, özellikle de kendi kendine verdiği sözü tuttu.

Aynı gün istediği bilgileri elde etmek için bir zamanlar hapishaneler müfettişliği yaptıktan sonra, daha üst bir derece ile emniyet genel müdürlüğüne bağlı çalışmış Mösyö de Boville adlı birine yazdı. Boville kimden bilgi edinebileceğini öğrenmek için kendisine iki gün vermesini istedi.

iki günün sonunda Mösyö de Villefort aşağıdaki notu aldı:

"Mösyö Monte Kristo adlı kişi özellikle zengin bir yabancı olan, zaman zaman Paris'te bulunan, şu anda da orada olan Lord Wilmore tarafından tanınıyor; ayrıca birçok hayır işleri yaptığı Doğu'da, büyük bir ünü olan Sicilyalı Rahip Busoni tarafından da tanınıyor."

Mösyö de Villefort yanıt olarak bu iki yabancı hakkında en kesin ve en çabuk bilgilerin toplanmasını istedi; ertesi akşam emirleri yerine getirilmişti, işte aldığı bilgiler:

Bir aylığına Paris'e giden rahip, Saint-Sulpice'in arkasında iki katlı küçük bir evde girişin üstünde oturuyordu, tüm konut girişte iki oda, üst katta iki odadan oluşuyordu ve rahip buranın tek kiracısıydı.

Aşağıdaki iki oda, masa, sandalyeler ve ceviz büfenin olduğu bir yemek odası ve süs-süz, halisiz, duvar saati olmayan, tabam beyaza boyanmış tahta kaplı bir salondan oluşuyordu. Rahibin kendisi için sadece çok gerekli şeylerle yetindiği görülüyordu.

Rahibin daha çok birinci katın salonunda oturmayı yeğlediği doğruydu. Duvarları din bilgisi ve parşömen üzerine yazılmış metinlerle dolu, özel uşağının söylediklerine göre, rahibin aylar boyu içine gömüldüğü salon, aslında salondan çok bir kütüphane idi.

Uşak bir tür küçük pencerenin arasından ziyaretçilere bakıyor ve tanımadığı ya da hoşuna gitmeyen bir yüz gördüğünde rahibin Paris'te olmadığını söylüyor, rahibin sık sık yolculuk yaptığını ve bu yolculukların kimi zaman uzun sürdüğünü bilen birçok kişi de bununla yetiniyordu.

Zaten evinde olsun olmasın, Paris'te ya da Kahire'de de olsa rahip her zaman yardım yapıyordu ve küçük pencere, uşağın efendisi adına durmadan sadaka dağıttığı bir yer oluyordu.

Kütüphanenin yanında bulunan diğer oda bir yatak odasıydı. Örtüsüz bir yatak, dört pencere ve sarı Utrecht kadifesinden bir kanepe, bir dua iskemlesi tüm mobilyayı oluşturuyordu.

Lord Wilmore a gelince, o, Fontaine-Saint-Georges sokağında oturuyordu. Tüm servetlerini yolculuklarda yiyen o İngiliz turistlerden biriydi. Oturduğu evi eşyasıyla kiralıyordu, evde günde sadece iki üç saat geçiriyor ve geceleri ender olarak orada kalıyordu. Takıntılarından biri de, oldukça temiz bir biçimde yazdığı söylenen Fransızcayı kesinlikle konuşmak istememesiydi.

Bu bilgilerin krallık savcısına ulaştığı günün ertesi gün, Ferou sokağının köşesinde arabasından inen bir adam zeytin yeşili boyanmış bir kapıyı çaldı ve Rahip Busoni'yi görmek istediğini söyledi.

"Rahip efendi sabah çıktı," diye yanıt verdi uşak.

"Bu yanıtla yetmemem," dedi ziyaretçi, "çünkü öyle biri tarafından geliyorum ki, onun için her zaman evde olunur. Lütfen Rahip Busoni'ye..."

"Burada olmadığını size daha önce söylemiştim," diye yineledi uşak.

"O zaman eve döndüğünde kendisine bu kartı ve bu mühürlü kağıdı verin. Bu akşam saat sekizde rahip efendi evde olacak mı?"

Monte Kristo KontuWhere stories live. Discover now