--18--

113 8 1
                                    


Yiğit'in ağzından

Okuldaki şu ses kaydı meselesinde Meyra'ya hak veriyorum. Ama beni kandırmasını kaldıramıyorum. Dün kafede söylediklerinde de haklıydı. Ne yapacağımı bende bilmiyorum.

Kafeye girip oturduğumuzda Okan ve Meyra'yı bir arada görünce kan beynime sıçradı. Bunlar hangi ara bu kadar samimi oldu? Meyra bizi görünce hiçbir tepki vermedi ama Aslıhan elimi tuttuğunda kafasını çevirdi. Rahatsız olmuştu. Beni birisiyle görmeye dayanamamıştı.

Peki ya kafeden ayrılırken Okan denen o adamla sarmaş dolaş olması neydi? Beni seviyor mu sevmiyor mu anlayamıyorum. Anlayamayınca konuşamıyorum, konuşamayınca yanlış anlaşılıyorum...

Sabah kahvaltısında herkesin neşesi yerindeydi. Ben tabağımla oynarken Gül kolumu dürttü.

" Biraz daha tabağınla oynamaya devam edersen annem müdahale edecek abicim." Deyince anneme göz ucuyla baktım. Önündekileri ye bakışını attı. Ağzıma birkaç lokma attım.

" Eee Yiğit, okul nasıl gidiyor?"

" İyi baba. Ben kendi evimde kalsam artık. Bi burada bi orada dengem alt üst oldu."

" Bu akşam evine gidersin, yarın okulun var zaten. Kahvaltını bitir odama gel." Dedi ağzını silerken. Zaten yiyesim yok, çatalı masaya bırakıp kalktım. Babamın beni yanına neden çağırdığını az çok tahmin edebiliyorum...

Çalışma odasının kapısını tıklatıp içeri girdim. Babam camdan dışarıya bakıyordu.

" Benimle ne konuşacaksın?"

" Meyra denen şu kızdan uzak duruyorsun değil mi?"

" Aslıhan sana rapor vermiyor mu?"

" Okulda çıkarttığı rezaleti duydum. Müdürle konuştum merak etme. Hiç bir şey olmamış gibi olacak her şey. "

" Olanı biteni biliyorsun da bana neden soruyorsun baba?"

" Konuşuruz diye oğlum."

" Neyi konuşacağız baba... Meyra'dan uzak dur dedin durdum, Aslıhan'ı başıma sardın sustum. Daha neyi konuşacağız..." diye bağırdım.

" Ben senin iyiliğin için yapıyorum bunları. "

" Baba, benim iyiliğimi böyle düşünemezsin. Benim iyiliğim bu değil."

" Şimdi anlamıyorsun ama..." lafına girdim.

" Baba olunca anlarım değil mi? Hep aynı laf. Ama bundan sonra dediğini yapmayacağım."

" O ne demek?"

" Meyra'dan uzak durmayacağım artık. " deyip kapıyı çarptığım gibi çıktım. Şimdiye kadar babam ne derse doğrusunu biliyordur diye yaptım. Yaptım da ne oldu Meyra'yı kaybettim. Ama geri kazanacağım.

Odama çıkıp üstümü değiştirdim. Soluğu Meyra'nın evinin önünde aldım. Çıkmasını bekleyip takip edeceğim. Doğru zamanda da yanına gidip konuşacağım. Ne diyeceğim, nerden başlayacağım bilmiyorum ama kararlıyım. Geri dönmek yok...

Bir, iki saat bekledim. Ekmek almaya da mı çıkmaz yaa. Umudumu kestiğim an kapı açıldı ve elinde çöp poşetiyle Meyra'yı gördüm. Yolun karşısındaki konteynırlara çöpü attıktan sonra yolunu değiştirip yürümeye devam etti. Bende takibe başladım. Biraz gittikten sonra bir apartmana girdi. Bir de buradan çıkmasını bekleyeceğim. Beş dakika bile olmadan dışarıya çıktı. Üzerinde takım elbise vardı. Meyra... Takım elbise... Allah'ın Pazar günü bu kızın takım elbiseyle ne işi olur? Hem de alelade bir apartmanda giydiği takım elbiseyle... Normal değil... takip etmeye devam ettim. Minibüse bindi, bende hemen bir taksi çevirdim.

TakipteyimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin