sweet chaos, yoonmin✔

By dollshwa

116K 10.2K 6.4K

- roommate au senin hakkında daha fazla şey öğrendikçe zevklerim, alışkanlıklarım ve her şeyim değişiyor More

1: sevgilim olur musun
2: senden nefret ediyorum
3: beni etkilemeye mi çalışıyorsun
4: yalan söyledim
5: aşık mı oldun
6: birlikte misiniz
7: onu öptüm
8: birbirimize alıştık
9: ben gitmezdim
10: seni rahatlatacağım
11: ilgisi hoşuma gitmişti
12: sevgili değiliz
13: senin için endişelendim
15: senden hoşlanıyor
16: senin gibi birinden hoşlanmam
17: yeni oda arkadaşımla tanış
18: seni kıskandı
19: ona karşı hislerin mi var
20: senden gözlerini alamadı
21: başkalarıyla yakın ol(m)ana dayanamıyorum
22: yıldızların altında benimle dans et
23: beraber tatile gidiyoruz
24: herkesten sakla(m)ak istiyormuş gibi
25: seni sevdiler
Final: happy ending

14: sevgili(m)le vakit geçireceğim

4.5K 417 206
By dollshwa

yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar

_

Yoğun bir programa ayak uydurmak çok zordu.

Üst üste girdiğim vizeler ve uygulama sınavını atlattığım gün ilk yaptığım şey yurda geri dönüp sıcak bir duş almak olmuştu. Sınav sonuçlarının nasıl geleceğini merak etsem de sınavları yeni atlatmışken onları düşünmeyi sonraya bırakmış ve özgür olmanın tadını çıkarmaya karar vermiştim. Bir haftadır ders çalışmaktan kendime de vakit ayıramamıştım ve şimdi bir buçuk haftalık kısıtlamanın kalkmasıyla eskiye rahatlıkla dönebilirdim.

Yatağımda uzanmış bir halde kızlarla konuşurken akşama bara gitme planı oluşturmaya çalışıyorduk. Seulgi, Taeyong'un gelmesini istese de Ryujin ile Sana ile bir olmuş ve Taeyong'un gelmesini istemediğimizi söylemiştik. Taeyong'un bana ya da diğer kızlara bir zararı yoktu, onu seviyorduk ama uzun zamandan sonra dördümüz dışarı çıkacaktık ve yanımızda başkalarının olmasını istemiyorduk.

Seulgi en sonunda ısrar etmeyi bıraktığında ben de telefonu kapatarak yanıma bıraktım. Yakın zamanda Kihyun ile de bir buluşma hazırlamalıydım. Apar topar yurda dönmemi sorun etmese de benim içim rahat değildi. Hem bu yüzden hem de onunla vakit geçirmeyi sevdiğim için buluşmak istiyordum.

Uygulama sınavında onun sırası geldiğinde normalde kimsenin dansına dikkat etmezken onunki büyük bir dikkatle izlemiştim ve onun evindeki stüdyoda yaptığı ufak hataları yapmamış, dansı daha da güzelleştirmişti. Sınav bitiminde ise yanıma gelip biraz beni övmüş, ben da onun dansına bayıldığımı söylediğimde mütevazilik yapmıştı.

Tüm bu sınavlar ve Kihyun bir yana, birkaç gündür Yoongi ile de sorunsuz bir hayatımız vardı. Kihyun'un yanından yurda geldiğim gün, beni öptükten sonra bir şey dememişti. Haber verme konusu da bir daha açmamıştı. Ona niye endişelendiğini sormak istesem de Yoongi'nin net bir cevap vermeyeceğini adım kadar iyi biliyordum. Yoongi, ona kendim hakkında sorduğum çoğu soruda net bir cevap vermekten her zaman kaçınmıştı. Yoojin olayında da sözlü olarak sevgilim olmayı kabul etmese de hareketleriyle sevgiliymişiz gibi davranmıştı.

Yoojin'in bir sevgilisi olduğunu ve artık öyle davranmak zorunda olmadığını ona söylemem gerekiyordu. Ama ben bundan hâlâ emin değildim.

Uzandığım yerde doğrularak ne yapacağımı düşünürken açılan kapı ile birlikte kafamı oraya çevirdim.

Yoongi odaya girdiği gibi üzerindeki ceketi çalışma masasının önündeki sandalyeye fırlatmış, elindeki çantayı da dolabın yanına koymuştu. Yüz ifadesinden anladığım kadarıyla keyfi yerinde değildi ve ben çoktan neden bu halde olduğunu merak etmeye başlamıştım.

"Yoongi," diye seslendiğimde bakışlarını bana çevirdi. "Ne oldu? İyi misin?" diye sorduğumda cevap vermeden yatağına ilerledi ve kendini sırt üzeri yatağa bıraktı.

"Yoongi." yeniden seslendiğimde sessizliğini koruması beni ciddi bir şeyin olduğunu düşünmeye itiyordu. Gözlerini tavana dikmiş bir şekilde kollarını da kafasının altına sabitledi. Yataktan kalkarak onun yanına adımladım. Bir anda bacaklarımı açarak dizlerinin üzerine oturduğumda kollarını çözerek uzandığı yerde dikleşmeye çalıştı.

"Ne yapıyorsun Jimin?" Dikleşmesi için üzerinde havalandığımda sırtını yatak başlığına dayadı ve ellerini de kucağına çıkardı. Bacaklarının üzerinde hareket ederek ona biraz daha yaklaştım. "Ne oldu sana? Anlatır mısın, belki yardımcı olabilirim." dediğimde sesli bir nefes verdi. Konuşmak yerine ince dudaklarını dişliyordu ve ben de sabırsızlıkla dudağından çıkacak cümleleri bekliyordum.

"Bugün önemli bir dersin sınavı vardı ve biraz kötü geçti. Çok çalışmama rağmen kötü geçmesi de sinirimi bozdu biraz. Saçma bir sebep ama yine de çalışmama rağmen böyle olması üzücü geldi işte." diye açıklama yaptığında kafasını eğdiği için gözlerinin önüne gelen saçlarını elimle geri ittim.

"Kötü geçse de belki sonuç iyi gelir. Seni anlıyorum ama yine de canını sıkmamaya çalış. Projelerle halledersin." dediğimde kafasını kaldırarak bana baktı. "Teşekkür ederim Jimin." Gülümsedim. "Sadece birkaç şey söyledim Yoongi, teşekkür etmene gerek yok."

Omuz silkerek kafasını geriye yasladığında kucağından kalktım ve yatağıma ilerledim. Telefonumu alarak kayıtlı olan pizzacının numarasını tuşladığımda Yoongi uzandığı yerden ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Arama cevaplandığında Yoongi ve kendim için iki büyük boy pizza siparişi verdim. Sipariş onaylanırken Yoongi yanımdan bana itiraz etse de onu umursamadan siparişi onayladım.

"Benimle ilgilenmek zorunda değilsin Jimin." dediğinde yanına ilerledim. Uzun saçları dağılmıştı ve dudaklarını büzmüştü. Yanaklarındaki çiller, perdenin arkasından vuran turuncu güneş ışığıyla parlıyordu ve doğrusunu söylemek gerekirse Yoongi şu an çok güzel gözüküyordu. Eğilerek yüzümü onun yüzüne yaklaştırdım ve büzdüğü dudaklarına küçük bir öpücük kondurup geri çekildim.

"Zorunda olmadığımı biliyorum. Ama yine de senin keyfini yerine getirecek bir şeyler yapmak istiyorum. Pizzanın yanına soju da aldım hem, onlar bize yetmez orası ayrı. Yoongi kalk, dışarı çıkalım da birkaç şişe daha alalım, dönüşte de pizzacıya uğrarız." Yoongi kirpiklerini kırpıştırarak bana bakarken ben çoktan dolabın önüne gitmiştim. Altımdaki eşofmanı çıkararak kot bir şort aldım ve el çabukluğuyla üzerimi değiştirdim.

"Yoongi, kalksana yerinden hadi." diye seslendiğim sırada sonun da o da ayağa kalkmıştı. Telefonumu açarak kızlara bu akşam bara gidemeyeceğimi anlatan kısa bir mesaj yazdım ve telefonu sessize aldım. Birden bire neden gelmediğimi merak edecekler ve cevap vermedikçe de mesaj atmaya devam edeceklerdi. Hatta arayabilirlerdi. Ama ben, Yoongi ile vakit geçirirken başka bir şeyle uğraşmak istemiyordum.

Yoongi ile birlikte yurttan ayrılıp soju alabileceğimiz bir dükkana gitmiş ve sonra da pizzacıya uğramıştık. Vakit kaybetmeden yurda geri döndüğümüzde müdüre ya da görevli herhangi birine yakalanmadan odamıza çıkmıştık. Müdür, dışarıdan bir şeyler almamıza pek sıcak bakmıyordu ve bu yüzden de pizza kutularıyla sojuların olduğu poşeti birine yakalanmadan odaya götürmek oldukça zorlu olmuştu.

Odaya girdiğimizde kapıyı ardımızdan kilitleyerek iki yatağın arasına ilerledim. Pizza kutularını küçük sehbanın üzerine koyduğumda Yoongi de poşetleri yere bırakmıştı. "Ben üstümü değiştireceğim, sen de sojuyu aç." demiş ve ardından da birkaç parça kıyafet alarak banyoya ilerlemişti.

Pizza kutularını açtıktan sonra bir şişe sojuyu da açmış, gelirken aldığımız plastik bardakları da çıkarmıştım. Birkaç dakika sonra Yoongi odaya geri döndüğünde üzerine yeni geçirdiği sıfır kolluyu düzelterek yanıma gelmişti. Beyaz bir sıfır kollu ve altına da siyah basketçi şortu giymişti. Zaten dağınık olan saçları biraz daha dağılmıştı. Sehbanın karşısına oturarak açık olan sojuyu bardaklara döktüğü sırada gözlerim hâlâ ondaydı.

Dudağı küstah bir şekilde kıvrıldığında "Ne o, çok mu beğendin bu halimi?" diye sormuştu. Evet, beğenmiştim ama yine de bunu ona söyleyecek değildim. "Yoo, ne beğenmesi. Keyfin yerine geldi mi diye baktım sadece." dediğimde kıkırdamıştı sadece. Başka bir şey demeden pizzaları yemeye başladığımızda bu akşam başka neler yapabiliriz onu düşünüyordum.

Ben yapılacak bir şeyler düşünürken Yoongi'nin telefonu titremişti. Pizza dilimini kutuya bırakarak telefonunu aldığında ben de onu izliyordum. Bir şeyler yazmış daha sonra da telefonunu yatağa geri bırakmıştı. "Ne oldu?" diye sordum, merakıma yenik düşerek.

"Jinyoung ve Jaehyung ile dışarı çıkacaktık, nerede kaldın diyorlar." dediğinde alt dudağımı ısırmaya başladım. Onun bugün için bir planının olduğunu ve benim yüzümden gitmemiş olması biraz suçlu hissettirmişti.

"Sen ne dedin peki?"

Elindeki pizzadan büyük bir lokma aldı, az önce doldurduğu bardağı kafasına dikti ve gözleri gözlerime kenetliyken "Sevgilimle vakit geçireceğim, gelemem dedim." dedi. Söyledikleriyle gözlerim kocaman açıldığında onun dudaklarından bir kıkırtı döküldü.

"Senin küçük oyunun yüzünden benim arkadaşlarım da bizi sevgili biliyor. Onlara gerçeği söylemedim." O an, sevgili konusu açıldığında aklımdan geçen şey oyunu bitirebileceğimizi söylemekti. Ama bunu söyleyecek cesareti kendimde bulamıyordum.

Bardağa doldurduğum sojuyu kafama dikmemin ardından ıslak dudaklarımda dilimi gezdirdim. "Yoongi, Yoojin'in sevgilisi varmış. Yani, yeni çıkmaya başlamışlar. Oyunu bitirebiliriz, arkadaşlarına ayrıldığımızı söyleyebilirsin." dediğimde ağzındaki pizza dilimiyle birlikte gözlerini bana dikti. Ben onun diyeceği şeyleri beklerken sehbanın altından ellerimle oynuyordum.

"Jimin, ben zaten Yoojin'in sevgilisi olduğunu biliyordum." dediğinde dudaklarımdan kaçan "Ne!" nidasına engel olamadım.

"Bir ara dışarıdayken denk gelmiştim onlara. Sana söyleyecektim ama gerek duymadım. Sevgili oyunu zorlayan bir şey değildi, bu yüzden söylemesem de olur dedim." Duyduklarımla birlikte kirpiklerimi kırpıştırarak ona bakıyorken "Niye bu kadar şaşırdın?" diye sordu bana.

"Çünkü bu oyuna isteyerek başlamamıştın ve ben sen bunu öğrendiğinde oyunu bırakırız, bilenlere de ayrıldığımızı söyleriz diye düşünmüştüm."

Önümdeki pizza diliminden bir lokma alırken gözlerim onun üzerindeydi ve diyeceği şeyi bekliyordum. Söylediği sebep beni tatmin etmemişti çünkü dediğim gibi Yoongi isteyerek bana yardım etmiyordu ve garipti işte böyle yapması.

"Haklısın aslında. Ama yine de, bu oyunun bir zararı olmadığı için devam ettirdim. Hem benim de işime geldi, artık bölümdeki kızlar sırf benimle yakın olmak için saçma sebeplerle yanıma gelmiyorlar." demesiyle kıkırdadım. Bunun doğruluğu hakkında bir fikrim yoktu. Ama Yoongi yakışıklı biriydi ve bölümündeki öğrencilerin de onunla yakın olmak istemesi çok doğaldı.

"Bu konuyu hallettiğimize göre yemeğe devam edelim çünkü ben çok açım." Sehbanın altındaki şişelerden yeni bir tanesini açtığında hem kendi bardağını hem de benim bardağımı doldurdu. Gülümseyerek plastik bardakları birbirine çarptık, ardından da tek yudumda kafamıza diktik.

Bir anlığına da olsa, onun arkadaşlarıyla vakit geçirmesine engel olduğum için kötü hissetsem de şu an karşılıklı soju içip eğlendiğimiz için mutluydum.

Yoongi ile birlikte vakit geçirdiğim için mutluydum.

_

"Sonra ne oldu biliyor musun? Ben hırslandığım için daha hızlı kaymaya başladım, sonra da taşa takıldığım için düşüp kolumu kırdım." cümlemi bitirmemin ardından dudaklarımdan bir kıkırtı dökülmüştü. Çocukluk anılarımdan birini Yoongi'ye anlatıyordum ve o benim gülüşlerimin aksine oldukça düz bir yüz ifadesiyle beni dinliyordu.

"Küçücük çocuğun lafıyla gaza geldiğine inanamıyorum." dediğinde kaşlarım çatıldı. "Sekiz yaşındaydım Yoongi, ne bekliyordun ki?" Sorumun ardından hıçkırdığımda yüzümü buruşturmuştum. Ne zaman çok içsem sonrasında hıçkırık tutuyordu ve ben bundan nefret ediyordum.

"Ben çocukluğunda da olgun ve akıllı olduğunu düşünüyordum. Beni şaşırttın." demesiyle dudaklarım aralandı. Aramızdaki boş şişeleri kenara iterek ona biraz daha yaklaştım ve kucağına yerleştim. Beynim bulanıktı, doğru düzgün düşünemiyordum. Onun dediği şeyleri bile zor algılıyordum ama yine de bu dediği benim hoşuma gitmişti.

Kollarımı boynuna dolamadan önce "Akıllı olduğumu mu düşünüyorsun?" diye saçma bir soru sormuştum ona. Ellerinden birini tişörtümün içine göndererek tenimi okşamaya başladığında odağım değişmiş, onun vereceği cevap yerine dokunuşlarına dikkat kesilmiştim.

"Öyle olduğunu düşünüyorum. Hem akıllısın hem de cesursun. Bu özelliklerini seviyorum." Cümleleriyle eş zamanlı olarak dokunuşlarını arttırdığında kafamı boynuna gömerek kısıkça inledim. Alkol yüzünden oldukça hassaslaşmıştım ve Yoongi'nin vücudumda hareket eden elleri de beni zor duruma sokuyordu.

Kucağında kıpırdanmaya başladığımda onun penisine temas ettiğimin farkında bile değildim. Bunun farkına vardığımda ise hareketlerimi durdurmak yerine daha da arttırdım. Kollarım onun boynuna dolanmış bir haldeyken ve o bana dokunurken ben kucağında hareket ederek şortunun üzerinden ona sürtünmeye devam ettim.

"Jimin," diye mırıldandığında başımı boynundan kaldırarak gözlerine baktım. Dilimle kuru dudaklarımı ıslattığımda gözleri dudaklarıma düştü. Kendimi ona bastırarak sürtünmeye devam ettiğimde yüzünü bana yaklaştırmış ve alt dudağımı dudaklarının arasına almıştı. Kollarımı daha da sıklaştırdığımda o da elleriyle beni sabitlemişti.

Dili dilimle buluştuğunda bacaklarımı beline doladım. Kucağında ben varken zorlukla ayağa kalkmış ve az ötemizde duran koltuğa ilerlemişti. Beni koltuğa sırt üstü bıraktığında dudaklarımızı da ayırdı. İnce pembe dudakları kızarmıştı ve saçları da gözlerinin önüne gelmişti.

"Arkanı dön Jimin." dediğinde sesi fazlasıyla baskın çıkmıştı. Üstümde baskı kurulmasını sevmesem de alkolün üzerimdeki etkisi ve karşımdaki insanın Yoongi olmasından dolayı dediğini yaparak arkamı dönmüş, dizlerimin üzerinde durmaya başlamıştım. Yoongi küçük koltukta arkama yerleştiğinle elleri bacaklarımı buldu. Bacaklarımda dolaşan elleri yüzünden dizlerim titremeye başlamıştı.

Göğsünü sırtıma dayamış, dudaklarıyla birlikte kulağımın arkasına ve boynuma öpücükler kondurmaya başlamıştı. Hem elleri yüzünden hem de ıslak öpücükleri yüzünden bacaklarım beni taşıyamaz olmuştu.

Öpücüklerine ara vermiş, bacaklarındaki ellerini de şortumun fermuarına götürmüştü. Fermuarı büyük bir yavaşlıkla aşağı indirdiğinde iç çamaşırımın üzerinden penisimi sıkmıştı.

"Bu gece sessiz olman gerekiyor Jimin-ah. Diğerleri henüz uyumamıştır ve bizi birinin duymasını istemeyiz." Elini penisimden çekerek baksırımın lastiğiyle oynamaya başladı. Yavaş hareketlerle ve sırtıma öpücükler sıralayarak baksırımı dizlerime kadar indirdiğinde havayla temas eden penisim yüzünden irkildim.

Yoongi öpücüklerini giderek aşağıya indirdiğinde bacaklarım joleye dönmüştü. Dizlerimin üzerinde kalmak çok zordu ve onun dudakları bana temas ettikçe bu daha da zorlaşıyordu.

Yoongi'nin dudaklarını kalçamda hissettiğimde inlememek için alt dudağıma dişlerimi geçirdim. Fakat, fazla dayanamadım. Deliğimde Yoongi'nin ıslak dilini hissettiğimde sesli bir inleme bıraktım odaya. Diğerlerinin bizi duyacak olması o an için umurumda değildi. Yoongi'nin deliğimde hareket ettirdiği dili beni kıvrandırıyordu ve onun çıkardığı ıslak sesler de hiç yardımcı olmuyordu bana.

O diliyle deliğimi adeta yerken ben de elimi penisime götürerek kendimi çekmeye başlamıştım. İki taraftan aldığım zevkle gözlerim dolmaya başlamıştı. Yoongi, dilini deliğimden çıkardığında mızmızlanarak kalçamı ona ittim. Daha fazlasını istiyordum.

Yoongi'nin bana daha fazlasını yapmasını, daha ileriye gitmesini istiyordum.

"Yoongi." göğsüm inip kalkarken zorlukla koltuktan kalktım ve onun kucağına oturdum. Yoongi kısık gözleriyle bana bakarken "Daha fazlasını istiyorum." demiştim. Beynim pelte gibiydi, doğru düşünemiyorum ama yine de, onunla daha da ileriye gitmek istiyordum.

O, sanki bunu dememi bekliyormuş gibi dudaklarımızı birleştirdiğinde elim sıfır kollu tişörtünü eteklerini kavradı. Onun üstünden sonra kendi üstümü de odanın bir köşesine atmıştım. Şortunun altındaki penisi beni yakıp bitiriyordu ve benim tek yapabildiğim ağzına doğru inlemekti.

Ani bir hareketle şortunu baksırıyla birlikte sıyırdığımda bacaklarından indirmek için kucağında havalandım. Açığa çıkan penisine vakit kaybetmeden elimi sararak onu çekiştirmeye başladığımda Yoongi inlememek için dudaklarını ısırıyordu. Penisini çekmeyi bıraktığımda, o hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordu. Kucağında yükselerek penisini deliğime konumlandırdığımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum.

Yoongi ellerini belime koyarak beni kendine bastırırken ben de onun üzerinde zıplıyordum ve hissettiğim acı yavaş yavaş bedenimi terk ediyordu. Acı yerini zevke bıraktığında kısık seslerle inlemeye başlamıştım. Yoongi kendini bana iterken eş zamanlı olarak elini penisime sarıp beni çekmeye başlamıştı. Dudaklarımdan küçük bir çığlık firar ettiğinde Yoongi'nin gözleri korkuyla açılsa da benim yüzümde bir gülümse oluşmuştu.

Kucağındaki hareketlerimi hızlandırırken Yoongi ani bir hareketle benim koltuğa uzanmama sebep olmuştu. İçimdeki sert vuruşlarını sıklaştırdığında ben de kendimi farkında olmadan ona itmeye başlamıştım. Yoongi'nin penisi zevk noktama vurmaya başladığında derince inlemiştim ve bununla beraber Yoongi dudaklarını dudaklarıma kapatmıştı.

Dudaklarımı sertçe öperken eş zamanlı olarak prostatıma daha sert vuruşlar yapmaya başlamıştı ve artık dayanamaz bir hale gelmiştim.

"Yoongi, da-daha hızlı ol lütfen." dememle birlikte hızlanmış, mümkünmüş gibi daha sert hareket etmeye başlamıştı. Çok geçmedense o içime ben de onun karnına gelmiştim. Boşalmış olsa da içimden çıkmadan az önceki pozisyonumuza geri döndüğümüzde yorgunlukla başımı boynuna gömmüştüm. Yoongi parmaklarını sırtımda hareket ettirirken bu hareketi beni oldukça mayıştırmıştı.

Ellerini kalçalarıma yerleştirerek beni düşürmemeye çalışarak ayağa kalktığında yumuşak bir sesle kulağıma fısıldadı.

"Şimdi yıkanalım, sonra da uyuruz, olur mu?" Usulca başımı salladığımda dikkatli bir şekilde banyoya ilerledi. Beraber aldığımız güzel bir duşun ardından dolaptan aldığı iç çamaşırını önce kendisi giymiş daha sonra da önümde eğilerek bana giydirmişti. Dolabımda aldığı bol tişörtü yine onun yardımıyla üstüme giydiğimde elini belime yerleştirerek beni yatağa yönlendirmişti.

Pikeyi kaldırarak yatağa uzandığımda Yoongi üzerimi örtmüştü. Kendi yatağına gitmek için arkasını döndüğünde elimi bileğine sardım. "Yoongi," dedim kısık sesimle. "Beraber uyuyalım mı?"

Kısa bir süre umutla bakan gözlerime baktı. Ben kabul etmeyip gidecek diye düşünürken o beni yanıltarak tek kişilik yatakta yanıma kıvrıldı. Kollarıni belime dolamasının ardından gözlerini kapattığında kısık sesiyle "İyi geceler Jimin-ah." demişti.

Kafamı boynuna gömmeden hemen önce gözlerimi kapatmış, sonrasında da fısıltıyla konuşmuştum.

"İyi geceler Yoongi."

**

merabalaar

buraları çok boş bıraktım ve normalde daha geç bölüm gelecekti ama bu fici özlediğimi fark edip bölüm yazdım hemen

umarım bölümü beğenmişsinizdir yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen, benim için çok önemli onlar

iyi geceler hepinize, kendinize iyi bakın❤️

Continue Reading

You'll Also Like

193K 19.5K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
612K 67.6K 40
çapkın bir omega olan kim taehyung, kızgınlıklarını geçirmek için gözüne alfa jeon jungkook'u kestirir
48.1K 4.8K 16
Park Jimin umutsuz bir âşıktı ve sevdiceğine hazırladığı minik hediyelerle ona mektuplar yollarken, acımasız Min Yoongi tüm bunları küçük görüyordu.
61.6K 8.7K 31
[🥼🔬] [theoretically lab] kim taehyung, stajyer jeon jeongguk'un tam bir virüs olduğunu düşünüyordu.