~ Dört ~

4.4K 431 68
                                    

Iyi pazarlar ve iyi okumalar❤

Alaçatının sevilen balık lokantalarından birinde siparişlerimizin gelmesini beklerken kendime inanamıyordum. Daha sabah bu adamdan uzak duracağım konusunda kendimce bir karar almışken, şimdi kendimi tekrar onun karşısında bulmamın mantıklı bir açıklaması var mıydı? Elbette yoktu! Ben kesinlikle akıllanmazdım. Ne diye her seferinde bu adamın akışına kapılıp gidiyordum sanki?

"Buranın yemeklerini seviyorum," dedi Murat. Evet, bu arada 'esrarengiz müşteri bey'den 'Murat'a terfi etmeyi sonunda başarmıştı beyimiz.

"Ben de severim ama çok gelmem. Biraz tuzlu da."

Murat sözlerim karşısında gülümsedi. O gülümserken dudağının kenarında beliren çukura bakakaldım. Gamzesi de vardı. O an kendime çok acıdım. Resmen etkilendiğim ne varsa bu adamda toplanmış gibiydi. Ne sarışın ne de esmerdi. Kumral diyebilirdik Murat için. Şu anda dağınık saçları alnına düşmüştü. Ayrıca gözlük kullanıyordu ve bu ayrıntı da onu ayrıca çekici kılıyordu benim gözümde. Sonra gözleri elaydı. Hatta güneşte yeşile dönüyordu. Atletik bir vücuda sahipti. Kısacası kaslı ve uzun boyluydu. Yani, bir erkekte benim etkileyebilecek tüm özelliklere sahipti. Ama beni ona çeken tek şey dış görünüşü olamazdı. Ben daha çok onun sessizliğinden etkilenmiştim. O kadar kalabalığın içerisinde olmasına rağmen bir başına kalabilmeyi başarması da ilgimi çeken unsurlardan sadece bir tanesiydi.

İçindeki fırtınayı merak ediyordum ben. Onu bu kadar üzen şeyi bilmek istiyordum haddim olmayarak.

"Öğrenci misin?" diye sordu yemeklerimiz de geldiğinde.

"Evet, bu sene son sınıfım."

"Ne okuyorsun peki?"

"Moda tasarım," dedim önümdeki rakıdan bir yudum alırken. "Buraya beni değil de seni konuşmak için geldiğimizi sanıyordum."

Murat bakışlarını gözlerimin içine sabitleyerek gülümsedi. "Gece uzun, konuşuruz."

"Tuhaf birisin sen," dedim kendime engel olamayarak.

"Neden?" Sesinde gerçektende merak vardı.

"Haftalardır kafeye gelip gidiyorsun, bir kez bile yüzüme bakmadın. Sonra bir akşam sen sahilde kafayı bulurken ben kendimi sana tanıtma salaklığını yapmış bulundum. O gece beni tersledin ama sonraki gün bana ilk kez ismimle seslendin. Sonrasında yine beni tanımazlıktan geldin. Acaba sende bipolar bozukluğu falan olabilir mi?"

Murat onu tanıdğımdan beri ilk kez kahkaha attı. Ciddi ciddi gülüyordu! Gülmesi biraz olsun hafiflediğinde, "Afedersin," dedi. "Kendimi tutamadım."

"Benimle dalga geçmeye kalkma sakın," diyerek elimin altındaki kadehi daha sıkı kavradım. "Senin eğlenebileceğin biri değilim."

"Öyle olduğunu düşünmedim Asel. Ama bu doğallığın hoşuma gidiyor. Aklına geleni söylüyorsun. Hep böyle misindir sen?"

"Evet, neden içimde tutayım ki?"

"Aslında haklısın. İnsan içinden geçeni söylemeli."

"Sen sanırım genelde her şeyi içine atan gruba giriyorsun," dedim bir tespitte bulunarak.

"Evet, galiba öyle."

"E o zaman biraz da seni tanıyalım. Mesela ne iş yaparsın?"

Murat kollarını masaya yaslayarak yüzüme dikkatlice bakmayı sürdürdü. "Arkeoloğum ben."

Ağzım şaşkınlıktan açık kalırken, "Hadi canım!" dedim inanamazcasına. "Çok havalı!" diyerek sırıttığımda ise Murat da bana bakarak gülümsedi.

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıWhere stories live. Discover now