İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬

By Sldakser

2.6M 43.3K 9.3K

# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intak... More

TANITIM 👑
İntikam Ateşi
Bölüm 2
Kimim ben
Bölüm 4
Pişmanlığın ateşi
Bölüm 6
bek
Bölüm 8
Veryansın
Bölüm 10
Söz
Bölüm 12
Tercih zamanı
Bölüm 14
Kırık Düzen
Bölüm 16
Aşkımız günah
Bölüm 18
Affetmez mi
Bölüm 20
Böğürtlen
Bölüm 22
Büş - Ok
Bölüm 24
Düş
Bölüm 26
Sızı
Bölüm 28
Seviyorum seni
Bölüm 30
Karanlık
Vuslat
Bölüm 34
Aşktan kaçış
Bölüm 36
Yalan dolan
Bölüm 38
Mutluluk zamanı
Bölüm 40
Ölürüz
FİNAL
Özel Bölüm

Bölüm 32

9.3K 601 215
By Sldakser

"Yeter artık Selda, uyan!"

"Of, git be başımdan kalın sesinle bağırıp durma. Anlamıyor musun uykum var uyuyacağım."

"Iyi kalkma bende pikniğe tek başıma gider, senin yerinede kahvaltı yaparım. Hatta senin yerine mangal keyfi de yaparım. Selim'in özenle yapacağı pirzolaları kaçırsanda hiç sorun değil. Ben kalanlardan ekmek arası yapar sana da getiririm."

"Seni öldürürüm." Üstümdeki örtüyü tepikleyerek yatakta doğruldum.  Ateş başımdan dikelmiş bildiğin bana eziyet yapıyordu."Eğer bensiz gidersen seni gebertirim Ateş." Açlıktan midem  zaten birbirine yapışmış o da bana tek gitmekten bahsediyordu. Ayağa kalkıp yerimde doğrulunca elime belime koydum.

"Sakın odadan bile çıkma giyinip hemen geliyorum." Midemde guruldama olunca elimi karnıma götürdüm. Elimle dağılan saçlarımı geriye attırdığımda dolabı açıp ne giyeceğim diye dudak büzmüştüm.

"Acele et, bugün pazar olduğu  için  Kübra da gelemeyecek evde duvarları kemirmeni istemem." Bana tavırlı olan adama bak bana laf yetiştirip duruyordu. Elime bahçıvan tulumunu alarak ona döndüm. "Arkanı dön burada giyinecegim." Dedigimde neden diye sordu. " Sana belli mi olur banyoya girince kaçıp gidersin falan genç yaşta katil olmam istemem."  Giderse açıklıktan değilde de kahrımdan ölürdüm.

"Beni bu denli kötü mü biliyorsun, oysa aşırı tatlı bir eş olduğumu düşünüyorum." Bir kez daha arkanı dön dediğimde ellerini göğsünde birleştirdi.

"Önünde giyemeyeceğimi sanıyorsan aldanıyorsun." Sessiz şekilde sanki görmediğin bir şey diyerek askıyı eline uzattim. Elimden aldığında hiç düşünmeden eşofman altımı çıkartarak elinden tulumu alıp giydim. Üstüm içinde beyaz tişört bulunca arkam dönük üstümdekini değiştirip ona döndüm.

"Madem o kadar süzdün bir işe  yara..." Yanına yaklaştığımda bana tuhaf şekilde bakıp yutkundu. "Ateş, kime diyorum şu bağlama yerini ayarla böyle olmaz." Ateş sonunda elini uzatıp askılarını düzletmeye çalıştı. "Güzel yapsana baştan savsaklar gibi yapma." Bana ya sabır çekince dilimi çıkardım.

"Kaşınma istersen..." Kaşınırsam ne olur dediğimde askımdan çekip dudaklarıma yapıştı. Geri çekildiğindeyse "Yersiz öz güvenini yerle bir ederim." Demişti. Bu defa ben yutkunarak geri çekilmiştim.

"Ben şey elimi yüzümü yıkamadım." Yanından ayrılarak  banyoya geçip kapıyı kapattım. Sakin olsana yalnızca öptü... Ah şu hormonlar ben bir doğum yapayım öpmelerini soracağım. Açlığımı hissedince aynanın karşısına geçip saçlarımı topladım. Elimi yüzümü yıkayıp havluyla sildigimde odaya geçtim ama Ateş yoktu.

"Ateş..." Elime telefonu alarak hızla aşağıya indim.  Bir kez daha Ateş dediğimde ortalıkta yoktu. Burnumun direği sızlarken gözlerim  doluvermişti. "Senden nefret ediyorum bizi bırakıp nasıl gidersin?"

"Kimden nefret ediyorsun..."

"Ateş.... Bizi bırakıp gittin sandım nereye kayboldun?"

"Elektriğe bakıyordum...Sen kaşla göz arası ağladın mı?" Omuz silkıp burnumu çekiştigimde yanıma gelerek beni kollarının arasına aldi. "Deli misin Selda, seni bırakıp gider miyim hiç gitsem sizsiz boğazımdan tek bir lokma geçer mi?" Bana sarılken bende sıkıca sarılıp açız dedim.

