--5--

199 14 1
                                    


Yiğit'in ağzından

Yarım saat, bir saat dolanıp geri döndüm. Eve geldiğimde kardeşimi ve annemi görmeyi beklemiyordum.

'' Nerdesin abi sen? Hani dışarıya çıkmayacaktın?''

'' Hakan abi aradı. İki saatliğine yerime bakar mısın dedi. İşi uzadı herhalde, bende bekledim ne yapıcam başka.'' Annemle görüştükten sonra, meraklı kardeşime sarıldım.

'' Hadi ya ne işi varmış?''

'' Tüh keşke sorsaydım. Gül çok merak eder, ne işin vardı abi mi deseydim?''

'' Merak ettim canım ne var yani. Söylemiştir diye düşündüm. Sende ne kadar meraksızsın.''

'' Oğlum, nasılsın, iyi misin? Zayıflamışsın sen ama.'' Annem araya girdi.

'' Anne ben aynıyım. Bir haftadır görüşmüyoruz ve hala senin yaptığın yemekleri yiyorum. Bir orduyu doyuracak kadar çok yemek yapmışsın.''

'' Olsun. Sen şimdi açsındır. Hazırlayayım hemen sofrayı.'' Anne yüreği işte her daim aç olduğumu düşünür.

'' Yok annem yok. Aç değilim. Canım istemiyor.''

'' Neden oğlum? Hasta mı olacaksın yoksa? Sen ne bulsan yersin normalde.'' Deyip elini alnıma koydu. Ateşim var mı yok mu kontrol ediyordu.

'' Ateşim yok. Sadece acıkmadım. Siz beni görmek için gelmediniz mi? Uğraşma şimdi sofrayla.''

'' Baban da sende çok kararlısınız değil mi? Vaz geçmeyeceksiniz ikinizde?''

'' Anne kötü bir şey yapmıyorum. Kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalışıyorum.''

Babam Kenan Şahin ünlü bir iş adamı. Oldukça varlıklı bir ailenin oğluyum. Babam bu şirketi kurarken çok zorlanmış, çok uğraşmış. Yokluktan gelmiş bu konumuna. Hiç kimse de yardım etmemiş. Babamda benim şımarık olarak yetişmemi istemediğinden, ayaklarımın üstünde durup sorumluluk sahibi olmam gerektiğini düşündüğünden liseye başladığımdan beri ayrı yaşıyordum onlardan. ama gittiğim okulda zengin olduğum öğrenildiği için okul ve evi değiştirmek zorunda kaldık. Babamda bu mahallede ev tuttu. Her ay 800 TL verip kendimi geçindirmeye çalışıyorum. Üniversiteye gittiğim zaman çalışacakmışım. Hiçbir zaman bazı zengin arkadaşlarım gibi şımarık olmadım. Ama babamın bu teklifi de kaçınılmazdı. Zengin zübbesi arkadaşlarımdan uzaklaşma fikri, yeni arkadaşlar, yeni bir hayat düşüncesi hoşuma gitti ve kabul ettim. Bu durumdan annem pek memnun değil. Anne yüreği işte... Ama bana güvendiklerini biliyorum. 2 senedir idare edebiliyorum. Bu sene de başka bir okula gideceğim. Bir haftadır bu mahalleye alışmaya çalışıyorum. Arkadaş bile edindim. Onun gittiği okula gideceğim.

Konuştuk biraz daha. Annem aç olmadığıma inanmadı ve ağzıma bir şeyler tıkamaya başladı. Gül kıs kıs gülüyordu bu halime. Gül liseye geçtiği zaman yani seneye, babam bana yaptığı uygulamayı ona da yapacakmış. Tabağımdaki zeytini Gül'e fırlattım.

'' Bak neler yapıyor ya. Nimet bu nimet. Anne hep sen şımartıyorsun abimi.'' Ellerimi yıkamak için kalktım. Gül'de annemin yanına gidip kulağına bir şeyler fısıldadı. Bende çekyatta ki yastığı alıp Gül'e fırlattım.

'' Anne. Şımartıyorsun şımartıyorsun sonra benimle uğraşıyor ya.'' Dedi sinirle bana baktı. Annem halinden gayet memnun görünüyordu.

'' Seni alacak adam yandı, yandı.''

'' Bak bak nasıl konuşuyor. Herkesin içinde de böyle konuşma. Valla kısmetlerimi kapatırsın.'' Ne zaman büyüdü de kısmetlerden konuşur oldu. Bu kızı alacak olan adam yandı çünkü ben kıskanç bir abiyim.

TakipteyimOù les histoires vivent. Découvrez maintenant