"Haklısın. Bu şehir labirent gibi karmaşık ve çıkmaz sokaklarla dolu. Ama ben sende kayboldum Gece. Paramparça ruhunda... Göğüs kafesinin içinde yaralı bir kuş gibi çırpınan kalbinde..."
Gece...
Adı gibi renkleri soğuran kara gözlerin sahibi. Onarıl...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bir Gün Önce,
Saat 1:42,
Oğuz'un benim için ayarladığı Glock 17'nin kontrollerini yaparken bir yandan da saati kontrol ediyordum. Esved ile asıl maceramız yeni başlarken, Sonja'nın saatindeki kumlar tükenmek üzereydi.
Vakit gelmişti. Gece saçlı kızı yaktığı kadar yanacaktı canı.
Göze göz dişe diş mantığı bu yüz yıl için canice olabilirdi. Fakat yine bu yüz yılın mantığın göre yapılan her eylem faiziyle karşılık bulmalıydı. Sebebi olduğu kızların kefaretini misliyle ödeyecekti.
Sonja Yannis'in yıllarca ödemesi sekteye uğramış bir hesabı vardı ve bunu bizzat ben tahsil edecektim.
En acılı şekilde.
"İstihbarat ulaştı mı?" diye sordum Oğuz'a. Telefonuyla uğraşan eli durdu. Bakışları bana döndü. O sırada telefonun bildirim ışığı yanıp sönmeye başladı. Telefona gelen bildirimi kontrol edip bana döndü. "An itibariyle istihbarat ulaştı. Sonja en geç on beş dakika içinde elimizde olacak."
Güzel, diye geçirdim içimden. Planımız kusursuzca işliyordu.
"Adamlar hazır değil mi? Planda bir sıkıntı yok?"
Oğuz esefle nefes verdi. "Kaç kez söyleyeceğim. Yok bir sıkıntı. Herkes mevzi almış durumda. Elimizden kaçsa bile ileride başka bir pusuya yakalanacaklar."
"Bu kadını kaçırmamamız lazım Oğuz."
"Kaçırmayacağız bir şey. Her şey kontrolüm altında. Ömer Başol'dan nasıl kurtulduysak bundan da kurtulacağız."
Keyifsiz bir gülüş yerleşti dudaklarıma. O adamı öldürdüğüm an geldi aklıma. Bıçağın teni deşme sesi ve Ömer'in boğuk çığlığı kulağımda yer edinmişti. Omurgamdan yukarıya huzursuz bir soğukluk tırmandı. Şimdiye dek kasten hiçbir canlıya zarar vermemiş olan ben, her ne kadar pisliğin teki de olsa bir cana kast etmiştim.
Bir de işin kanuni boyutu vardı.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 81. Maddesine göre, kasten adam öldürmenin basit şeklinin cezası müebbet ağır hapis cezasıdır.
Kanun açık ve netti. Ben bir katildim. Savunmasız birini öldürmüştüm.
Derin bir nefes verip bakışlarımı yola odakladım. Yol sarı ışıklarla aydınlandı. Işık yoğunluğu gittikçe artıyordu. Gecenin yarısında her şey ayan beyan ortadaydı.
