66.BÖLÜM

18.5K 1K 96
                                    

Zeynep hastaneye girip yurt müdürünün verdiği bilgilerle Melek Soylu'nun odasının bulunduğu kata çıktı. Odayı bulmuş, kapıdaki "Ziyaret yasak!" yazısını görmezden gelerek içeri girmek üzereydi ki kat hemşiresi yanına geldi.

"Hanımefendi ziyaretçi alamıyoruz!"

Zeynep, polis kimliğini hemşirenin burnuna dayayıp "Melek Hanım benimle görüşmeyi kendisi arzu etmiş!"

"Yine de alamam efendim! Doktorun emri var!"

"Sen şu doktoru bulsana bana!"

"Hanımefendi, ısrarcı olmasanız..."

"Hanımefendi değil komiser! Doktoru bul derhal!"

Genç hemşire, 90 yaşında bir kadını bir komiserin niye ziyaret etmeye çalıştığını anlamasa da polisle başını belaya sokmamak için doktoru bulmaya karar verdi.

"Lütfen, doktor gelene kadar bekler misiniz?" diyerek bankonun arkasına geçti ve gözlerini Zeynep'ten hiç ayırmadan telefonu eline aldı. Birkaç dakika geçmişti ki orta yaşlı bir doktor yanlarına geldi. Zeynep'in kimliği çıkarmasına gerek kalmadan kibar bir tavırla

"Buyrun komiserim, size nasıl yardımcı olabilirim?"

"Melek Hanım benimle görüşmeyi istemiş. Ziyaretine geldim ama hemşireniz izin vermiyor!"

"Hanımefendi bana böyle bir bilgi ulaştırılmadı. Melek Hanım'la polisin niye görüşmek istediğini de anlamış değilim!"

"Konu adli bir mesele değil zaten, kişisel. Melek Hanım bugün yurt müdürü kanalıyla benimle görüşmek istediğini bildirmiş."

"Hanımefendi, Melek Hanım anjiyodan çıktı; ziyaretçi almıyoruz yanına. Bana bu sabah sadece bir kişiyle görüşme talebinde bulundu ve ben de kendisine izin verdim ama sizin o kişi olduğunuzu sanmıyorum."

"Kiminle görüşmeyi talep etti."

"Bu bilginin sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum."

"Bakın, Doktor Bey! İşim gücüm var benim. Biraz önce bir telefon aldım ve Melek Hanım'ın ricasını kırmamak için kalkıp geldim. İsterseniz yurt müdürünü arayın!" Telefonu çıkarıp adama uzattı. Doktor, Zeynep'in kararlı tutumu karşısında bocalasa da onun tuşladığı numarayı çevirip telefonu açan kadınla konuşmaya başladı. İkide bir Zeynep'e kaçamak bakışlar atıyor. Genç kadının giderek sabırsızlandığını görüyordu. Sonunda telefonu kapamadan ona dönerek

"Hanımefendi, kimliğinizi rica edebilir miyim?"

Zeynep sinirle "Hanımefendi değil! Komiser!" diye tıslayarak kimliği doktorun burnuna soktu. Adam kimlikte yazan ismi okuduktan sonra telefonu kibarca kapayıp "Zeynep Hanım, adınızı vermiş olsaydınız bu sıkıntıyı yaşamazdık. Melek Hanım, Zeynep Sayer'le görüşmeyi talep etmişti. Takdir edersiniz ki biz sizin kim olduğunuzu..."

"Tamam, her neyse... Girebilir miyim içeri?"

"Elbette Zeynep Hanım! Şey, pardon komiserim. Kusurumuza bakmayın ama..."

Zeynep, adamın konuşmasını bitirmesini beklemeden hafifçe kapıyı tıklatarak içeri girdi. Melek Soylu, ilk gördüğü güne göre biraz daha solgun ve zayıflamış göründü gözüne ama hasta yatağında bile bakımlı ve özenli bir görünümle yatakta oturmuş, kitabını okuyordu. İçeri gireni görünce gözlüklerini indirip elini kibarca Zeynep'e uzattı.

"Hoş geldiniz, Zeynep Hanım!" dedikten sonra onu baştan aşağı süzdü ancak yüzünden herhangi bir tepki okunmuyordu. Zeynep, yaşlı kadının uzattığı eli sıktı ve onun eliyle işaret ettiği koltuğa oturduktan sonra

ARAFTA İKİ KİŞİWhere stories live. Discover now