~ On Yedi ~

4.9K 478 150
                                    

Keyifli Okumalar ❤️

Murat ile boşandıktan sonra artık bundan sonra kolay kolay yan yana gelemeyeceğimizden çok emindim ben. Bir kere hayatlarımız birbirinden çok farklıydı. Ben dolmuşlarda sürünürken, onun emrinde şoförleri ve hizmetçileri vardı. Ben ay sonuna kadar kirayı nasıl toparlayabileceğini düşünen o kesimden biriyken, Murat ise benim bir aylık kiramın kat kat fazlasını lüks bir restorana bırakabiliyordu.

Yani gece ile gündüz kadar farklıydık biz birbirimizden.

Bu iki farklı insanın tesadüfen de bir araya gelmesi zordu. Hatta neredeyse imkânsızdı.

Özellikle karşılaşmamak için Selvi ve Mehmet'in evine bile çok sık gitmezdim ben. Murat'ın onları düzenli olarak ziyaret ettiğini biliyordum çünkü. Selvi bunu benden hiçbir zaman saklamamıştı. Hatta kızmayacağımı bilse, ikimizin karşılaşması için elinden geleni yapacağını da biliyordum. Arkadaşlarım hâlâ tuhaf bir şekilde Murat ile birbirimize ait olduğumuzu düşünüyorlardı. Biz bir arada olmayı başarabilseydik zaten şu anda bu durumda olmazdık. Bunu bir türlü görmek istemiyorlardı.

En azından düşüncelerini sürekli benimle paylaşıp, canımı sıkmıyorlardı.

Hem işe bakın ki Selvi'nin müdahalesine bile gerek kalmadan biz tekrar karşılaşmıştık. Hatta şu anda ben Murat'ın arabasında, onun kokusunu duyumsayarak yolculuk yapıyordum.

Olmaz dediğim ne varsa bir bir oluyordu ve bu durum karşısında içimde gittikçe büyüyen hoşnutsuzluğu gizleyemiyordum. Bu durumda olmamamız gerekiyordu bizim. Yollarımızı ayırmıştık biz ve o yolların tekrar birbirine çıkmaması gerekiyordu.

Arabaya bindiğimizden beri aramızda süregelen o sessizlik de sinirlerimi bozuyordu. Benimle konuşmak istediğini söyleyen adam şimdi tek kelam bile etmiyordu. Bakışları sadece yola odaklanmıştı. Gözünün ucuyla bile olsa bana bakmıyordu.

Sanki onu silah zoruyla yanıma oturtmuşum gibi davranıyordu.

Daha fazla bu sessizliğe dayanamadığımda, "Daha çok var mı?" diye sordum.

"Az kaldı, geldik sayılır."

Görmeyeceğini bilsem de 'anladım' dercesine başımı salladım. İçim sıkılıyordu. Eskiden birbirimize çok yakınken şimdi aramızdaki bu soğukluk can yakıcıydı. Fakat olması gerekenin bu olduğunu da biliyordum.

Sonunda arabayı lüks bir restoranın önünde durdurduğunda, "Buraya neden geldik?" diye sormadan edemedim.

Kemerini çözerken benden tarafa kısa bir bakış attı. "Yemek yerken konuşuruz diye düşündüm."

"Buna gerek yoktu. Birer kahve içerken de konuşabilirdik."

"Geldik bir kere. Lütfen Asel, zorluk çıkarma."

Yüzüme öyle bir bakışı vardı ki, sanki sessizce bana onunla gelmem için yalvarıyordu. Saçmaladığımı düşünerek başımı salladım. "Tamam."

Birlikte restorandan içeri girdiğimizde garsonlardan birisi bizi sakin bir köşedeki masaya yönlendirdi. Mehmet'in restoranıyla kıyaslanınca biraz sönük kalan bir yer olsa da, yine de elit bir mekândı burası.

Masaya geçip siparişlerimizi verdikten sonra bakışlarımı Murat'ın yüzüne doğru çevirdim. Onun da zaten beni sessizce izlediğini farketmemle ne diyeceğimi bilemedim.

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin