55. BÖLÜM

24.6K 1K 96
                                    

Esra ve Çağatay’ın evlilik kararı almalarının üstünden bir hafta geçmişti. Muhif, bütün düğün organizasyonunu eline almış harıl harıl çalışıyor, bütün gün Esra’ya şirinlik yaparken akşamları Kerem ve Zeynep’i delirtmeye ayırıyordu.

Muhif’in yine eve geç geleceğini bildiği için Kerem, Zeynep’i iş çıkışı alıp dışarıda yemeğe götürmüştü. Her gittikleri yerde ilgi odağı olmaya bir türlü alışamayan Zeynep, yemeği söylene söylene yemiş ve “Eve dönelim Kerem, bahçe cücesinin kaprislerine bile razıyım. Yan masadaki hatunlar yüzünden yemeği nereme yedim anlamadım, bile” deyince Kerem

“ Etraftakilerin huzurunu kaçırmasına niye izin veriyorsun anlamıyorum ama tamam dönelim hadi!”

“ Her seferinde kendimi mikroskop altındaki böcek gibi hissediyorum çünkü, kadın milleti bütün yaşama amacını senin bende ne bulduğuna adamış gibi davranıyor.”

Kerem uzanıp onun elini tutup parmaklarına usulca bir öpücük kondurduktan sonra

“Anlamaları mümkün mü?”

“Değil!”

“O zaman malzeme ver oyalansınlar, mi mujer!”

Zeynep, keyifle bir kahkaha atınca o da gülümsemiş

“Hadi gidip kahvemizi terasta içelim. Hava muhteşem, tadını çıkaralım.” diyerek kalkmıştı. Restoran sahibinin onları kapıya kadar eğile büküle geçirmesinin ardından eve geldiklerinde Muhif’in de dönmüş olduğunu gördüler. Fark ettirmese de yorgun olduğu her hâlinden belliydi. Zeynep, ona bakarak

“Dökülüyorsun bahçe cücesi! Bu ne hâl?”

“Sen, düğün organize etmek ne demek biliyor musun? Bunun yemeği var, çiçekçisi var, davetiyesi var…

“Aman aman tamam, demedim bir şey. Ben kendi düğünümde bile uzak durdum onlardan başkasınınkini hiç çekemem! Hadi acıdım, dinlen sen. Kahveleri ben yaparım!”

“Ölmedik daha! Uzak dur mutfağımdan!”

“İyilik düşünende kabahat! Ne hâlin varsa gör!”

Muhif, biraz sonra kahve ve konyak servisi yapmak üzere yanlarına geldi. Servisi bitirince Kerem’in yüzüne bakarak

“Oktay aradı, kadınla görüşmüş ama Nuh diyor peygamber demiyor, dedi.”

“Becerememiş yani!”

“Oktay’ı suçlama. Kadın seni de eli boş gönderdi. Başka bir şey düşünmek lazım!”

“Yapılacak bir şey yok! Şu an onun peşine düşemem! Diğer işten haber var mı?”

“Akşam seni arayacaktı. Arar birazdan.”

“Tamam! Hadi sen git, dinlen, biraz.”

Muhif, çekildikten sonra Zeynep çoğunu anlamadığı konuşma yüzünden Kerem’e

“Neler oluyor? Bir gelişme mi var?” diye sormak zorunda kaldı.

“Oktay, Aven Baruh işinin peşindeydi, onun için arayacaktır.”

“Muhif’in sözünü ettiği kadın kim? O da mı bu işle ilgili?”

“Ha, yok canım. İlgisi yok. Ben bir resmin peşindeydim uzun zamandır da onu söylüyor. Resmin sahibi kadın satmıyor.

“Allah Allah, sana ‘hayır’ diyen de çıktı yani!”

“Hiç sorma. Ne yaptıysam olmadı. Bir umut, Oktay’ı yolladım ama anlaşılan o da eli boş dönmüş.

ARAFTA İKİ KİŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin