--29--

57 3 0
                                    


Yiğit tek başıma eve gitmeme izin vermedi. Beni eve kendisi bırakacakmış. Babasının bakışlarından sıkılmıştım zaten. Burada ne işin var der gibi bakıyordu. Yiğit beni evin önüne kadar bıraktı.

" İstersen yine seninle yukarıya kadar çıkayım. Belki yine Seher ablanın odasında mahsur kalırız."

" Tabi ki de hayır. Yiğit sen sürekli benim yanımda olma konusunda kararlı mısın?"

" Evet sevgilim. Kim seninle uğraşıyorsa onu bulacağım. "

" Öyle biri yok."

" Bu konuda sana inanmıyorum. Bana zarar vermekle tehdit ediyorlar seni, adım gibi biliyorum. Sende bana bir şey olmasın diye uğraşıyorsun. Umurumda bile değil. Senden vaz geçmeyeceğim. Yarın okulda görüşürüz sevgilim." Deyip yanağıma bir öpücük kondurdu. Bayılacak gibiyim şu an. Beni kalp çarpıntımla baş başa bırakıp gitti. Bende kendime gelince eve girdim. Ne gündü ama. Bütün bu olanların tek bir sorumlusu var o da benim. Yiğit'i takip etmeseydim ne onun ne de benim başım belaya girmezdi. İlk önce Yiğit beni görseydi beni hatırlamayıp yoluna devam ederdi. Tüm bunlar yaşanmazdı. Amaan, ne düşünüyorsam bende. Olan oldu artık. Kendimi ve Yiğit'i nasıl bu işten sıyırırım onu düşünmem gerek.

" Meyra, kızım. İyi misin. Günün mü geldi?"

" Yok ya. Öyle dalmışım işte."

" Çorba pilav var. Başka bir şey ister misin?"

" Tokum ben, yemeyeceğim."

" Ne yedin ki. Okulda hamburger falan mı yedin yoksa. "

" Yok be anne. İştahım yoktur belki. Neyse ben odamdayım." Ben odama geçerken annem banyoya gitti. Birkaç gündür dikkatimi çekiyor aslında bu durum. Rengi soluk, sürekli banyoya tuvalete gidip duruyor. Hasta mı acaba? Yanına gittim.

" Anne iyi misin sen? Hasta gibisin."

" Halsizlik var üstümde. Sen boş ver beni. Bi nane limon kaynatırım bi şeyciğim kalmaz."

" Peki madem." Bir evde anne hastalandı mı her şey duruyor sanki. Ben ya da babam hasta olsak evi ayağa kaldırırız. Annem kendi kendine iyileşiyor. Anneler güçlüdür.

Kulaklığımı takmış Murat Dalkılıç'ın kırk yılda bir şarkısını dinlemeye başladım. Yiğit'le Okan arasında sıkıştım kaldım. Hadi Okan'ın ailesiyle söylediğimiz yalanlar yüzünden görüşmek zorundayım. Yiğit'e ne oluyor ki? Yiğit babasının yaptıklarını öğrendiğinde çok kızacak, çok üzülecek. Bana da bir tavır takınacak. Yiğit'i bu kadar çok sevmesem tüm bunlara katlanamazdım.

***** ***** *****

" Çok mu aradın bu modeli Meyra?"

" Babacım, ben saçımın bu şeklini çok sevdim. Çok da aramadım aslında. Aklıma geldi kestirdim." Herkese bir açıklama yapmaktan sıkıldım ya. Benim saçım benim kararım. Okulda da kızlara sinir oldum. Neymiş yakışmamış. Ben yakıştırdım kardeşim kime ne? Ama hiçbir şey demeden beğenen tek kişi Yiğit oldu. Canım yaa. Bana attığı mesajı gördüğümde bir tebessüm etmedim değil yani. Onu kendimden uzak tutuyor olmam onu sevmediğim anlamına gelmiyor.

***** ***** *****

Sınıftakiler ve arkadaşlarım yeni saç modelime hala alışmadı. Bana yabancı birisiymişim gibi bakıyorlar. Aslıhan'da o iğrenç sırıtışıyla bana baktı. Şeytan diyor al saçını yol.

" Ne diye kestirdin ki saçını be Meyra?"

" Ceylin, aynı soruyu kaçtır sorudun farkında mısın? Estiler bana. Gittim kestirdim. Kökü bende nasıl olsa. Yine uzar."

TakipteyimWhere stories live. Discover now