~ Otuz Bir ~

4.9K 477 204
                                    

Merhaba 🥰
Bölümü bırakıp kaçmadan önce kısa bir şey söylemek istiyorum, daha doğrusu sizden bir konuda anlayış bekliyorum.

Birçoğunuz benim gurbetçi bir anne-babanın evladı olduğumu biliyordur eminim. Yani ben de bir gurbetçiyim :)

Yarın kısmetse Türkiye'ye doğru yola çıkacağız. 3 hafta kadar orada olacağım.
Bu sürede bölüm yazabilir miyim hiç bilmiyorum. Ama elimden geleni yapacağım.

Kimseyi bekletmekten hoşlanmadığım için durumu açıklamak istedim.
Umarım anlayışla karşılarsınız.

Ve lütfen dualarınızı eksik etmeyin ❤️

Keyifle okuyun ❤️

Yağmur yağıyordu.

Normalde içimi ferahlatan yağmur damlaları bu sefer nedense canımı yakıyordu.

Başımı gökyüzüne doğru kaldırıp gri bulutlara baktım. Neden böylesine kasvetli bir hava vardı?

Tekrar önüme doğru döndüğümde kabristanın girişinde durduğumu büyük bir dehşetle fark ettim. Benim burada ne işim vardı?

Üstümü başımı kontrol ettiğimde siyahlara bürünmüş olduğumu gördüm. Birinin cenazesi mi vardı?

Ayaklarım kendiliğinden hareketlenerek beni kabristandan içeri soktu. Sanki nereye gitmem gerektiğini biliyor gibiydim. Aklım bomboş olsa da Mercan ailesinin aile mezarlığına varana dek yürümeyi kesmedim.

Canan babaannenin cenazesi mi vardı yoksa? Ama o öleli aylar olmuştu.

Tıpkı Canan babaannenin cenazesinde olduğu gibi bir ağacın arkasına saklanarak bakışlarımı biraz ilerimde duran insanlara çevirdim. Onlar da tıpkı benim gibi siyah giyinmişlerdi. İlk dikkatimi çeken açık mezarın yanında duran tabut oldu. Tuhaf bir his tüm bedenimi ele geçirirken gözlerim yaşlarla dolmuştu.

Neden böyle acı çekiyordum ben?

Bakışlarım tabuta yakın duran Murat'ın anne ve babasını buldu sonrasında. Gerçekten perişan görünüyorlardı. Murat'ın kız kardeşi bile hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Sonra Berrak'ı gördüm. O da sessizce ağlıyordu ama en az Murat'ın ailesi kadar üzgün görünüyordu.

Bakışlarım tek tek insanların üzerinde dolandı ama bir türlü aradığım kişiyi bulamadım. Murat neredeydi? Babaannesinin cenazesine katılmamış mıydı?

Tabutun kapağının açılmasıyla bakışlarım tekrar o tarafa döndü. İki kişinin oldukça heybetli görünen kefen içerisindeki bedeni tabuttan çıkarıp yavaşça mezara bırakmasıyla nefesim kesilmişti. Kimdi bu kişi? Canan babaanne olamazdı.

İçimde gittikçe büyüyen korkuyla birlikte ağacın arkasına saklanmaktan vazgeçtim. Sarsak adımlarla Murat'ın annesine doğru ilerlerken hâlâ bakışlarımla her yerde Murat'ı arıyordum.

Semra Hanım'ın hemen önünde durduğumda acı yüklü bakışları anında yüzümü bulmuştu.

"Semra Hanım... bu kimin cenazesi? Murat nerede?"

Beni gördüğü an kadının acılı bakışları yerini öfkeye bırakmıştı. Üstüme saldırmak için hamle yapmak istediğinde kocası ve damadı kollarından tutarak ona engel olmuşlardı.

"Yılan!" diye tısladı. "Senin ne işin var burada! Oğlumun başını yaktın! Daha ne istiyorsun? Bari bırak mezarında rahat etsin."

Duyduğum sözlerle beynimden vurulmuşa döndüm. Mezara toprak atan kişiler bile hareketlerini durdurup bizi izlemeye başlamışlardı.

Sandıklara Saklı Anılar ("Saklı" Serisi #1) - TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin