11. Bölüm~Hayran Klubü

103K 3.2K 254
                                    


11. Bölüm

Kıskançlığın verdiği acı tüm damarlarıma yayılıyordu. Boğazımda oluşan yumrunun etkisiyle gözlerimde yaş görülüyordu. Sanırım gerçekten ona hayrandım. Ona bu mesafeden bakıp yüzünde gördüğüm mutluluğu daha fazla kaldıramayacaktım. Gözlerimden akan bir damla yaşı elimin tersiyle silerek otele doğru ilerlemeye başladım. Biri kolumdan tutunca olduğum yerde durdum. Karşımda duran kumral çocuktan kolumu kurtardım. Tamamen siyah giyinmiş bu çocuğu bir yerden hatırlıyordum sanki.

Ellerini saçlarına daldırıp saçlarını hafifçe yana attı. "Bana bakmaya devam edecek misin?" Hafızamı yoklayıp bu çocuğun kim olduğunu hatırlamaya çalıştım. Beynimdeki tüm arama motorlarına bu çocuğun yüzünü aratırken o konuşmaya devam etti. "Ben Mehmet, dün gece barda tanışmıştık hani." Arama motorumun yuvarlak simgesi birden durunca, karşıma çıkan Mehmet'le tanışma sahnemiz, piksellikten arınıp bütünleşerek pürüzsüz bir görüntüye kavuştu.

Kahkahalar atıp eğlenmiştim. Üstelik hayatımda ilk defa gördüğüm bu çocuk ile. Hızla yüzümü aşağıya indirip duygularımı gizlemeye çalıştım. Birkaç saniye sonra ifadesiz bir surat ile yüzüne bakıp "Hatırlıyorum,"dedim. Hafifçe gülümsediğinde, yanağındaki gamzenin ne kadar ilgi çekici olduğunu fark ettim.

"Bir şeyler içelim mi?" diye sorunca ne diyeceğimi şaşırmıştım. Dün gece olanlardan ötürü zaten utanıyordum. Reddetmek için ağzımı açtığımda birinin ismimi bağırdığını duydum. Kafamı yavaşça sesin geldiği tarafa çevirdiğimde Enes ile karşılaştım. Eliyle bana gel işareti yapıyordu. Kafamı evet anlamında sallayıp Mehmet'e geri döndüm. "Gitmem gerek, ben..." Hızla gözlerini devirdi. "Umursamaz kocan çağırıyor, tabi..." derin bir nefes alıp devam etti. "Tamam, başka zaman karşılaşırsak artık..." dedikten sonra yanımdan geçip gitti.

Enes'in yanına doğru ilerlemeye başladığımda Mehmet ile konuşurken ertelediğim kıskançlık duygusu geri dönmüştü. Kalbime telkin yaparak yanına ulaştım. "Kimdi o?"dedi. Sesi kıskanç biri gibi değil, oldukça sakin çıkmıştı. "Dün gece beni getiren kişi," dedim. Dudaklarını birbirine bastırıp birkaç saniye kafasını anlayışla salladı. "Gidelim mi?" dediğinde itiraz etmeden peşine takıldım.

Çok geçmeden otele vardığımızda "Yarınki biletlerle geri döneriz," dedi. Kafamla onayladım. Banyoya doğru ilerlerken arkamdan "Bir şey mi oldu?" dedi. Buna verilecek kesin bir yanıtım olmamasına rağmen ona doğru dönüp "Yok bir şey,"dedim. Hafifçe kaşlarını çatıp yüzüme bakmaya devam ediyordu. Cevap arar gibi bir hali vardı. "Akşama kadar ne yapacağız?"dediğinde şaşırıp kaldım. O surat ifadesi ile bunu söylemesi hem komik hem de tuhaftı. Asıl önemli nokta cümlesinin yükleminde birinci çoğul ekini kullanmıştı. Yani bizi kast etmişti. Bu cümlesi yüreğimden bir parça koparıp havaya karıştırırken verebilecek her hangi bir cevap arıyordum. "Bilmiyorum," diye karşılık verdim. O an bulabildiğim ilk kelimeyle...

Yüzündeki ifade anlaşılmazdı. "Pekâlâ, senin bir şeyin var." Bu sefer kaşlarını çatma sırası bendeydi. Oturduğu koltukta eliyle yan tarafını göstererek "Gel buraya," dedi. Sesindeki sakinlik gerilen yüz kaslarımı yumuşatmıştı. Adeta hipnoz olmuş gibi dediğini yapıp yanına oturmuştum. "Anlat," dedi.

Bu anı o gün de yaşamıştık. Ona duygularımı açtığım gün... Kafamı yere eğip söyleyeceğim sözleri sıraya koymaya çalışırken, hala bana baktığını hissedebiliyordum. Şimdi tamamen öğretmenim gibi davranıyordu. Bu hiç de sinir bozucu değildi. Aksine bir derdimin olduğunu görmesi, beni dinleyecek olması benim için paha biçilemez bir şeydi. Üstelik bana karşı yumuşadığının da bir işaretiydi. Boğazımı hafifçe temizledikten sonra ona doğru döndüm. "Sanırım fark ettim." Hiçbir şey söylemeden devam etmemi bekledi. "Dediğin gibi sana âşık değil, hayranmışım." Boğazıma oturan yumru yüzünden titreyen sesime aldırmadan devam ettim. İkinci kez içimde yaşadığım duygularımı onun karşısında dışarı vuruyordum. "Kıskandım," dedim direk olarak. Kaşları çatılmıştı. Daha fazla açıklama yapma gereği duydum.

BELAGATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin