--4--

228 16 2
                                    


Meyra'nın ağzından

Ama salaklık bende. Beni hatırlamayan birinin peşinden gittim. Ne kadar aptalım. Şahnaz'a her zaman gittiğimiz kafe de buluşalım dedim. Ceylin'e o haber verecek. Kimseyle konuşmak istemiyorum. Ceylin haklıydı galiba. Unutmak en iyisi. Bi daha nerde göreceğim sanki. Ben kendime söverken neden onu unutamıyorum diye saatin 4 olduğunu fark ettim. Ne kadar çok şey yaşadım bugün.

Kafeye ilk gelen bendim, her zamanki gibi. Onlar hep geç kalırdı. Özelliklede Ceylin. Yarım saat beklediğimi biliyorum bu kızı. Şahnaz ona göre daha erken gelir genelde. Ve tahmin ettiğim gibi ilk gelen Şahnaz oldu. O gelince ayağa kalktım, görüştük. Ceylin gelmeden olanı biteni anlattım. Dizi-film izler gibi izledi ve dinledi beni.

'' İnanamıyorum ya. Başına gelenlere bak. Taksiden inmeden önce daha dikkatli baksaydın keşke.''

'' Yaa tamam. Zaten içim içimi yiyor, bi beceremedim takip etmeyi.''

'' Tamam, sıkma canını. Kaderinde varsa tekrar karşılaşırsınız zaten.'' Dedi ve dışarıdan Ceylin'in geldiğini gördüm.

'' O değil de Ceylin'in dediğine geldim. Beceremedim ya takibi, şimdi ' ben sana demiştim' der yer başımın etini.'' Ve Ceylin dibimizde bitiverdi. Konuştukça konuştuk. Tabi Ceylin bilmişlik tasladı 'ben biliyordum böyle olacağını' deyip durdu.

'' Tamam, ama Meyra üzülme. Allah sevdiği insanın eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş.'' Yiğit'e eşek dediğini aldırmadım çünkü beni hatırlamıyor eşek.

'' Çok güzel teselli ediyorsun Ceylin sağ ol.''

Gülerek '' Rica ederim, her zaman. (daha ciddi oldu) Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun?''

'' Ne yapacağım işte. Monoton hayatıma devam edeceğim. Okuluma gideceğim, pazartesi sendromu yaşayacağım, annemin zoruyla temizlik yapacağım, Yiğit'in beni hatırlamamasına kahredeceğim, planım şimdilik bu.'' Gülüşmeye başladık.

'' Hadi benim aşk hayatım çıkmaz sokağa girdi. Sende ne var ne yok? Bekir ne yapıyor?'' diye sordum Şahnaz'a.

'' Nasıl olsun hala yüzüme bile bakmıyor. Başka kızları dikizliyor geri zekâlı. Mücahit'te peşimden ayrılmıyor. '' Şahnaz 2 yıldır Bekir'e âşık ama Bekir, Şahnaz'ın farkında bile değil. Mücahit'te Bekir'in en yakın arkadaşı. O da Şahnaz'a aşık.

Araya Ceylin girdi. '' Asıl geri zekâlı sizsiniz. Sizi sevmeyenlerin peşinden gidip daha çok üzülüyorsunuz. Ne sen Bekir'le ne de sen Yiğit'le doğru düzgün konuşmadınız, ne bileyim böyle yanlışlıkla elleriniz birbirine değerde bir bakışırsın ya heh siz onu bile yapmamışsınız ama ben çok özledim, ben çok aşığım diyebiliyorsunuz. Malsınız siz mal. Siz onlar için üzülürken onlar orada burada sizin aşkınızdan bi haber gününü gün ediyorlar. Bi el ele tutuşsaydınız bari, dokunsaydınız birbirinize.''

'' Dokunamadığımız kalbimize dokunduğu için unutamıyoruzdur belki de. O yüzden bu kadar çok özlüyoruzdur.''

'' Ben ne diyorum sen ne diyorsun Meyra. Yok ya siz bu akılla giderseniz daha çok üzülürsünüz.'' Dedi Ceylin.

'' Senin aklından mı gidelim Ceylin? Sen çok mantıklı davrandığın için Furkan'ın evini taşladın dimi?'' dedi Şahnaz. Doğru dedi.

'' Furkan benim peşimden koşturduğu sırada aynı zamanda Leyla denen o şırfıntıyla da fingirdeşmiş. Leyla kendini Furkan'a yamamıştır ya neyse. Çocuk beni resmen aldattı aptal yerine koydu ne yapsaydım susup, oturup hiçbir şey olmamış gibi mi davransaydım. Boynuzlu mu deselerdi bana. Oh iyi oldu ki evini taşladım. İyi ki de Leyla denen o şırfıntıyı dövdüm.''

Furkan okulun çapkınlarındandır. Şimdi ne yalan söyleyim yakışıklı çocuk, eh birazda popüler. Geçen sene Ceylin'e yakınlaşınca kızın aklı karıştı. Biraz peşinden koşturdu. O sırada da Leyla ve Furkan'ın tuvalette öpüştüğünü görünce Ceylin delirdi. Furkan'ı evine kadar takip edip evin camlarını taşladı. Okuldaki bütün erkeklerin gözü Ceylin'e döndü. Birazda ondan korkmaya başladılar tabi. Furkan Ceylin'e yaklaşmaya çalıştı ama başarılı olamadı. Leyla'ya gelince; Ceylin onu dövmek için okul çıkışında peşinden gitti. O kadar hızlı gidiyordu ki yetişemedim. Okulun ilersinde de kanalizasyon taşmış. Ceylin elini Leyla'nın saçına doladı, suratına vurmaya başladı. Leyla, Ceylin'i ittirip kaçmaya çalıştığında olanlar oldu. Kanalizasyonu kalın bir hortumla temizlerlerken hortum yerinden çıktı ve ne var ne yok Leyla'nın üstüne boşaldı. Ceylin '' Senin ne bok olduğun şimdi anlaşıldı'' deyince orada kim varsa gülmeye başladı. O gün bu gündür birbirlerinin kuyusunu kazarlar. İlahi adalet.

'' Sen en azından Furkan'ın evinin nerde olduğunu öğrendin. Ben Yiğit'in evinin nerde olduğunu bile öğrenemedim.'' Dedim ve saate baktım. Yedi buçuk olmuştu. Hemen hesabı ödeyip çıktık kafeden. Metrodan inemedik, çok kalabalıktı. Mecbur bi daha gittik geldik metroyla. Evlerimiz birbirinden çok alakasız yerlerde olduğu için metrodan iner inmez ayrıldık. Annem beni arayıp gelirken iki ekmek al dedi. Günüm macerayla başlamış olsa da eve giderken hiçbir şey olmamış gibi ekmek almakta tuhaf ama...

Kalabalıktan hiç hoşlanmam ve caddeler çok kalabalıktı bende ara sokaklardan birine girdim. Bu sokağa hava kararınca girmezdim, ürkütücüydü. Sokak o kadar ıssız o kadar karanlıktı ki burada birini öldürseler anca sabaha bulurlar cesedini. Birden sola doğru, çökmüş binanın içine çekti biri. Duvara yaslandırdı beni. Ağzımı kapattı. Karanlıkta kim olduğunu anlayamadım, daha dikkatli bakınca bugün kavga ettiğim ve galiba kolunu kırdığım adamdı. Boğazıma bıçak dayadı.

'' Seni rahat bırakacağımı mı sandın?''

Aklıma gelen başıma geldi. Bu adam beni burada öldürecek ve cesedimi sabah bulacaklar. Helvamı fıstıklı yapsalar bari.

'' Bak bak yüzümün haline bak. Senin yüzünden dayak yedim. '' Bir gözü mor, kaşı ve dudağı patlamıştı, elinde de alçı vardı. Neden benim yüzümden oluyormuş canım. Dövmeseydin karını. Oh iyi olmuş. Ne diyorum lan ben? Bu adam beni öldürecek.

'' Senin yüzünden başım belaya girdi. Sen gelmeseydin Ayten'i başımdan savıp gidecektim. Ama sen işime burnunu soktun. Bittin kızım sen.'' Allah'ım sana geliyorum. Benim yüzümden başı nasıl belaya girmiş anlamadım ama şu anda bunu düşünmeyeceğim. Can havliyle adamın bacak arasına tekme attım. Uzaklaşmaya çalıştım ama nafile. Sadece bağırdı ve beni daha sert bir şekilde duvara vurdu.

'' Seni öldüreceğim.'' Dedi ben gözlerimi kapatıp ölümümü bekledim.

'' Ahhh.'' Adam bağırdı, gözlerimi açtım hemen. Arkasına döndü. Uzaklaştım hemen ondan. Karanlıkta seçmeye çalışıyordum. Yiğit adamı tekme tokat dövüyordu. Nerden çıkıt bu? Ama iyi ki de çıktı.

'' Dur dur öldüreceksin.'' Dedim ama hala dövmeye devam ediyordu. Yanına gittim. Bıçak yerdeydi hemen ayağımla vurarak uzaklaştırdım. Yiğit'in kolunu tuttum bıraksın diye ama nafile. Çok güçlüydü. Adam Yiğit'in elinden kurtulup kaçmaya başladı. Yiğit peşinden gitmeye kalktı ama koluna asıldım gitmesin diye. Arkasından bağırdı, küfürler etti Yiğit. Sonra bana döndü.

'' İyi misin? Sana bir şey yaptı mı?'' iki kolumdan da tutmuştu beni.

'' İyiyim. Yani birkaç dakika öncesine kadar ölecek biri için iyiyim evet.''

'' Tamam tamam geçti. Ben buradayım. Sana bir şey yapamaz.'' Dedi ve sarıldı bana. Ardı ardına şok yaşıyorum resmen. Ne yapacağımı şaşırdım, sırtını sıvazladım.

'' Sağ ol.'' Sarılmayı bırakıp bana baktı.

'' Sen iyisin dimi? Sana zarar verdi mi?'' dedim.

'' Yok, yok iyiyim, bir şey yapamadı. Hadi bir an önce çıkalım şu sokaktan.'' Dedi ve beni kolumdan tutup yürümeye başladık. 


TakipteyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin