ZAAF

Από khaleessiiii

3.5M 196K 174K

[TAMAMLANDI] Sinan homofobikti, ama Karan onun zaafıydı. Περισσότερα

Tanıtım
1- KAVGA
2- MAHALLE
3- ŞEHİR DIŞI
4- ÖFKE
5- KAMP
6- YENİ ÇOCUK
7- UYUŞTURUCU
8- İHANET
9- YILLAR
10- HAİN
11- DÜŞMAN
12- SEVGİ
13- ÇAKI
14- YABANCI
15- SİNSİ
16- YEŞİL
17- BIRAKMA
18- GÜVENLİ
19- UTANGAÇ
20- TARAFTAR
21- ALTIN KAFES
23- ZAAF
24- İLK Mİ SON MU?
25- SENELER
26- VEDA
ÖZEL BÖLÜM
İLK KARŞILAŞMA
İLKLER
İLK ADIM
İLK ÖPÜCÜK
SİNAN SEVDASI
İSTİLA
SARHOŞ
MAHALLE
BAHAR

22- BÜYÜK İŞ

85K 4.7K 4.6K
Από khaleessiiii

Okul çıkış saatine kadar tüm tedirginliğim ile bekledim, aklimdan onlarca yalan eleyip durdum. En mantıklısını ve acelesini bulduğuma kendimi ikna etmiştim. Okul çıkış zili çaldığında hep beraber kapının önüne gittik.

Bu sefer herkes gelmişti erkenden ve bu yüzden beklemeden yürümeye başladık. Nefesim hızlanırken onu durdurdum.

"Sinan, benim babamın yanına gitmem lazım." dediğimde şüpheli bir şekilde gözlerime baktı.

"Neden?" diye sordu merakla. Yutkundum.

"Babam aradı geçen ders, iş yerine gel seninle konuşacağız dedi. Sana söylemeyi unutmuşum." kolunu kaldırıp saatine baktı, ardından yüzüme baktı.

"Biraz beklesen, işimi halledip ben seni götüreyim?" dedi ve gözlerimin içine baktı. Sanki her tepkimi izliyor gibiydi.

"Yok yok, ben zaten minibüse binip giderim. Hemen de gelirim." dişlerini sıktı ve nefesini seslice dışarı verdi.

"Tamam, kendine dikkat et." dediğinde kafamı salladım. Uzanıp dudağına kısacık bir öpücük kondurdum. Ben yalandan minibüs duraklarına doğru ilerlerken o arkamdan durağa varana kadar baktı ama sonra bizimkilerle beraber mahalleye doğru yürümeye başladılar. Sinanlar gözden kaybolurken hemen arkamı döndüm ve Ecevit'in çağırdığı yere doğru ilerledim. İçim sıkıntı ile dolmuştu. Sokağa girdiğimde Ecevit'i bir duvara yaşlanmış şekilde beni beklerken gördüm. Beni görünce sırıttı. Yüzünü dağıtmak istiyordum. Tam karşısına geçip durdum.

"Söyle şimdi." dedim sabırsızca. Sinana yalan söylediğim her saniye, ömrümden bir yıl götürüyor gibiydi.

"Bir hal hatır sor ama kardeşim, bu ne kabalık." dedi yapmacık bir şekilde.

"Kes, çabuk ne söyleyeceksen söyle." dedim sinirli sesimle. Sırıtırken bedenini duvardan ayırdı ve gözlerime bakarak üzerime doğru bir adım attı.

"Şimdi bunu alıyorsun..." dedi cebinden baya büyük bir siyah poşet çıkardı. Ne olduğu belliydi, gözlerimi büyüttüm. "Ve isteyeceğim adama götüreceksin."

"Sen neden götürmüyorsun? Getireceğine götürseydin." dediğimde itici bir şekilde kıkırdadı.

"Gideceğin yer izleniyor, polise yakalanma ihtimali var. Patron beni tehlikeye atmadı, onun yerine Karancığın bunu biricik dostu için yapar mı dedi." dedi ağzını gere gere. Dişlerimi sıktım.

"Sende bir orospu çocuğu olduğun için yapar dedin." dediğimde 'tık' deyip deni doğrularmış gibi elini kaldırıp kafama ateş eder gibi yaptı.

"Doğru bildin." dedi iticilikle. Gözlerinin içine bakarken, vücudumu titreten o tanıdık sesi duydum.

"En son kaça bırakırsın?" Sinan'ın sesi kulaklarıma dolunca korku dolu bakışlarımla arkama döndüm. Bizim tayfa bize doğru yaklaşıyordu. Hepsi aşırı rahat görünüyordu. Ecevit'e döndüğümde yüzünde ki o pis sırıtışın kaybolduğunu gördüm. Sinan yanımıza geldiğinde sadece Ecevit'e bakıyordu.

Ben yerimde çivilenmiş dururken bizimkiler başımıza toplanmıştı. Dört bir koldan Ecevit'in etrafını sarmışlardı.

"Ya da ben bunu bir hediye olarak kabul edeyim. Baya yüklü bir hediye." deyip afallamış bir şekilde duran Ecevit'in elinden malı çekip aldı. Ecevit transtan çıkmış gibi siyah torbaya uzanınca Refik ve Burak kollarından tutmuş onu uzaklaştırmışlardı. Ben halen olduğum yerde durmuş, dolu gözlerim ile olanlara bakıyordum. Bir yanım Sinan yanımda diye mutluydu, diğer yanım yalan söylediğimi öğrendiği için kendimi kesmemi istiyordu. Bir de Sinan'ın haberi olursa onlara zarar gelebileceği ihtimali vardı. Bu kötü ihtimallerin hepsi elimi ayağımı titretiyordu.

"Sinan, ver onu bana.." dedi endişe dolu sesiyle. Sinan ona gülümserken, bana döndü. Gözlerimin içine baktı ve yapmacık sırıtışı solmuştu. Yanıma yaklaştı.

"Korkma, ben burdayım.." diye fısıldadı endişeyle. Dudağıma yaklaşıp bir öpücük kondurup, yanağımı okşadı. Ardından Ecevit'e sinirli bir şekilde döndü.

"Onu böyle korkutmanın hesabını sana daha sonra soracağım..." dedi ve ardından elimi tuttu.

"Şimdi git ve Ushan abine selamlarımı ilet." dedi ve elinde ki siyah poşet ile arkasını döndü. Onunla beraber bende dönmüştüm. Arkadan bir acı dolu inleme sesi geldiğinde bizimkilerin onu dövdüğünü anlamıştım. Etkisiz halde bırakıp yanımıza doğru geldiklerinde, Sinan hiçbir şey demeden elimden tutup beni yürütüyordu. Mahalleye geldiğimizde Sinan elinde ki poşeti Onur'a uzattı.

"Onur bunu bizim zulaya koy." dediğinde Onur kafasını salladı. Benim halen vücudum titriyordu.

Onlarla ayrılıp Sinanların evine gittik. Kapıyı Mehtap teyze açmıştı, yüzüme bakıp yeni bir krize girdiğimi düşündüğü için üzüntüyle baktı. Hemen içeri yürüyüp odaya girdim. Odaya girer girmez içerde volta atmaya başladım. Sinan birkaç dakika sonra içeri girip kapıyı kapattı. Gözlerini içine korkuyla baktım.

"Sinan, eğer sana haber verirsem annemi, babamı ve seni öldürmekle tehdit etti, şimdi ben söyledim sanacak. Ya bir şey yaparsa." benim aksime oldukça sakindi, bana yaklaştı ve kollarını hafifçe açtı.

"Güzelim, sence bana kim ne yapabilir?" diye sordu sakince. "Annen ve babana da bir şey yapamazlar. Bana güven." dediğinde zaten en çok ona güveniyordum.

"Bunun için mi bana söylemedin?" dedi yanıma gelip yumuşak bir şekilde, kızacağını düşünmüştüm. Gözlerim dolarken kafamı salladım. Bana sanki bir çocukmuşum gibi baktı.

"Karan'ım, bundan sonra bana yalan söyleme. Konu her ne olursa olsun. Sen bana böyle bir şeyi söyleseydin ben sence seni tehlikeye atacak bir hamle yapar mıydım?" şimdi tam dudağıma doğru fısıldıyordu.

"Çok korktum Sinan, özür dilerim ne olur affet." dedim hıçkırıklarımın arasından. Uzanıp dudağımı öptü.

"Tamam, ağlama ama bebeğim... geçti." dedi beni sakinleştirmek ister gibi.

"Sen nereden öğrendin?" dedim gözlerimi yüzüne çevirerek. Kirpiklerim ıslanmıştı.

"O kadar belli ediyorsun ki, ve sence ben seni o kadar süre yalnız bırakır mıydım? Sadece bekledim. Doğru anı. " dediğinde kafamı salladım. Benden ayrılıp kapıya doğru gidip kapıyı kitledi. Karanlıkta ışığı açmadan bana doğru ilerledi. Ay ışığından onu çok net görebiliyordum. Dudağıma sıcak nefesini yaklaştırıp alt dudağımı dudaklarının arasına alıp emdi. Ardından üst dudağıma da aynı işlemi yaptı. Ağzımı aralayınca dilini ağzımın içine doğru itti ve dilimi bulup yaladı. İçim titrerken nefesim kesilmişti. Belimden tutup beni yatağa doğru yavaşça yatırdı. Üzerimde ki okul gömleğini yavaş yavaş açıp her açtığı yere bir yumuşak öpücük bırakıyordu. Tamamen çıkardığında, kendi gömleğine de aynı işlemi yaptı.

Göğüs ucuma gelip, ufak uçları diliyle yalayıp dişleri ile küçük küçük çekiştirince inledim. Aynı ıkınır gibi çıkmıştı sesim. Ben inleyince Sinan daha hızlı öpüp yalamaya başladı. Ardından yeniden boynuma çıkıp orda iz bırakmak istercesine sertçe yaladı. Bu sefer çok çok yakındık. Bu yakınlık başımı döndürüyordu ve daha fazla deli ediyordu beni.

Birkaç dakika sonra, bacaklarımın arasında hissettiğim sertlik ile kendime geldim. Sinan kendini bana bastırıyordu. Sanırım yakın arkadaşımın, şimdi ki sevgilimin bana kalkık olmasına şaşırmıştım. Öpüşüne karşılık verdim birkaç dakika sonra Sinan üzerimden kalktı ve yana doğru döndü. Boynunda ki damarlar çıkmıştı.

"Ben.. halledip geleyim." dedi boğuk sesiyle. Kalkacağında kolundan tuttum.

"Burada yapabilirsin." dedim gözlerimi kocaman açmış, bir çocuk gibi. Afallayarak yüzüme baktı.

"Korkarsın ama sen.." dediğinde olumsuzca kafamı salladım. Gözlerinin parladığını gördüm. Nefesi sıklaşmıştı.

Yatağa geri yatıp, gözlerimin içine bakarken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Fermuarını açıp, sertleşmiş, damarları çıkmış olan aletini serbest bırakınca gözüm oraya değdi, anında yanaklarıma kan pompalanmaya başlamıştı. Gözlerimi kaçırıp hiçbir hareketimi kaçırmayan gözlerine diktim. Elini yavaş yavaş ileri geri yaptığını görüyordum.

Uzanıp dudaklarımdan öptü, o kadar yumuşak ve tutkulu öpüyordu ki ikisini nasıl bir arada yaptığını anlamamıştım. Daha çok bana yaklaştı. Ağzımın içine doğru boğuk inlemelerini bırakıyordu. Bende ona karşılık veriyordum. Öpüşü hızlanırken, hareketleri de hızlanmaya başlamış, yatakta hissedilir hale gelmişti. Odada sadece bizim nefes seslerimiz birbirine karışmış başka ses duyulmuyordu.

"Kurban olurum sana..." diye boğuk sesiyle gözlerimin içine bakarken fısıldadı. Dudakları aralıklı, elleri hızlı hızlı hareket ediyordu. Gözlerinin içine bakıyordum sadece. Uzanıp dudaklarımı öptü ama öpmek sayılmazdı. Ağzı açıktı ve sadece dudaklarım ağzının içindeydi. Nefesi ağzıma doluyordu.

"Çok seviyorum.."diye fısıldadı ağlar gibi. Zevkten. En sonunda elleri acayip hızlandı ve birkaç saniye sonra boşaldığını anladım. Gözlerini kapatıp derin nefesler aldı, biraz durup dudağıma derin bir öpücük kondurdu.

Bana bir şey demeden kalktı ve banyoya gitti. Çeşmenin sesi geldiğinde anlamıştım. Elini yıkıyordu muhtelemen. İçeri gelip pantolonunu değişti. Bana da eşofmanımı uzattı. Utanarak alıp giyindim. Yanıma gelip yattı ve dudağıma öpücük kondurdu. Bana sarıldı, bende ona sarıldım.

Συνέχεια Ανάγνωσης

Θα σας αρέσει επίσης

715K 52K 29
Brendon Wilson, her lisede olan popüler çocuklardan birisiydi. Umursamaz ve serseri duruşuyla etrafındaki tüm kızların kalbini gitar telini çalar gi...
Çilek Kız Από Lara

Εφηβική Φαντασία

662K 44.5K 43
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
minik bebeğim(yarı texting) Από a.

Εφηβική Φαντασία

477K 13.8K 52
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
Yaşıyoruz İnadına | GAY Από céline

Γενικό Φαντασίας

2.1M 118K 74
🔞/ Argo, cinsellik içerir "Bazen yanlış tren seni doğru istasyona götürür. " ➷Eşcinsel karakterlerin olduğu bir kurgudur. Bölüm aralarında sıkça we...