"Iyi madem evden şimdi çıkalım artık gelince birilerini buluruz." Hazırım dediğimde  beraber evden çıkmıştık."Yol biraz uzun olsada Selim ormanlık alanda güzel bir piknik yeri biliyoruz bizde oraya gideceğiz."

"Ateş biz çok açız onlar varmış ben gidince  hemen kahvaltı yapmak istiyorum."

"Birazdan ararım da acaba bizde bir şeyler alsa mıydık?"

"Ne alacağız ya onlar bizi pikniğe davet etti, bugün iğne bile kaldırmam her şeyi yapsınlar...Işin ucunda yemek olmasa gitmezdim bile onlara hala çok kırgınım." Ateş'in bana baktığını hissedince son cümleyi dışımdan söylediğimi fark ettim.

Ateş akıllıca bu konu hakkında yorum dahi yapmadı. Biliyordu ki ağzını açınca bu işin ucu ona da dokunacaktı. Beni ekstradan enerji harcatıp kovuşturmadıği için hanesine artı atıyorum.  Ve sonra ne yapıyorum beni öptüğu için o artıyı hemen siliyorum.

Beş on derken midem biraz daha birime yaptıştı. Şükür ki ormanlık alana girince geldiğimizi hissettim. Ateş biraz daha yukarıya çıkarken pencereyi açıp o güzel dağ havasını içimde çektim.  Yeşilik kuş sesleri, toprağa bile hasret kalmıştım.

"Arabayı buraya park edelim ilerde yer yok diye biliyorum." Kendi konuşup kendi park edince bir şey söylemedim. Bugün pazardı ve şu saatte bile insanlar vardı. Ben etrafa bakınırken Ateş de inerek bana elini uzattı. Sorgusuz sualsiz yanına giderek uzattığı elimi tuttum.

"Alo Selim, biz geldik... Tamam, biliyorum..."

Ateş telefonu kapatınca gidelim demişti. Burası gercekten harika içim huzur dolmuştu. Şuan ruhumu pamuk gibi hissediyordum. Biraz ilerleyince karşımıza Selim çıktı.

"Selim, kahvaltı hazır mı?"

"Sana da merhaba yenge ve hayır bizde yeni geldik. Henüz hiçbir şey hazır değil." Burnumun direği sızlayinca dudağımı büzüp Ateş'e döndüm.  Saniyesinde gözlerimde  yaşlar akınca Ateş hayrete düşmüştü.

"Ateş kahvaltı hazır değilmiş ben sana arayalım dedim, biz çok açız dedim. Sen beni dinlemedin sen bizi hiç sevmiyorsun...."

"Aman Allah'ım..."diyen Ateş beni kollarının arasına alırken iç çekip daha çok ağlamaya başladım.

"Ciddi mi? Gerçekten ağlıyor mu? Yenge şaka yaptım, her şey hazir... Yenegelerin gülü bak çok ciddiyim bak araya masamız orada..."

"Iyi halt ettin Selim, madem hazır neden karımı kanıyorsun." Ciddi mi diye iç çekerek arkasina baktım. Uzakta iki kişi görünüyordu.

"Özür dilerim yengecim bir daha katiyen yemek konusunda şaka falan yapmam. Affet."

"Seni.... Seni dün affetmiştim ama yine küstüm. Bugün sende benimle konuşma." Ahmak adam, zaten açılıktan ölüyorum yaptığı şey şaka mıydı? Selim tuhaf bakışlar atarken hızla  yürümeye başladım.

Işaret ettiği masaya yaklaşırken tek odak noktam masaydi. Masaya ulaşınca elime bir tane poğaça alıp ağzıma atmıştım.  Başımı kaldırmamla iki yabancı sima gördüm. "Selda kime diyorum..." Ateş söylenerek yanıma gelirken ağzımdakini çiğnemeye çalıştım."Lütfen kusura bakmayın, karım hamile de açlığına dayanamıyor biz yediğinin parasını..."

"Hayır hayır hiç önemli değil afiyet olsun." Ben tıkınirken Ateş tesekkür edip tekrar elimden tuttu. Bu defa doğru masaya gelince    Büşra bana su uzatmış bende elinden alarak masaya yerleşmiştim.

"Ne oldu abi Selda neden o masaya gitti?" Okan bana tuhaf bakışlar atarken Büşra iyi misin diye sordu.

"Ne olabilir başka çifti siz sanıp masalarına gömüldü. Şükür ki anlayışlı çıktılar da bir şey söylemediler." Ben hala tıkınirken "Sen ağladın mi?" Diye sordu Büşra bende ona cevap vermek yerine tekrar masaya odaklandin.

"Karım size bir saat cevap veremeyegi için onu da ben cevaplayıyım. Selim manyağı kahvaltı hazır değil dedigi an bizim ki aç kalacağım diye ağlamaya  başladı." Ateş yanıma otururken Okan ve Büşra da karışmiza oturdu.

