~ Yirmi İki ~

5K 511 315
                                    

Keyifli Okumalar ❤️

Murat'ın gözleri gözlerimi esareti altına almışken hareket etmekten bile acizdim o an ben.

Beni sevdiğini söylüyordu.

Beni unutamadığını, yoluna bensiz devam etmeyi başaramadığını bana itiraf ediyordu.

Yutkundum.

Bu sözleri onun ağzından duymayı hiç beklememiştim ki ben. Aradan geçen koskoca beş yılda bir kez bile olsun benimle iletişim kurmaya çalışmamış biriydi o ne de olsa. Ayrıca adı sürekli bir başka kadınla anılan biriydi. Şimdi onun sözlerine nasıl inanabilirdim?

İnanmak istediğimden de emin değildim üstelik.

Bizim hikâyemiz çoktan bitmişti bana göre.

Zamanında birlikte olmayı denemiş ama başarılı olamayan iki kişiydik biz. Denenmişi tekrar denemek vakit kaybından başka ne olabilirdi ki?

Ayrıca Pablo Neruda'nın sevdiğim bir sözü vardı. 'Kalbi kırdıktan sonra gelen özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir. İhtiyaç kalmaz.'

Kalp kırıldıktan, heves bittikten sonra gelen 'Seni seviyorum' sözcüğü de öyleydi bana göre. Gereksizdi.

Bu itiraf yaşanan hiçbir şeyi telafi etmeye yetmezdi. Murat beni çok kırmış, çok incitmişti. Benim tek istediğim sevdiğim adamın her anımda yanımda olmasıyken, o beni kalabalıklar arasında yapayalnız bırakmıştı. Bu yüzden ona tekrar güvenmem mümkün değildi. Bir kez daha kalbimin kırılmasına göz yumamazdım ben.

Bu hayatta sırtımı yaslayabileceğim pek kimsem yoktu çünkü benim. Her ne kadar gün boyunca kalabalıklar arasında olsam da, aynı günün gecesinde hep tek kişilik hayatıma geri dönmek zorunda kalıyordum ben. Bu yüzden bir kez daha içerisinde mutlu olmayacağım bir ilişkiye başlamak istemiyordum.

Murat benim ilk aşkımdı ama onunla birlikteyken mutlu olacağımıza dair olan inancım yıllar önce bir son bulmuştu.

Şimdi beni sevdiğini söylese bile, aşkının arkasında durup bana istediğim güveni ve ilgiyi verebileceğine inanmıyordum.

Bu yüzden bakışlarımı gözlerinden ayırıp kolumdaki eline çevirdim. Tutuşu canımı acıtmıyordu ama hareketimi kısıtlıyordu. Elimi elinin üstüne bıraktım, sonra yavaşça o eli aşağı doğru indirdim.

"Bu senin sorunun," derken sesime kayıtsız bir ton katmaya çalışmıştım.

Murat içini çekti. "Tek söyleyeceğin bu mu?"

Başımı kaldırıp tekrar yüzüne baktım. Hayal kırıklığı yüklü bakışları canımı yaksa da, verdiğim karardan cayamazdım. "Ben her şeyi arkamda bıraktım. Benim için sen sadece 'eski eşimsin'. Fazlası yok, asla da olamaz. Bu durumda hislerini törpülemek zorunda olan kişi sensin, ben değilim."

Gözlerimin içine beni tanıyamıyormuş gibi baktı. "Yani senin için her şey geride kaldı, beni unuttun, öyle mi?"

"Evet, öyle."

Yalandı.

Ben de onu unutamamıştım ama mantıklı olanın birbirimizden uzak durmak olduğunu biliyordum artık.

"Az önce bana söylediğin sözleri hiç duymamış gibi yapacağım Murat. Bundan sonra da yüz yüze bakmaya devam etmek istiyorsak, yapmamız gereken tek şey bu," derken sesimin kararlı çıkması için büyük bir çaba harcıyordum. İçimde büyük bir fırtına koparken, dışımdan soğuk görünmeye çalışmak fazlasıyla zordu benim için.

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin