İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬

Av Sldakser

2.6M 43.3K 9.3K

# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intak... Mer

TANITIM 👑
İntikam Ateşi
Bölüm 2
Kimim ben
Bölüm 4
Pişmanlığın ateşi
Bölüm 6
bek
Bölüm 8
Veryansın
Bölüm 10
Söz
Bölüm 12
Tercih zamanı
Bölüm 14
Kırık Düzen
Bölüm 16
Aşkımız günah
Bölüm 18
Bölüm 20
Böğürtlen
Bölüm 22
Büş - Ok
Bölüm 24
Düş
Bölüm 26
Sızı
Bölüm 28
Seviyorum seni
Bölüm 30
Karanlık
Bölüm 32
Vuslat
Bölüm 34
Aşktan kaçış
Bölüm 36
Yalan dolan
Bölüm 38
Mutluluk zamanı
Bölüm 40
Ölürüz
FİNAL
Özel Bölüm

Affetmez mi

9.7K 608 159
Av Sldakser

"Büşra!"

Adımı işitmemle dişlerimi sıkarak olduğum yerde durmuştum. Sesin sahibini çok iyi bildiğimden arkamı dönmeden beklemeye koyuldum. Ben yanıma gelmesini beklerken sol kolumdan tutup çekiştirmeye başladı. Nereye gittiğimizi anlamak için etrafıma bakarken kiler gibi küçük bir yere girdik. Kileri girince kolumu bırakmış bende etrafıma bakmayı kesmiştim.

Okan kapıyı kapattığı anda üstüme doğru yürüyünce başımı kaldırdım. "Sana ben ne söyledim. Etrafımda olmayacaksın demedim mi? Söyle bana ben işyerini devrettim de benim mi haberim yok." Neden bu kadar sinirli olduğunu anlamayarak yutkundum.

"Selda..."

"Selda ne? Yoksa bu fikirleri aklına o mu soktu? Etrafında olursan gönüllümü geri kazanır mısın dedi. Ama biliyor musun artık o kızdan her şeyi bekler oldum."

"Sen ne saçmalıyorsun. Selda, ne yapiyorsa acısıdan yapıyor. Buraya da onu yalnız bırakmamak için geldim... Hem sen söylemedin mi, illa bir yerlerde karşılaşacağız o halde neden buraya gelmemi dert ediyorsun ve neden beni uyarmana rağmen sen bana laf veriyorsun?"

Okan parmak uçlarıyla burnunu sıkarken yanından geçip gitmek istedim. Bir kez daha koluma yapıştığında kulağıma fısıldayarak konuştu. "Kancayı kime atarsan at ama Selim'den uzak dur." Elini silkerek kolumu ondan kurtardım.

Kilerden çıkıp kendime rota seçtim. Elim ayağım titrerken masaya geri dönmezdim. Bunun yerine kendimi lavaboya atmak istedim. Kapıya uzanacağım sırada birinin Selda demesiyle içeriye kulak kapattım.

Siz hiç merak etmeyin kızlar, benimle uğraşmanın ne demek olduğunu ona göstereceğim. Hadi şu pislik yerden bir an önce çıkalım.

Geldiklerini anlayınca kenara geçerek sakladim. Içerden masada kızlar çıkınca elimi belime koymuştum. Bunlar bir şeyler yapmaktan mı bahsetti. O halde iyi ki Okan ile zaman kaybetmeden buraya gelmiştim. Kapıyı itekleyip içeriye girince aynaya baktım. O sarı çiyan bizimkisine zarar vermesin. Selda'ya zarar verme ihtimali tüylerimi ürpertmişti. Eğer öyle bir şey yapsın onu ve yanında yılanları bogardım.

Ah be Selda her zaman haklı olmak zorunda mısın? Elimi yıkadıktan sonra peçeteyi alarak elimi kurulamaya başladım. Okan epey sinirlenmişe benziyordu. Belki de bir erkeği kıskandırmak en ilkel yöntemdi. Bulunduğum yerden daha fazla oyalanmayarak yürümeye başladım. O sirada Okan mutfak bölümden çıkmıştı. Ona takılmayarak hızlı adımlarla yürüdüm.

Ben ona yalan söylediysem o da beni tek kalemde silmişti. Oysa onun sevgisine inanıp o tektaşı parmağıma taktım. Belki de ailem onu öğrenmenden önce bitmesi iyi olmuştu. Aksi takdirde aileme neyi nasıl anlatırdım.

Masaya geldiğimde herkes yemeğine başlamıştı. Ben yerime oturduğum da Selda hemen nerde kaldın diye sordu. Bende gözümün ucuyla sarı fettanın yanına oturan Okan'a baktım. Elime kaşığımı alarak peçeteylw silmeye başlamıştım.

'Tatlım sakin!" Selda kulağıma fısıldarken gözüme bacaklarının üstündeki ceket çarpmıştı. Anlaşılan Ateş Bey elbisenin kısalığını hazmedememişti. Yemek boyunca masada sessizlik hakim olmuştu. Selim'in göz göze gelme çabalarını takdir ederken yemekten sonra tatlı siparişleri verildi. Selda lavaboya gitmek için kalktiğında gözden kaybolana kadar onu takip ettim.

"Enişte konuşabilir miyiz? Önemli..." Sondaki önemliyi kimse duymasın diye kısık sesle söyledim. Ben ayağa kalktığımda herkes bana bakmıştı. Ateş de ayağa kalkınca arkama bakmadan çıkışa ilerledim. Mekandan çıkınca kenara çekilip onun gelmesini bekledim

"Büşra nedir bu kadar önemli olan şey..."

"Ateş arkadaşlarının yanında ayıp oldu fakat seninle çok acil konuşmam gerekiyordu... Selda... Ateş o hiç iyi değil psikolojisi alt üst olmuş durumda senden rica ediyorum ne yap et onu psikoloğa götürmeyi ikna et."

Ateş elini ensesini götürürken benimle aynı fikirde olduğunu anladım. "Bunu nasıl yaparım Büşra, bana şuan savaş açmış durumda. Bende ruh halinin iyi olmadığıni biliyorum. Elimden geldiği kadar da toleranslı davranıyorum ama yetmiyor." Biliyorum yetmiyor yetmeyecekte...

"Sana bunu çok samimi söylüyorum Selda, böyle biri değildi. Normalde sevecen hayata pozitif bakan güler yüzlü biriydi. Ne olduysa her şey bir anda altüst oldu. Bana kalırsa hamileliği kaldıramiyor."

"Biliyorum ilk birlikteliğimizden sonra kafayı yeme noktasına geldi. Hiç abartmıyorum Iki gün boyunca iç çeke çeke ağladı. Bilmiyorum belki de beni ona çeken şey gözyaşlarıydi. Bana hiçbiri samimiyetsiz yalan dolan gelmedi." Ne kadar üzüldügunü tahmin edebiliyordum.

"Selda her zaman çocuk sahibi olmak istiyordu. Bebeği aldırmasına bu yüzden karşı geldim. Biliyordum ki o bebeği aldırdıği an dünyası başına yıkılacak bir daha kendine gelemeyecekti."

"Ne yapmamı öneriyorsun?"

"Her annenin belli görevleri varsa her babanın görevi de karısına ve bebeğine sahip çıkmaktir. Şu aylar çok kritik senden ona olabildiğince dikkat etmeni etmeni istiyorum. Eğer psikolog ayarlayabilirsen hiç değilse normaline dönecek bekli de seninle savaşmayı kesecektir." Bu söyledigime kendim dahi inanmakta zorlanmıştim.

"Bu mümkün mü? Onu elinde beyaz bayraklarla hayal edemiyorum.... Yine de elimden geldiği kadar ikna etmeye çalışacağım sende bu sürede ona destek verirsin."