Okan geçmiş olsun abi dediği an dudağımı büzdüm. "Neden sana geçmiş olsun dedi, ben sana bela mı oluyorum. Neden arkadaşın ımalı konuştu."

"Okan...." Ateş saçımdan öperek "Yok, güzelim sen başımın tacısin sen ona bakmada kahvaltını yap." Demişti. Şuan açlığımdan şekerim düşmüş olmalıydı ki tatlı tuzlu ne bulduysam ağzıma tıkamaya başladım.

"Söylediğim gibi  termosu arabada unutmuşum kim çay ister. " Selim'in sesiyle boş  bardağı alıp ona uzattım.  Ağzım dolu onlara bakarken hala bana bakıyorlardı. Zar zor yutkunarak Okan'ın yanina oturan Selim'e bakmıştım.

"Selim ateşi yakmayacak mısın, Ateş mangal yapacağını söyledi. Yoksa vazmi geçtin." Cevap vermek yerine herkese bakıp güldü.

"Yengecim elbette yapacağım önce kahvaltımızı yapalım."

"Ateş arkadaşın ateşi yakmayacağinı söylüyor kalkip sen yak yak. Ben saatlerce aç oturamam."

"Oğlum bu kız kaç gündür aç?"

"Aman Okan, o bezlere girme çıkamazsın. Yengecim şunu yer yemez yakmayacağı  sizde cok yemeyinde erken mangal yapalım. "

"Karıcığım acaba biraz yavaş mi gitsen önce yediklerini sindir sonra karnın falan ağrir."

Gözlerim dolunca Büşra'ya baktım. "Benim loklamalarimi sayıyor, hepiniz çok kötüsünüz hiçbirinizi sevmiyorum." Bana ne oluyor bilmiyor ama ciddi ciddi ağlıyordum. Tekrar ağlamaya başlayinca Büşra elimden tuttu.

"Canım arkadaşim bunu kendine yapma bugün buraya senin için geldik. Onlar yakmasa bile ben yakarım sen sakin ağlama."

"Oldu o zaman ben gidip mangal kömürünü getireyim yoksa kötü şeyler olacak...." Selim ayağa kalkınca elini Ateş'in omzuna vurmuştu. Bende gözlerimi kısıp kocama baktım.  Ateş elimi tutup dudağına götürdü.

"Selda'cım bak bende en sevdiğin çikolata var, mutluluk hormonu salgılar." Büşra'nin elinden çikolatayi alinca Okan'a baktım.

"Alıyorum ama sizi affetmedim. Özlliklede seni Okan, benim arkamdan hiçkimse entirika çevrimez tamam mı?"

"Ne haddime Selda'cım  biz yalnizca küçük bir şaka yapalım dedik. Yoksa biz kim seninle aşık atmak kim." Aferin diyerek Ateş'e bakmıştım kaş göz hareketi yapıyordu. Bana bakip gülünce çikolatamı dişledim.

Bir süre sonra Selim gelip ateşi yakmaya başlayınca elime meyve suyu alıp başında durdum."Duydum ki bu işte çok tecrübeliymişsin. Bende bir karar verdim. Eğer enfes şeyler yaparsan seni affedeceğim. Yapmazsan onlar gibi seninlede konuşmam."

"Elimdem gelenin en fazlasını yapacağım yengecim sen hiç merak etme." Ateş yanımıza gelince gözlerimi kısıp ona baktim. Karnim doyunca aklım başıma gelmişti.

"Selim sne gidip kahvaltını yap ben hallederim." Selim Allah razı olsun dedikten sonra benden müsade isteyip gitti. "Kendini nasıl hissediyorsun biraz daha iyi misin?"

"Evet, biraz daha iyiyim. Açlıktan elim ayağım titiyordu. Şimdi kendime geldim..." Beni gülme alınca  bizimkilere sırtımı dönerek  "Onlara da iyi ders verdim değil mi bir daha benimle uğraşmazlar." Ateş burnumu sıkarak gülmüştü.

"Şuan sana dehşetle bakıyorlar. Hatta eminimki on yıl kadar çocuk falanda düşünmezler."

"Gerçekten çok kırıldım Ateş, sende dahil bildiğin bana iftara attınız. Ben yeryüzünün en kötü kadını bilse olsam hamileyim, en azından bunu düşünüp üstüme gelememeniz gerekirdi."

"Özür dilerim... Ve bir kez daha özür dilerim. Ben yalnızca bebeğimizi değil seni de çok seviyorum."





           Vicdan azabı korkunç bir duygu. Beklemek ondan daha korkunç!

Şeytan Ayrıntıda Gizlidir, Ahmet Ümit



Continue Reading

You'll Also Like

2M 80.4K 52
Aşk kader gibidir Lina, ondan kaçamazsın!. Unutma... Kalp her zaman imkânsıza âşık olur.
1M 62.9K 40
"Bana cehennemi yaşatmana rağmen, sen benim cennetimsin Meira." Fantastik değildir. DİKKAT! Bu kitapta cinayet, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi r...
1.6M 87.3K 47
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
843K 48.7K 34
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...