16

105 3 0
                                    




ROMALI HAYDUTLAR

Ertesi gün önce Franz uyandı, uyanır uyanmaz da çıngırağı çaldı.

Çıngırağın çalması daha bitmemişti ki patron Pastrini içeri girdi.

"İşte!" dedi ev sahibi zafer kazanmış gibi, Franz'ın ona soru sormasını bile beklemeden, "dün size hiçbir şey için söz vermek istemediğimde Ekselansları, kuşkularım vardı; çok geç hareket ettiniz, artık Roma'da tek bir araba bile yok: son üç gün için elbette." "Evet," dedi Franz, "yani arabanın kesinlikle gerekli olduğu günler için."

"Ne var?" diye sordu Albert içeri girerken, "araba yok mu?"

"Tam da öyle sevgili dostum," diye yanıt verdi Franz "ve siz ilk bakışta durumu tahmin ettiniz."

"Pekala! işte sizin güzel kentiniz Roma!"

"Yani, Ekselansları," dedi, yolcuların gözünde Hıristiyan dünyasının başkentinin belli bir saygınlığını korumak isteyen patron Pastrini, "yani pazar sabahından salı akşamına kadar hiç araba yok, ama ondan sonra isterseniz elli tane bulabilirsiniz."

"Ah! bu da bir şey," dedi Albert; "bugün perşembe; bugünden pazara ne olacağını kimbilir?"

"On, on iki bin yolcu daha gelecek," diye yanıt verdi Franz, "onlar daha da büyük zorluk yaratacaklar."

"Dostum," dedi Morcerf, "bugünün tadını çıkaralım, yannı kendimize zehir etmeyelim." "En azından, bir penceremiz olamaz mı?" diye sordu Franz.

"Nereye bakan?"

"Cours sokağına, lanet olsun!"

"Ah! evet! Bir pencere!" diye bağırdı patron Pastrini; "ama olanaksız! Kesinlikle olanaksız! Doria Sarayı'nın beşinci katında bir tek pencere kalmıştı o da günde yirmi altm sikkeye bir Rus prensine kiralandı."

İki genç şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar.

"Pekala sevgili dostum," dedi Franz Albert'e, "yapılacak en iyi şey nedir biliyor musunuz? Karnavalı Venedik'te geçirmek için yola koyulmak; orada en azından araba bulamazsak gondol buluruz."

"Ah! dünyada olmaz!" diye haykırdı Albert, "ben karnavalı Roma'da görmeye karar verdim ve göreceğim, cambaz ayaklığının üstünde bile olsa."

"Bak hele!" dedi Franz, "bu çok güzel bir düşünce, özellikle moccoletto'ları söndürmek için; soytarı-vampir ya da Landes sakinleri kılığına gireriz ve korkunç bir başarı kazanırız."

"Ekselansları hâlâ pazara kadar bir araba istiyorlar mı?"

"Elbette!" dedi Albert, "Roma sokaklarında mübaşirler gibi yaya koşacağımızı mı sanıyorsunuz?"

"Ekselansları'nın emirlerini yerine getirmek için acele etmeliyim," dedi patron Pastri-ni: "yalnız arabanın onlara günde altı piastra malolacağını söylemeliyim."

"Ve ben, sevgili Mösyö Pastrini," dedi Franz, "komşumuz gibi milyoner olmayan ben, Roma'ya dört kez geldiğim için hafta arası, pazar ve bayram günleri araba fiyatlarım bildiğimi size söylemeliyim. Bugün, yarın ve yarından sonraki gün için size on iki piastr vereceğiz ve siz de bundan çok iyi bir kâr elde edeceksiniz."

"Yine de Ekselansları!.." dedi patron Pastrini, karşı çıkmaya çalışarak.

"Haydi sevgili ev sahibimiz," dedi Franz, "ya da ben, aynı zamanda benimki de olan sizin affettatore'nizı kendi fiyatımla kendim göreceğim; daha önce de hayatında benden epeyce para çalmış olan ve yine çalmayı umut eden eski bir dostum size önerdiğimden çok daha ucuza bu işi yapacak: aradaki farkı yitireceksiniz ve bu da sizin hatanız olacak."

Monte Kristo KontuWhere stories live. Discover now