--36--

54 5 0
                                    


Eve geldiğimde annemden bir kamyon dolusu fırça yedim. Anlatmaya çalıştım hastaneden çıkamadığımı ama beni dinlemiyordu. Susup afiyetle yedim fırçamı. Sonra sakinleşince neden geç geldiğimi sordu. Yiğit'in beni unuttuğunu anlattım.

" Seni unutanı sende unut." Diyerek bana teselli veriyordu kendince. Ama sinirime dokunuyordu bu durum. Birini unutacaksan git Aslıhan gereksizini unut beni niye unutuyorsun.

Bir yolunu bulup kendimi tekrar Yiğit'e hatırlatmalıydım. Ne yapacağımı düşünüyordum ama aklıma bir şey gelmiyordu. Kızları ve Bedirleri eve çağırdım bende. Hep beraber bir şeyler düşünüp bir yol bulabilirdik.

Annem çay demledi bende tabakları hazırladım, küçücük odamda altı kişi sıkışmıştık.

" Çalıştırın saksıları. Yiğit beni tekrar nasıl hatırlar? Düşünün." Diye baskı kurdum hepsinin üstünde.

İlk konuşan Furkan'dı." Yanından ayrılma. Sürekli neler yaşadığınızı anlat. " mantıklıydı. O da bir zamanlar benim dibimden ayrılmıyordu. Bende aynısını yapabilirdim.

" Tamam, bunu uygulayabilirim. Başka?" yedek bir planımın olması gerekiyordu.

" Fotoğrafınız yok mu? Onu göster?" çok güzel, bizim Yiğit'le hiç fotoğrafımız yok ki. Ama dur biraz. Karateye giderken kuşak sınavında toplu fotoğraf çekilmiştik. Orada ikimizde varız, belki o günü hatırlar.

" Bir tane fotoğrafımız var. Onu bulurum. " bir ümittir yaşamak demişler. Beni hatırlayana kadar Yiğit benden kurtulamaz. " Ama sizde beni anlatın Yiğit'e. Hemen hatırlamasa bile beni tanıdığını bilsin." Bu da bir başlangıçtır.

Arkadaşlarıma beni Yiğit'e anlatmaları için sıkı sıkı tembih edip yolladım. Yarından itibaren Meyra Uçar'ı unutmak neymiş göstereceğim. Beni hatırlamasında göreyim onu, zorla hatırlatacağım. Hatırladığında da beni unuttuğuna pişman edeceğim onu.

*** *** ***

Babam evden çıkar çıkmaz anneme yaranmaya, dışarı çıkmak için izin koparmaya çalıştım. Bir ton laf etti. Baban kızar, dışarı çıkamazsın, o kadar çok şey yaptın hala konuşabiliyor musun.... Bunun gibi bir sürü laf yedim. Daha fazlasına da razıyım yeter ki Yiğit'in yanına gidebileyim.

"Anne söz veriyorum istediğin her şeyi yapacağım ama izin ver çıkayım. Noluur." Ayaklarına kapanmamı falan mı bekliyordu acaba.

" Her istediğimi yapacak mısın?" Annemden yeşil ışık gelmişti.

" Evet evet yapacağım. Ne istersen." Şu an seçim şansım ve başka bir tercih hakkım yoktu. Ne derse yapacaktım çaresiz.

" evin temizliğini sen yapacaksın artık. Benim durumum malum, sonra kardeşin doğduğunda daha çok onunla ilgilenmem gerekecek. "

"Tamam kabul. Temizliği ben yapacağım. Hatta kardeşime bakmanda yardım bile ederim. " deyip anneme sarıldım sıkıca. En azından yapabileceğim makul bir istekte bulundu.

Annemle anlaştıktan sonra hazırlanıp hastaneye gittim. Yiğit bugün de hastanede kalacaktı ama yarın eve taburcu edilecekti. Çocuklarla odanın kapısının önünde otururken Aslıhan'da geldi.

" Buraya gelmenize gerek yok Yiğit'in durumu iyi. " Aslıhan yine boş konuşmaya başlamıştı.

" Sana soracak değilim Aslıhan, bak işine." Dedim. Karşımdaki sandalyeye oturdu. Yiğit'in yanında annesi vardı. Odadan çıkıp ' Çok fazla yormayın çocuklar.' Deyip bizi içeri davet etti. Kendisi de hava almak için çıkmıştı.

TakipteyimDonde viven las historias. Descúbrelo ahora