11. BÖLÜM

52.7K 1.4K 300
                                    

Bu bölüm çok özel birine gidiyor:)))) İlk kez bir bölüm bir "AYRAÇ" a ithaf edilmiştir herhâlde:))))) Bölümü çok sevgili Kübra'ya ve onun âşık olduğum ayracına yolluyorum:))))) Keyifli okumalar canım. Bu bölüm çok özel benim için ve çok özel bir yere gitsin istedim:))))))

Kerem, Zeynep’in bileğindeki elini bıraktı ve kolunu beline dolayıp onu kendine çekti. Zeynep, hızla nefes alıp veriyor ve ona öfkeyle bakıyordu ama kaçmak için bir harekette bulunmamıştı.

Kerem, başını ona doğru eğerken “Artık, kendini bırakmanın zamanı gelmedi mi?” diye sordu. Zeynep, kaçması mı yoksa deli gibi çarpan yüreğinin sesine kulak verip teslim olması mı gerektiğine karar veremiyordu. Kerem’in dudakları kendisininkilere yaklaşırken sadece “Hata yapıyoruz!” diye fısıldayabildi.

Kerem, onu ilk öptüğü andan beri deli gibi özlediği dudaklara dokunmadan önce “O zaman, bırak buna değsin!” diye fısıldadı ve dudaklarını onunkilerin üzerine kapadı.

Zeynep, o an mantığının sustuğunu ve teslim olduğunu hissetti. Kollarını erkeğin boynuna dolamış, parmaklarını saçlarının arasına sokmuştu.

İkisi de kapının açıldığını ve servisi yenilemek için içeriye giren Muhif’i fark etmediler. Adam kapının önünde bir an dikildi. Sonra başını hafifçe iki yana sallayarak gülümseyip kapıyı tekrar kapadı.

Kerem, Zeynep’i iyice kendine çekmişti. Vücutları birbirine yapışmış, zevkten titriyorlardı. Öpüşmeleri giderek daha hırçın bir hâl almaya başladı. Kerem’in dudaklarının sıcaklığı Zeynep’in vücuduna alev dalgaları yolluyordu.

Kerem’in elleri, Zeynep’in gömleğini pantolonundan çıkarıp tenine ulaşmaya çalışıyordu. Zeynep’in elleri de Kerem’in vücudunun aynı noktalarında dolaşıyor ve aceleci hareketlerle gömleğini çekiştiriyordu.

Kerem bir an uzaklaşıp kollarındaki kadına baktı. Zeynep’in yüzü kızarmış, öpülmekten dudakları şişmişti. Kerem’in çekiştirmeleriyle gömleğinin en üstteki düğmesi kopmuş ve gömlek omuzlarına doğru açılmıştı.

Zeynep’in boynuna dolanan kolları onu yine kendine doğru çekince “Burada değil!” diye fısıldadı. Tek bir hamleyle onu kucağına alıp kapının yanındaki asansöre götürdü. Asansöre vardıklarında Zeynep’in üzerindeki gömleği çoktan çıkarıp atmıştı. Onu duvara yasladığında asansörün kapısı kapanmak üzereydi.

“Çıkar şu lanet şeyi artık!” diye fısıldadı Kerem, dişlerinin arasından. Zeynep bir an onun neden söz ettiğini anlamasa da sonra belindeki silahı kastettiğini fark etti. Bir eliyle silahını eline aldığı sırada asansörün kapısı açıldı. Birbirlerine sarılmış hâlde dışarı çıktıklarında önüne gelen ilk yere bıraktı silahı ve Kerem’in gömleğinin düğmeleriyle boğuşmaya devam etti.
Kerem’in de yardımıyla onun gömleğinden de kurtuldular. Kerem’in bir eli Zeynep’in sağ göğsünü avuçlamıştı. Parmakları sutyeninin üstünden göğüs ucunu yakaladığında Zeynep’in dudaklarından bir inilti koptu. Dudakları ve dişleri Zeynep’in boynunda geziniyordu.

Zeynep, neden sonra ayaklarının altındaki yumuşacık halıyı fark etti. Ayakkabılarını ayağından fırlatıp çıkardığında Kerem, onu yeniden kucaklamış ve yatağa yatırmıştı bile. Pantolonundan da kurtulup Zeynep’in üzerine uzandı. Eli, onun pantolonunun fermuarını usta bir hareketle açıp kalçalarından sıyırırken Zeynep, içinde tarif edemeyeceği kadar vahşi ve cüretkâr bir enerji hissediyordu. Elleri, duyduğu özlemi tatmin edecek kadar çabuk hareket edemiyordu. Genç adamın inlemesini duyduğunda içini bir zevk dalgası kapladı.

Onun tenine ihtiyacı hat safhaya varmıştı. Kerem’i sertçe kendisine çektiğinde adamın kulağına “Acelen ne?” diye fısıldadığını duydu. Parmağı, göğüs ucunda gezerken gözleriyle onun çıplak vücuduna hayranlıkla bakıyordu. Zeynep inlemeye benzeyen bir sesle “Seni istiyorum!” dediğinde “Biliyorum!” diye cevap verip bakışlarını ondan ayırmadan bir elini omuzlarından kalçalarına kadar yavaşça gezdirdi. “Beklemeyi öğreneceksin!” diyerek dudaklarını Zeynep’in göğsüne kapadı. Dişlerinin arasına göğüs ucunu sıkıştırdığında Zeynep “Seni Allah’ın belası!” diye inledi.

ARAFTA İKİ KİŞİWhere stories live. Discover now