71. BÖLÜM

15.1K 1K 81
                                    

Uzun bir aradan sonra merhaba! Sizleri bu kadar beklettiğim için özür dilerim ama elim ne yazık ki hâlâ tam düzelmiş değil:( Yine de artık utancımdan bölüm yayımlamak istedim. Finale bu kadar yakınken oluşan terslik için yeniden affınıza sığınıyorum ama planladığım gibi giderse her şey, final yapmadan tatile gitmeyeceğim. Bu da günün iyi haberi olsun.


Açılış günü Kerem, erkenden kalkmış ve Zeynep uyanana dek çalışma odasında Seda'nın sözünü ettiği mailin izini sürmeye çalışmıştı. Seda haklıydı, mailin izini sürmek çok güçtü. Her aşamada karşısına yeni bir server çıkıyor ve onu oradan oraya atıyordu. Sıkıntıyla bilgisayarı kapadı. Bu şimdi alelacele yapılacak iş değildi. Maili yazan izini iyi örtmüştü ama Black Devil'den gizleyecek kadar iyi de değildi.

Şirkete gittiğinde Zeynep'in veya bir başkasının gelme ihtimali olmadığı bir zamanda bu maili çözecekti. Bugüne kadar Zeynep ve Erol Başkomiser onu durdurdukları için geri durmaya çalışmıştı ama şimdi görüyordu ki bu iş polis yoluyla çözülmeyecekti. Karşısındakiler, onu hedefliyordu ve onun yollarıyla savaşıyorlardı; adam sorgulamakla, parmak iziyle, otopsi raporuyla halledilecek iş değildi bu.

Erol Başkomiser ve diğerlerini dikkate almıyordu. Onlar, kararını değiştiremezdi ama Zeynep'in kontrolü ele aldığını öğrenmemesi gerekiyordu. İçindeki kanun adamı buna izin vermemek için her şeyi yapar ve kendini tehlikeye atmasına bile neden olabilirdi. En iyisi her şey eskisi gibi devam ediyormuş izlenimi uyandırmak ve onun önüne oyalanması için bir şeyler koymaktı.

Açılış ve düğün onu iki gün idare etse de sonra soruşturmaya devam etmek isteyecek ve bunun için bütün şartları zorlayacaktı. Kerem, planının işe yaraması için dua etti. Her şey düşündüğü gibi gelişirse hem Zeynep vakadan biraz uzak durur hem kontrol altında olur hem de herkes için en doğru işi yapardı. Bu arada kendisi de araştırmaya hız verebilirdi.

Çalışma odasının kapısı açıldığında Kerem, ekranda borsa haberlerini takip ediyor gibi görünüyordu. Zeynep, onun boynuna sarılıp yanağına bir günaydın öpücüğü kondurduktan sonra "Niye uyandırmadın beni?" diye sordu.

"Uyandırsam yataktan çıkamayacaktık. Telekonferansım vardı benim, gelip onu halledeyim dedim. Az sonra geliyordum yanına."

"Hımmmm, demek çalışmayı bana tercih ettin sen!"

"Uyuyordun hayatım!"

Zeynep, kısa geceliğini biraz daha yukarı çekip bacaklarını açarak Kerem'in kucağına otururken kulağına "Uyandım, hem de tamamen..." diye fısıldadı.

                                               X         X         X

Zeynep, Muhif ve Erol Baba'nın arasında otururken kürsüye ağır adımlarla çıkan Kerem'i izliyordu. Altı üstü bir yılda tamamen değişen hayatının en somut göstergesi şimdi bahçesinde oturdukları, kapısında "DARÜŞŞAFAKA VAKFI ZEYNEP SAYER KIZ YETİŞTİRME YURDU" yazan bu binaydı. Mikrofondan Kerem'in ilk sözcükleri işitilirken Zeynep, yaşadığı ana döndü. Kerem'in resmi törenlerden hele de kürsüde konuşmaktan nasıl nefret ettiğini bilen Zeynep onun sesindeki gerginliği her cümlesinde alıyordu. Muhif'in kulağına eğilerek "Bilgisayarının başındaki adamdan nasıl da farklı." dedi. Muhif gülerek "Her şeyi öğrendi, bir şu yabaniliği atamadı üzerinden." diye tamamladı onu.

"... Darüşşafaka yüzyıldan fazla süredir pek çok çocuğa yuva olmanın onurunu yaşıyor bu ülkede. O pek çok çocuktan biri de benim! Daçka çatısı altında yetişmesem savrulup yok olacak bir adamın şimdi hem ait olduğu aileye hem de ona huzurla soluk alabildiği bir dünya sunan kadına vefa borcudur, şu an açılışını yapmakta olduğumuz yurt. Benim gibi, karım gibi darmadağın olmuş hayatlardan gelenler için bir çatı olsun; korkmadan, gelecek endişesi taşımadan önlerindeki hayata bakabilsinler diye yaptım burayı. Geleceğin Zeynep Sayerleri buradan adım atsınlar, istedim dünyaya. Benim şirketlerim her zaman Darüşşafaka mezunları için öncelikli istihdam yeri olmuştur. Bugünden sonra Zeynep Sayer yurdundan gelen tüm kardeşlerim için de aynı öncelik sağlanacaktır.

ARAFTA İKİ KİŞİWhere stories live. Discover now