İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬

Galing kay Sldakser

2.6M 43.3K 9.3K

# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intak... Higit pa

TANITIM 👑
İntikam Ateşi
Bölüm 2
Kimim ben
Bölüm 4
Pişmanlığın ateşi
Bölüm 6
bek
Bölüm 8
Veryansın
Bölüm 10
Söz
Bölüm 12
Tercih zamanı
Bölüm 14
Kırık Düzen
Bölüm 16
Aşkımız günah
Bölüm 18
Affetmez mi
Bölüm 20
Böğürtlen
Bölüm 22
Büş - Ok
Bölüm 24
Düş
Bölüm 26
Sızı
Bölüm 28
Seviyorum seni
Bölüm 30
Karanlık
Bölüm 32
Vuslat
Bölüm 34
Aşktan kaçış
Bölüm 36
Yalan dolan
Bölüm 38
Bölüm 40
Ölürüz
FİNAL
Özel Bölüm

Mutluluk zamanı

9.4K 555 137
Galing kay Sldakser

"Uyan... Hadi sevgilim uyan..."

"Biraz daha lütfen..." Ne vardı biraz daha uyusam gözlerimden uyku akıyor... Ateş beni rahat bırakmayınca ona kedi gibi sırnaşıp bir kez daha lütfen demiştim. Yalnızca uyku istiyordum.

"Sevgilim işe geç kalıyorum, seninde kahvaltı yapman gerekiyor." Yüzümde tebessüm ellerimi boynuna doladım. Kocama baktığımda gözlerimin içi gülüyordu. Aşk buydu, sevmekte sevilmekte buydu. İçimde büyük bir coşkuyla uyanmayalı yıllar olmuştu. Ateş boyun boşluğuma öpücükler bırakırken kıkırdadım.

"Uyanacak mısın?" Uyanmıştım uyanalı çok uzun zaman olmuştu. "Bende işe gelmek zorunda mıyım?" Her yanım kırılıyordu ve ben biraz daha uyumak istiyordum. Yalnızca uyku istemem suç muydu? "Sen çok yoruldun bugün evde kal iş kaçmıyor." Elimi kalbinin üstüne koyduğumda ellerimin altındaki kalp atışını hissettim.

"Ben hep burada olacağım değil mi? Hep seninle beraber kalbinde." Ateş elini elimin üstüne koyarak dudağıma küçük bir öpücük bıraktı. "Sen her daim kalbimde olacaksın. Şimdi kalk karnımızı doyuralım." Hayır, diyerek ona sırtımı döndüm. "Ateş dün gece yediklerimi hala eritemedim. Bir de kalkıp kahvaltı yapacak değilim." Beni tekrar kendine çevirince ofladım.

"Selda saat on bir benimde birde toplantım var. Böyle yaparsan yetişemeyeceğim. Artık mızmızlanmada kalk." O kadar uyumuş muyduk? Ben geç uyanmaya alışmıştım da Ateş her zaman dokuz da evden çıkardı. Ellerimden destek alıp doğrulduğumda dudak büzdüm.

"Canım şuan bir şey çekti ama ne olduğunu kavrayamadım." Ben kendi kendime söylenirken Ateş yataktan çıkıp bana elini uzattı. Uzattığı eli tuttuğumda beni kaldırarak banyoya iteklemişti. Anlaşıldı önce eller yıkanacak daha sonra arzu listesi oluşturulacaktı.

Banyoya girip elimi yüzümü yıkadığımda dudağımdaki minik izi gördüm. Ben sana sorarım bildiğin beni dişlemiş... Bende onu dişlersem ödeşmiş olabilirdik değil mi? "Şu halime bak hapishane kaçkınlarına benzemişim." Elime tarağımı alınca dolaşan saçlarımı taramaya başladım.

"Ben aşağıya iniyorum sende çok geç kalma." Kalmam, dediğimde hızla saçlarımı tarayarak dudağım parlatıcı sürdüm. Böyle daha iyi olmuştu. Banyodan çıkınca ilk defa hamilelik giymiştim. Bebeğimiz çoktan iki aylık olmuştu. Yakında karnım daha da belirginleşecek o zaman daha çok hamilelik kıyafetleri alacaktım.

"Bebeğim şimdi aşağıya inelim mi yoksa baban söylenecek..."

Elim karnımda mutlulukla aşağıya indim. Ateş elinde fotoğraf makinesiyle beni bekliyordu. Bana makineyi göstererek geç kaldık demişti. Gelmem biraz olaylı olunca fotoğraf çekimi için gecikmiştik. "Kübra buraya gel fotoğraf zamanı..." Kübra bana günaydın dediğinde bende günaydın demiştim. Ateş fotoğraf makinesini verince yanıma gelip küçük bir buse verdi.

"Pozumuzu hatırlıyor musun?" Ben o pozu hiç unutur muydum? Kocama sırtımı dönünce elimi karnıma koyarak koluna yaslandım. Karnım daha da belirginleştiğinde çok güzel olacaktı. Kübra çekiyorum dediğimde tebessüm ettim. Bütün karelerin birebir aynı olması gerekiyordu. Ateş birkaç poz çektiğinde Kübra birkaç kare daha çekerek fotoğraf makinesini bize uzattı.

Bakim dediğimde ayakucumda uzanarak ekrana baktım. "Selda karnın belirginleşmiş mi? Bir baksana diğerinde neredeyse dümdüz burada hafif çıkıntı var." Başımı eğip karnıma baktığımda Ateş de elini karnımın üstüne koymuştu. "Bebeğimiz her geçen gün büyüyor Allah'ım kucağımıza almayı da nasip etsin." Amin o günü sabırsızlıkla bekliyorum.

"Ateş iyi ki sen..." İçimden gelince kendime saklamak istememiştim. İyi ki bebeğimin babası oydu. Ateş'in gözleri parlayınca uzanıp yanağıma öpücük bırakıp kahvaltı zamanı demişti. Kokuları alınca açlığımı fark etmiştim. Ateş fotoğraf makinesini çantaya koyarken bende masaya kuruldum.

"Kübra her şey şahane görünüyor ellerine sağlık." Afiyet olsun dediğinde Ateş de gelerek yanımda oturdu. "İşler nasıl gidiyor yoğun musun?" Direkt o Banu ne yapıyor diye sorsa mıydım?

"Biraz yoğun sevgilim neden soruyorsun?"

"Tatile gider miyiz, seninle yüzmek istiyorum. Ne bileyim el ele tutuşum sahil kenarında yürümek falan olmaz mı?"

"Sen yokken çok yoğun çalıştım. Bilseydim daha sıkı çalışırdım." Bu hayır mı demekti. "Asma suratını önce babamla konuşmam gerekiyor aksi takdirde işleri boşlayamam."

"Ateş karnım burnuma gelmeden gezip eğlenmek istiyorum. Yakında fok balığına dönüşüp ayakucumu dahi göremeyeceğim. Lütfen babanla hemen konuş." Ateş halledeceğim dediğinde mutlu olmuştum. "Akşama bizimkileri çağıralım mı beraber vakit geçirmeyeli uzun zaman oldu." Büşra ve Okan'ı görmüştüm ama Selim bize hiç uğramamıştı.

"Ben akşama baş başa oluruz diye düşünmüştüm."

"Yine oluruz canım geceler torbaya mı girdi. Hem Selim'e birkaç gelin adayı buldum. Onların fotoğraflarını göstereceğim."

"Aman hemen söyleme hemen başına ekşir sonra elinden kurtulamazsın maazallah." Arkadaşları ne kadar severse sevsin hiç belli etmiyordu.

"Ateş bensiz günlerin nasıl geçti. Ben ailemin yanındayken bile seni çok özledim. Her gün yanına gelememek ya da seni seviyorum dememek için kendimi zor tuttum." Bana hiç belli etmiyorsun dediğinde ona gözlerimi kısmıştım. Ateş de ağzıma peynir tıkıştırarak karnını doyur diye söylendi.

"Sen cevap verme akşam boyunun ölçüsünü alırım." Ağzım dolu konuştuğumda çenemden tutup beni çocuk edasında sevdi. "Unutmadan yarın doktora gidelim artık bebeğimin kalp atışını dinlemek istiyorum." Bebeğimiz iki aylık olmuş ve biz hala dinleyememiştim.

"Ben randevuyu ayarlarım." Sen hep en kolay işleri yap zaten "Selda Hanım kapı girişindeki valizi ne yapmamı isterseniz?" Tabi ya kız dünde sormuştu. "Ateş bebeğimiz için aldıklarımızı görmelisin hepsi birbirinden güzel" Hepsini de özenerek almıştım.

"Sevgilim akşam gelince baksak bugün geç kalmak istemiyorum."

"Kübra valiz orada kalsın." Büşra gelince ona gösterirdim. İlk babası görsün istemiştim ama maşallah babasının işleri yoğundu. "Bana kırılmadığını söyle." Yüzüne bakmadan hayır dediğimde iç çekti. Sakın bak sakın ağlama sana kötü bir şey söyledi. Saçmalama gözlerinin dolması için bir sebepte yok. Ateş yerinden kalkınca gidiyor musun, diye sordum. Bana cevap vermek yerine kapının oraya giderek eline valizi aldı.

"Bakalım güzel karım neler almış." Mutlulukla ayağa kalkınca Ateş valizi koltuğun üstüne bırakıp fermuarını açtı. "Maşallah ne çok şey almışsınız..." Yanına gittiğimde minik ayakkabılarını göstererek güldüm.

"Bu nasıl babası ilk bunu görmek için en üste koydum." Ateş elimden pabuçları alınca "Bebeğimizin ayakları buna girecek mi?" Hiç girmez miydi? "Sende çok beğendin değil mi? Ben bunları ilk gördüğümde aşık oldum." Aşık olunmayacak gibide değildi.

"Bunları bebeğimiz giymesin ben bunları abrama koyacağım olur mu?"

"Ya çok güzel bir fikir neden olmasın benimde olsaydı bende minik patiklerini koyardım."

"İstersen sana da güzel araba alabiliriz ne derdin?" Yok ya hamileyken kullanmaya ben korkarım bebeğime falan bir şey olur çıldırırım. "Doğumdan sonra güzel bir fikir gibi geldi, seni bol bol ziyarete geliriz."

"Doğumdan sonra sizin yanınızdan ayrılabileceğimi hiç sanmıyorum. Şuan bile babamı ikna edebilsem sizi alıp yaylaya çıkarmak istiyorum." Yayla mı? Aslında bu da güzel bir fikirdi "İşini çokta boşlama oğlumuz olursa baban gibi ona bırakabileceğin bir saltanatın kalsın."

"Bu konuya girersek sabaha kadar çıkamayız. Hadi sen bana diğer adlılarını ve ne işe yaradıklarını söyle." Bende bilmiyordum ki annem bir şeyler söylemişti ama hiçbir şey anlamadım.

"Ateş bebek odası diyorum ben onu ne yapacağız?" En önemli konu buydu. Ateş saatine bakarak yanağıma öpücük bıraktı. "Sevgilim çıksam iyi olacak. Bunları da aldım." Gitmesini istemesem de gitmek zorundaydı.

"Kendine dikkat et olur mu? Biz merakta bırakma."

"Sana aşk yaradı, sen hep böyle naif sevecen olarak kal. Ben bu seni çok sevdim."

"Bizde bu güzel yürekli adamı çok sevdik."


Yaşamak şakaya gelmez

Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın

Bir sincap gibi mesela...

Yani, yaşamın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden

#Üçşiir


Yaşamanın anlamı nedir?











Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

368K 40.1K 88
Tamamlandı ✓ SİYAHIN ESİRİ SERİSİNİN 2. KİTABI ❝Elleri bedenimde ki gücünü kaybederken korku ile ondan ayrıldım ve ellerimi yanaklarında yara olduğun...
3.6M 66.3K 96
Aslında ilk görüşte aşk, Bir türlü itiraf edilemeyen. Biri babası için, biri annesi için. Zorla, Ama aslında bir rüya. Gerçek olamayacak kadar güzel...
843K 48.7K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...
1.6M 87.2K 47
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...