"Ben hep yanında olacağım, seninde işin içinden çıkamadığın bir durum olursa mutlaka beni ara. Şu hamilelik dönemini ne kadar stressiz atlatırsa bebeğinin sağlığı için o kadar iyi olacak." Böyle devam ederse düşük yapmasından korkuyordum.

"Bunları seninle yine uzun uzadıya konuşuruz. Şimdi içeriye geçelim."

"Dur... Selda şimdi nerde kaldınız diye soracaktır. Ona mantıklı bir şey söylememiz gerekiyor. Birde şu sıralar onun tersine gitme, şu günlerde aklı bir başka çalışıyor."

"Sorma... Şöyle yapalım mı? Senin başının ağırdiğini söyler ilaç almak için çıktık deriz."

"Olur hemen bir eczane bulalım."

"Bir saniye bu yakınlarda eczane yok vakit kaybı olur... Tabi ya arabada ağrı kesici olması lazım. " Ateş arabasına doğru giderken ben olduğum yerde kalarak onu beklemiştim. Ates arabadan ilacı almış olmalıydı ki yanıma gelmeye başladı. Elime ilacı uzatığinda gülümsedim.

"Büşra.... Ateş, siz burada ne yapıyorsunuz herkes içerde sizi bekliyor." Selda'nin sesini duymamla irkilmem bir olmuştu. Ona döner dönmez güldüm. "Ilaç... Başım ağrıdı da Ateş ve ben ilaç bulduk." Elimdeki hapı gösterirken gözlerini kıstı.

"Bir tane mi, siz benimle dalga mı geçiyorsunuz. Eczaneye gittiniz ve size kutuyla değilde bir tanecik mi verdiler. "Ateş hemen önce atılarak Selda'nin yanına gitti.

"Hayatım eczane bulamayinca aklıma arabada ağrı kesici olduğu geldi. Hadi biz içeriye girelim."

"Bulumadiniz mı? Ateş burası senin arkadaşının mekanı bu çevreyi avcunun içi gibi bilmen gerekiyor. Yakınlar da..."Selda hesap sormaya devam ederken Ateş elini beline götürerek açık eczane bulamadık diye söylenmişti. Umarım buradan ayrılırken yakınlarda falan açık eczane yoktur da görmez.

Onlar atışarak içeriye girince bende sağıma soluma bakarak onlari takip etmiştim. Bence uzaktan çok yakışıyorlardi. Bu tartışmalarda onları daha tatli kılıyordu.

Tatlılarımizı yedikten sonra diğerleri kalkmış biz de yalnız kalmıştık. Yalnızca fazladan olarak Selim bizimle kalmıştı. Okan bize kahve söylerken Selda dondurma diye tutturdu. Ateş yok dese de bizimki nerdeyse ağlama noktasına gelmişti. "Bir saniye... bi saniye yenge sen yoksa hamile misin?" Herkes Selda'ya bakarken o da Ateş'e baktı.

"Buradaki herkes biliyor seninde bilmende sakinca görmüyoruz. Selda hamile... Ve evet ben baba oluyorum sizde amcaları olduğunuz için Selda'yı ikna edin." Selim elini uzatıp bizimkileri tebrik ederken benim gözümde Okan'daydı.

"Ateş bak cidden canım çekti yalnızca ucundan alacağım söz veriyorum." Okan bizimkine kiyamayip ben getiriyorum derken Ateş de arkasında bağırarak yalnızca bir kaşık demişti. Selda sonunda arzu ettiği dondurmaya kavuşunca dondurmayı ballandirarak yedi.

"Bu ne oğlum kendimi gebe kadınlar gibi hissettim. Okan en acilinden bize de dondurma. " Dondurma geldiğinde herkesinki rengarenk iken benimkisi yalnızca böğürtlenliydi. Dondurmadan gözümü alınca Okan'a baktım. Bunu vicdan azabı çekmem için mi yapmıştı yoksa akışkanliktan öte mi?

"Sen nasıl bir babasın ya bir kaşık daha diyorum. Lütfen!" Selda'nin sesiyle yine ona bakmıştım. Ateş kaşığıyla kendi dondurmasından vererek kendi eliyle yedirmişti. Ben Selda'yı bilmem ama bana kalırsa Ateş olmuştu...

"Oğlum bende bir an önce evlenip şu saadeti yaşamak istiyorum. Büşra benimle evlenir misin?" Yediğim dondurma boğazımda kalırken Selda sırtıma vurdu. Ne oldugunu anlamazken Selim de içmem için su uzatmıştı. Okan da o sırada masadan kalkarak bir sinirle uzaklaştı.

Selim yalnızca şaka yaptığını söylesede birileri fena şekilde ciddiye almıştı. Selda galiba doruk noktaya ulaştık kalkalım dediğinde bunu bekliyormuşum gibi ayaklandim. Biz kalkarken Ateş de Okan'a seslenerek kalkıyoruz dedi. Hep beraber dışarıya çıkınca havanın epey serin olduğunu fark ettim.

"Ateş biz buraya gelirken Büşra'nin arabasi bozuldu. Biz geçerken Büşra'yi da bırakıriz değil mi?"

"Olur sevgilim bırakalım." Derken Selim hemen araya girerek elini belime koydu."Büşra ben seni evine kadar bırakırım." Demiş o sırada Okan yanıma gelerek "Ben bırakırım sen Büşra'nin evini bilmezsin." Diyerek sert tonda çıkışmıştı. "Iyi işte abi bu sayede öğrenmiş olurum hadi Büşra gidelim." Eğer yemin etmeseydim onunla giderim ama bana yemini ettiren oydu.

"Selda size iyi geceler ben Selim ile giderim." Selda'ýi öpüp vedalaştıktan sonra Selim'in yönlendirmesiyle arabasına binip emniyet kemerimi bağladım. Okan'a hiç bakmadığim için yüz halini görmemiştim.

Araba hareket edince Selim gülmeye başladı. "Bu gece hiç olmadığı kadar çok eğlendim yenge..." Yenge mi? Selim göz ucuyla bakıp tekrar yola döndü. :Okan'in eski sevgilisi olduğunu biliyorum. Ikinizin fotoğrafını görmüştüm. Başta çıkaramasam da anlamam çok zamanimi almadı. "

"Iyi ama sen?"

"Neden mi öyle davrandım. Okan'ın hâlâ seni sevip sevmediğini anlamak içindi ve bana kalırsa seni hala çok seviyor. Sana geri dönmesi için ona zaman vermelisin.

"Nedense ben öyle düşünemiyorum bana çok kızgın." Yol boyunca geceden ve Okan'dan bahsedip durduk. Ben Selim'i cidden çok sevmiştim. "Peki, sana bir soru sormak istiyorum. Selda ve Ateş uzaktan nasıl duruyorlar?"

"Adamlar buram buram aşk kokuyor. Bana kalırsa hayatları boyunca mutlu olacaklardir. Kardeşimin ruh eşini bulması beni bugün bir ayrı mutlu etti de diyebilirim."

"Umarım... Umarım çok mutlu olurlar..."





Ilerleyen bölümlerde devamı gelsin diyenler kaç kişiyiz?








Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

Peyda Av Herkes Yalan

Tonårsromaner

725K 49K 32
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
1.7M 77.3K 80
"Hedef güçtür ! Hedefin ne kadar büyük olursa O kadar güçlü olursun"
6.8M 218K 92
AŞK, Bir kalıba, Bir yatağa, Bir sıfata, Ya da dört duvara... Sığdırarak yaşanacak kadar küçük bir duygu değil. Her sıfatta ve her firsatta. Her...
262K 6K 12
Hatırlanmayan bir sene, kimliği belirsiz cesetler, susturulan tanıklar, kaybolan insanlar ve korunmak için iltica edilen çok yanlış bir liman... Çözü...