~ On Altı ~

4.6K 467 180
                                    

Keyifli Okumalar❤️


Günümüz

27 senelik hayatımda bana ne öğrendin diye sorsanız, asla hiçbir konuda kesin konuşmamam gerektiğini öğrendim derdim.

Kesin konuşmak bana hep beraberinde büyük acılar getirmişti çünkü.

Sevmiş, sevildiğime inanmış, mutlu sonlu bir hikâyeye sahip olacağımı düşünmüştüm.

Ama çok fena yanılmıştım.

Kendi duygularımdan emin olsam bile, karşımdaki insanın duygularından asla emin olmamam gerektiğini acı bir şekilde öğretmişti bana hayat.

İlk aşkım tarafından hayal kırıklığına uğramış, çok severken ayrılmıştım.

Geriye dönüp baktığımda bunu yaptığım için pişman olamıyordum üstelik. O zaman olması gereken olmuştu bana göre.

Ne ben ne de Murat bir evliliğin sorumluluğunu alabilecek kişilerdik. Ben çok toydum, Murat ise sağlıklı düşünemeyecek kadar yaralı.
Bana göre bir evlilik sırf inat uğruna da yapılamazdı, yapılmamalıydı. Zaten temeli sağlam olmayan her ilişkinin sonu bitmeye mahkumdu.

Bu nedenle beş yıl önce aslında daha en başta başlamaması gereken bir evliliği bitirmekle doğru olanı yaptığımı biliyordum.

Yinede ayrılığımızın ilk zamanlarında gerçekten büyük bir boşluğun içerisine düşmüştüm. Murat'a kısa sürede çok fazla alışmıştım çünkü.

Zorlanmıştım.

Gittiğim her yerde bir yanım onu aramaktan bir türlü vazgeçmemiş, ama bir süre sonra bu durumu da kabullenmiştim.

Şimdi aradan beş yıl geçmişken onu düşündüğüm her seferinde ağlamak gelmiyordu içimden. Sadece birazcık hüzünleniyor, ama çok geçmeden kendimi toparlamayı başarıyordum.

Alışmaktı galiba bu... Birinin artık hayatında olmamasına, yokluğuna alışmak.

Sevmeyi bırakmış mıydım peki? Göz görmeyince gönül katlanıyordu belki de, ama onu sevmeyi bırakamadığımı çok iyi biliyordum.

Çünkü ondan sonra hayatıma kimseyi alamamıştım ben. Benimle ilgilenen birçok adam olmuştu. Murat'tan önceki Asel olsaydı, içlerinden en azından biriyle bir ilişkiye başlama konusunda istekli olabilirdi. Fakat Murat'tan sonraki Asel'in gözleri ondan başkasına kör gibiydi.

Olmuyordu, beceremiyordum...

Başkasını yakışıklı bulsam bile, kalbim o kişiye karşı atmıyordu.
Ama Murat... ara sıra onu gazete haberlerinde her gördüğümde ya da Selvi'nin eşi Mehmet'ten adını her duyduğumda kalbim hâlâ heyecanla çarpıyordu. Bu durumu ne kadar istesem de engelleyemiyordum.

Oysa daha kaç gün, kaç ay ya da kaç yıl geçmesi gerekiyordu onu unutabilmem için?

O beni kolayca unutmuşken, ben bunu neden başaramıyordum?

Bir süredir magazin gündeminde Berrak ile nişanlanacakları yazılıp çiziliyordu. İkisinden de ne bir doğrulama ne de bir yalanlama gelmişti bu haberler karşısında. Fakat ben önünde sonunda olacak olanın bu olduğunu biliyordum. Birbirlerine çok fazla yakışıyorlardı. Hem ayrıca Murat'ın ailesinin favori gelin adayıydı Berrak. Her davete de birlikte katılıyorlardı.

Hep yan yanaydılar.

Ayrılığımızın ilk aylarında onların yan yana olan görüntüleri beni her seferinde ağlatmayı başarırdı.

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıWhere stories live. Discover now