--17--

100 7 0
                                    


Sonunda hafta sonu... Hiçbir şey düşünmeden güzel bir hafta sonu geçirmek istiyorum. Tabi bu biraz imkansız çünkü benim Yiğit'i düşünmediğim bir zaman yok. Neden bu kadar çok düşünüyorum bende bilmiyorum. Bazen bende abartıyor muyum diyorum ama değişemem ki. Annemlere duymaya başladığımı söyledim. Sevinçten havalara uçtular. Sevinçleri bittiğinde beni sorguya çektiler. Neler olduğunu tek tek anlattım.

" Siz biliyor musunuz Salih yakalandı mı?"

" Necati Beyle dün konuştum. Patron vardı ya hani işte onun yanında olduğundan şüpheleniyorlarmış." Dedi babam. Patronun beni aramamasına, benimle uğraşmamasına şaşırmamak lazım bu durumda. Kesin Salih'i buldu ve zarar verecek. Salih'ten banane aslında ama bildiğim halde bir şey yapmazsam vicdanım rahat etmez. Düşüncelerimden sıyrılıp titreyen telefonuma baktım.

" Efendim Ceylin."

" Hazırlan gidiyoruz."

" Nereye be.?"

" Ne zamandır almak istediğim bir pantolon vardı. Alırsan sevinirim."

" Neden ben alıyorum."

" Kibar olayım diye alırsan sevinirim dedim de yanlış anlama sana şantaj yapıyorum. O pantolonu bana almazsan annene daha önceden duymaya başladığını söylerim. "

" Ha Ceylin ha bi sen eksiktin bana şantaj yapmayan. İyi tamam gidip alalım." Hadi patron elin adamı, benden parasını çıkartmaya çalıştığı için beni kullanıyor. Arkadaşım Ceylin'e ne oluyor ki. Bu devirde arkadaşına bile güvenmeyeceksin.

Evden çıkarken annem yine elime çöp poşeti tutuşturdu. Ne kadar çok çöp çıkartıyoruz ya...

Bir mağazaya girdik orada istediği pantolon kalmamış. Alışveriş merkezine gittik. Döner kapıdan geçerken kapıyla cam arasında sıkıştım kaldım. O bir şey değil makine ötmeye başladı birden. Görevliler gelip beni kurtardı. Ceylin gülmekten kendini kaybetti resmen.

Hemen bir mağazaya girip pantolonu aradı.

" Yuh ama 55 tl'ye pantolon mu olurmuş canım."

" Marka kızım bu sen ne anlarsın."

" Ben pazardan 1 tl'ye pantolon aldığımı biliyorum ya."

" Yok daha neler."

" Valla be, elinde dört beş tane kalmıştı. Bir milyona satıyordu, bende aldım. Senin gibi müsrif değilim ben."

" Hadi canım çok konuşma da al." Ellerim titreye titreye verdim 55 tl'yi. CEylin yanımda olduğu için patronu arayıp neler olduğunu da soramıyordum. Öleceğim meraktan.

" Hadi bir pastaneye falan gidip tatlı yiyelim." Dedi. Söz konusu tatlı olunca akan sular durur. Dışarıya çıkıp bir pastane bulduk.

" Ben sütlaç yiyeceğim." Favori tatlım.

" Ben ekler alacağım." Dolabın diğer tarafında kalan adam Ceylin için tabağa ekler koydu. Benim içinde sütlacı başka bir tabağa koydu.

" O sütlacı yiyemeyeceksin."

" Aaa neden?"

" Sen söz vermedin mi Yiğit'i unutacağım diye? Unutmazsam sütlaç yemek nasip olmasın dedin. Şimdi yiyemeyeceksin."

" Bak gör nasıl yiyorum." Kaşığı tatlıya bandırdım. Kaşıktaki sütlacı ağzıma atıyordum ki çocuğun biri bana çarpınca elimdeki tabak da kaşık da devrildi.

TakipteyimWhere stories live. Discover now