4. Bölüm~Sen istedin!

131K 4.1K 172
                                    

4. Bölüm

Yaşadıklarım gerçeklikten uzak gibi dursa da gözümle gördüğüm kadar gerçekti. Yarından itibaren Enes Hoca kocam olacaktı. Âşık olduğum adam gibi değil, başka biri gibi çıkmıştı karşıma. Tanıdığım iyi, sakin karakterli insan, korku ve baskı yüzünden farklı birine dönüşmüştü. Onun bu denli sinirli olduğunu bilmezdim. Gerçi ne kadar zamandır tanıyordum da hemen karakteriyle ilgili hüküm verebilmiştim ki? Belki üç belki dört ay anca olmuştu onu tanıyalı. Fakat onunda bir insan olduğunu unutup, karakterinin sadece iyi yönleriyle aklımda yer bulmasına sebep olmuştum. Tüm insanlara özgü negatif duygulara sahip olabileceğini hayal dahi etmemiştim. Onun da bir insan olduğunu, aşktan kör olmuş gözlerimle görememiştim.

Birkaç saat öncesinde gösterdiği davranışlarından ötürü bana farklı biri gibi gelmesinin sebebi buydu. Yabancılaşmıştı birden gözümde. O an aslında onu hiç tanıyamadığımı, sadece toplum içindeki hareketlerine göre değerlendirdiğimi fark ettim.

Öfkesinde haklı olabilirdi. Haklıydı da. Yine de bana bu denli bağırmaya hakkı yoktu. Ben buraya gelirken onunla evleneceğimi bilmiyordum ki... Ona olan duygularımın bedelini hayatın böyle ödeteceğini düşünmüştüm. Dahası, biraz da ondan uzaklaşmak için kabul etmiştim ben bu formalite evliliği. Müstakbel kocamın o olacağı aklımın ucundan bile geçmemişti. Bana bağırmasını hak etmemiştim. Korkusunun ardında yatan sebepler hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ortada bir vasiyetname olduğu kesindi. Bu vasiyetnamede ne varsa, korkunun Enes Hoca'nın gözlerine dahi işlemesine sebep olmuştu.

Yatakta öbür tarafıma döndüm. Doğrusu, tüm yaşananlara sevinen nankör bir tarafım vardı. Sanki bir peri masalındaydım. Âşık olduğum adamla evlenecektim. Dileğim kabul olmuştu. Aslında peri masalı olamayacak kadar iğrenç bir oyunun içine sürüklenmiştik. Dün onu son görüşüm olduğunu, bir daha hayat boyu karşılaşmayacağımızı düşünüyordum. Fakat hayatın bu denli oyunbaz olduğunu aklıma getirmemiştim. Yıllar önce ailesiyle aile dostu olduğumuzu nerden bilebilirdim? Sıkıntıyla kafamı kaşıdım. Her şey karman çorman olmuştu. Ne yapacağımı bilemiyordum. Fakat büyüklerimizin oldukça itina ile hazırladıkları plan tıkır tıkır işliyordu. Enes'in öfkesini bile görmezden gelip yarın için nikâhtan bahsetmeye koyulmuşlardı.

Eğer Enes Hoca'yı düşünüp vazgeçersem ailemin geleceğini tehlikeye atmış olacaktım. Ailemi düşünüp bu evliliği kabul edersem de Enes Hoca ile evlenip kurallarını bilmediğim oyunun içinde kaybolacaktım. Bunun yanında Enes Hoca'nın bana karşı uyanan nefretini daha da artıracaktım. Onun anılarında beni seven öğrenci olarak yer almak isterken, onun beni hayatımı mahveden öğrenci olarak hatırlamasını kabullenmek zorunda kalacaktım. Başımı yastığa iyice gömdüm. Cidden düşünmekten yorulmuştum. Oldukça yoğun geçen iki günün ardından beni daha da yoğun günler bekliyordu. Gününün çoğunu hareketsiz geçiren bir kız için bunlar oldukça fazlaydı.

Yan tarafımdaki sehpadan telefonumu alıp saatin kaç olduğuna baktım. Saat gecenin tam üçüydü. Bunca zamandır sadece yatakta uzanıp düşüncelere daldığıma inanamıyordum. Telefonu yerine koydum ve yataktan çıktım. Uyuyamadığım her saniye bir o yana bir bu yana dönmekten belime ağrılar girmişti. Odanın içinde de olsa biraz dolaşmakta fayda vardı.

Odanın bir duvarını boydan boya kaplayan pencereye doğru ilerleyip perdesini araladım. Gözlerimle etrafı süzdüm bir müddet. Karşımda çok büyük olmayan bir bahçe vardı. Patika gibi taştan bir yol, seni tahta bir oturağa götürüyordu. Çimenler kışa meydan okurcasına sağlam duruyorlardı. Fakat bahçedeki tek ağaç kışın geldiğini gösteriyordu. Kurumuş dallarını beton duvarın üzerine sermişti. Kış kimileri için hüzün, kimileri için kısa bir molaydı belki de. Bazıları bu ağaca bakıp yapraklarını kaybetmiş üzgün bir ağaç görürken, bazıları üzerindeki fazlalıklardan kurtulup kendini dinlendiriyor diyebilirdi. Bu düşüncelerin oluşmasında insanların yaşanmışlıkları etkiliydi. Ben ikinci tarafta olanlardandım.

BELAGATWhere stories live. Discover now